Erdoğan bilindiği gibi Bay Kemal’i bıraktı, Bay bay Kemal’e geçti.

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

Her gün bir yerde bay bay Kemal diyor konuşma yaptığı yerlerde.

 

 

Ve, Erdoğan Türkiye’de en çok hakaret davası açan, gelmişten geleceğe, Türkiye’de en çok hakaret davası açmış olan siyasetçi.

 

 

Erdoğan’ın kendisine hakaret edildi diye açtığı davaların hiçbirinde kendisine şahsi hakaret yok oysa.

 

 

Tam tersine şahsi hakaretleri hep kendisi yapıyor.

 

 

Şimdi…

 

 

Bu hükümet 2005 civarıydı sanırım, birden hakaret davaları açmaya başladı. Peş peşe.

 

 

Karikatüristler ile başladı olay.

 

 

Musa Kart’ı hatırlarsınız. Onu hapse tıktılar çizdiği karikatür yüzünden.

 

 

İşte bu dönemde ben bu hakaret işine merak saldım…

 

 

Yani…

 

 

Hukuk devletinde hakaret nedir, ne değildir , AİHM içtihatları bu konuda ne diyor.

 

 

Çok çok çok özetle…

 

 

Avrupa devletleri, AIHM, hülasası evrensel hukukta Erdoğan’ın dava açtığı kişilerin yaptığı hakaret sayılmıyor.

 

 

Ama Erdoğan’ın kullandığı sözler hakaret sayılıyor.

 

 

Şöyle ki…

 

 

Avrupa hukukunda, AİHM içtihatlarında hakaret sayılan tek şey, bir insanın şahsına, kişisel özellik ve sıfatlarına, fiziksel özelliklerine (kepçe kulak, öküz suratlı, şişko patates, koca göbekli, tipsiz vs. gibi) yönelik olan hakaretler.

 

 

Bu tür sözleri Erdoğan kullanıyor…

 

 

Örneğin, sürtük, iki ayyaş, be namussuz, be ahlaksız, ananı da al git (anayı küçük düşürücü ifade) bay bay Kemal (doğrudan şahsın ismine atıfla onun kişiliğine yönelik küçük düşürme)…

 

 

Onun bu şekilde çok hakareti var ama şu ana bunun için basın taraması yapacak vaktim yok, ki, verdiğim örnekler yeterli.

 

 

Şimdi, aynı Erdoğan Türk siyasi tarihinin en çok hakaret davası açan kişisi olarak, kişisel, şahsına yönelik olmayan, onun fiziksel özellikleri veya ismiyle alakası olmayan siyasal içerikli sözleri hakaret kabul ediyor.

 

 

 

Tam da AİHM ve evrensel hukukun hakaret kabul etmediği, kişisel hukuk çerçevesinde görmediği konu ve sözleri.

 

 

Türkiye zaten terse döndürülmüş bir ülke konumunda şu anda.

 

 

 

Ve, yemin ediyorum seçimin en önemli konularından birisi de, bu normlar tersliğinin yerine oturması.

 

 

Doğru nedir, hak nedir, hukuksuzluk nedir, suç nedir, suç olmayan nedir, yerli nedir, milli nedir…

 

 

Yalnız bir ricam var…

 

 

Lütfen bu siyasi iktidar tarafından uydurulmuş semantik bozuklukla dolu, dünyadaki siyasi jargonda yeri olmayan, abuk subuk kavramları kullanmasın Millet İttifakı mensupları.

 

 

Bakın Almanlar Mercedes’i yaptı.

 

 

Her şeyiyle Alman ve nefiss bir araba.

 

 

İsmi sadece Fransa’dan.

 

 

Alexander Duma’nın Monte Christo romanındaki kadın kahraman Mercedes’ten.

 

 

O da şöyle…

 

 

Mercedes’i yapan en kilit Alman mühendisin kızının adı Mercedes, bu romandan alınmış olarak.

 

 

Araba bitince de, adını bu mühendise koydurtmuşlar, o da kızının adını koymuş.

 

 

Ve, siz tek bir Alman duydunuz mu, yerli ve milli Mercedes diyen.

 

 

Bu komiklik ya, aptallık.

 

 

Bilimin yerlisi olmaz.

 

 

Mühendisliğin olmaz. Tıbbın olmaz. Farmakolojinin olmaz. Kimyanın, fiziğin ve matematiğin olmaz.

 

 

Ama patatesin patlıcanın, bulgurun olur. Peynirin olur, sütün mercimeğin olur.

 

 

Sen kalk adına gerçekten milli denebilecek tarım ürünlerini yok et.

 

 

Sonra da arabaya yerli milli diyerek komik ol.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı