Bütünü gülmece ama gülüp geçmeyin

Bütünü gülmece ama gülüp geçmeyin
17 Ekim 2012 13:54

Bir konu ve o konunun bir içeriği var. Siz o içeriği bilmiyorsunuz. Doğaldır. Ama kalkıyorsunuz, bilmediğiniz içeriye katılmadığınızı söylüyorsunuz!
 

Baki KARAKOL H&H HABER YORUM

Kendiniz  için ne düşünürsünüz?
 
Böyle bir şeyi, bir başkası yapsa?.. O bir başkanı için düşünceniz ne olur?
 
O kişi Başbakan’sa?.. Ne dersiniz?
 
İnanmaz mısınız?
 
Yoksa… Böyle bir söylemde bulunan Başbakan tarafından yönetilmenin derin acısını yüreğinizde mi hissedersiniz?..  
 
Siz düşünürken… Biz, dün akşamüzeri Ankara Esenboğa Havalimanı’nda yaşanan gelişmenin ayrıntısını özetleyelim…
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan gezisinden dönüyor. Karşılarına oturduğu gazetecilerden biri, 5 Eylül 2012’de Afyonkarahisar’da meydana gelen askeri depo patlamasında şehit düşen askerlerin ailelerinden tepkiler olduğunu anımsatıyor, “askerlerin, görev esnasında doğal afet nedeniyle şehit olduklarının konuşulduğunu söylüyor, “Bununla ilgili bir düzenleme yapılabilir mi? Yani o askerler doğal afet nedeniyle mi şehit sayılır?” diye soruyor.
 
Başbakan’ın, “Afyon’daki şehitlerimizle ilgili açıklamanın içeriğini tam bilmiyorum, ama o içeriğe pek katılmıyorum…” diye yanıt veriyor.
 
İnanılır gibi değil! Bir askeri mühimmat deposunda patlama oluyor, 25 asker şehit düşüyor. O askerlerin “şehitlikleri” “görev esnasında doğal afet” kapsamına alınmak isteniyor. Yurtdışında da olsa, ülkenin Başbakanı’nın, bu çalışmadan haberi yok! “Başbakan’ın haberi yok” diye bir şey olabilir mi?! Yok ki, Başbakan, “… ilgili açıklamanın içeriğini tam bilmiyorum” diyor! Hadi bu da bir yana… Başbakan’ın, “… ilgili açıklamanın içeriğini tam bilmiyorum…” dedikten sonra, “ama” sözcüğü ile bağladığı şu “… o içeriğe pek katılmıyorum” sözüne ne demeli?!. Bilinmeyen içeriğe “katılmıyorum” sözcüğünü kullanmak doğrumu ve neyin nesi?!. Bilmekten kaçış , tezcilik, acemilik niye?!.       
 
Neyse ki… Söylem biçimini ve içeriğini yerdiğimiz tümcenin arkasından gelen “Genelkurmay Başkanından bilgi almam lazım” tümcesi “yanlış”ı düzeltir gibi…
 
Başbakan Recep Tayip Erdoğan sözlerini şöyle sürdürüyor:
 
“Bizim çıkardığımız yasa bu şehitlerimizi de kapsayan bir yasadır. Biz, yolda bir trafik kazasında dahi bir askerimiz şehit olsa, bu kapsama alacağımızı söylemiştik. Burda bir yanlış anlaşılma var. Şehit aileleri müsterih olsun.”
 
Eminiz ki… Şehit ailelerimiz, duyarlı oldukları ve duyarlılık gösterdikleri konuda “müsterih” olacaklar…
 
Ama… Türk halkı, “tam bilmediği içeriğe, pek katılmayan” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a artık hoşgörülü değil! Bunu da ilk seçimde kanıtlayacak.
 
“Tam bilmediği içeriğe, pek katılmayan Başbakan’a dünya ilk defa tanık oluyor” diye düşünüyoruz.
 
“Tam bilmediği içeriye pek katılmayan” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve ettiği söz, başlı başına bir gülmece!..  
 
Türkiye, Türk halkı ve demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti Devleti, gülmece konusu, gülmece malzemesi olmayı hak etmiyor!
 
Önceden yazılıp yüklenmiş söylemleri, sağlı sollu önüne konulan camlardan okuyan Başbakan Recep Tayip Erdoğan, camlardan yoksun kaldığında, hep böyle yanlış, eksik, çelişkili sözler ediyor. Edecek de…  
 
Halkımızın, hak etmediği durumlardan sıyrılıp kurtulacağına inanıyoruz!..
 
Çok az kaldı!..  
 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün de, partisinin genişletilmiş il başkanları toplantısında, Türkçe sözlükte “Savaş gereçleri” olarak tanımlanan Arapça sözcük “mühimmat”ı, “Askeri gereçler” biçiminde çarpıtırken, Türkçe Sözlük’e bakmayı, oradan “mühimmat”ın Türkçe karşılığını öğrenmeyi “Araştırdım” sözcüğü ile anlatma yanlışını düşmesini sizlerle paylaştıktan sonra, yazımızı, “Gül’ün dikeni” bir başka gülmeceyle bitirelim:
 
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Kamutay Genel Kurulu’ndaki oylamada 360 oy aldığı için “halkoyu” ya da “veto” seçenekleri arasında kalan yerel seçimlerin Mart 2014’den, 27 Ekim 2013’e çekilmesine ilişkin Anayasal değişikliğine ilişkin kararını, “veto”dan yana kullandı. Bir defa daha görüşülmesi için Kamutay’a gönderme gerekçesini ise “mevsim koşulları”na ve “mali külfet”e bağladı.  
 
Sanki bu ülkede, Mart’ta ve Mart’ın çetin kış koşullarında seçim yapılmadı!.. Sanki bu ülkede, mali külfete neden olan kısa aralıklı seçimler gerçekleşmedi!..
 
Dedik ya… Gülmece!..  
 
Bütünü gülmece ama… Gülüp geçmeyin!..