Bozuk suratlı din satıcısı alçak, şerefsiz, münafık gazeteci

Bozuk suratlı din satıcısı alçak, şerefsiz, münafık gazeteci
3 Ocak 2014 09:45

Bu alçak ve şerefsizin önüne atılan yağlı kemiklerin miktarı arttıkça, ülkenin dürüst, çalışkan, milliyetçi, yurtsever insanlarına pis bedeninden fırlattığı necaset miktarı artıyor.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

Hatta, bu necaseti gerçek müminlere daha çok fırlatıyor.

 

Köşesinden yıllardır bu rezilliği sergiliyor.

 

Öyle bir “din satıcısı” şerefsiz ki bu alçak; beyazı kara, karayı beyaz olarak göstermekten asla utanmaz, yüzü kızarmaz, haya etmez.

 

Hep çıkarına göre yazar.

 

Yazılarını İslam’a ve Müslümanlara hizmet ediyormuş gibi gösterir.

 

Halbuki, gazetesinin ve kendisinin “din satıcılığı” yolu ile hükümetten arakladığı paraya göre yazar.

 

Ne kadar ekmek o kadar köfte hesabında olan bir “münafık”tır o.

 

“Şeref” ve “onur” denen kavramlarla tanışmamış bu herif, hırsızı evliya gösterecek kadar ahlaksızdır.

 

Çirkin pis işlerinin ve dürüst namuslu insanlara attığı vicdansız iftiralarının bütün alametleri çirkin suratına yansıyan bu basit yaratık, Müslümanlık ayaklarına yatmasına rağmen, kadınlara taciz ve tecavüzde bulunan kendi adamları ise onu överek göklere çıkarmaktan çekinmeyecek, yüzünün çamurla sıvalı astarı bozulmayacak kadar pişkindir.

 

Şeytana ters pabuç giydirmekte usta olan bu çirkin suratlı “şerro”, çıkarları için hizmet ettiği siyasal grubun elemanlarının namussuzluk adına yaptıkları bütün işleri Allah ve Kuran’ı alet ederek kutsayan bir bedbahttır.

 

Masum ve dürüst insanlara iftira atarak “din tüccarlığı” yapan bu bufalo suratlı çirkin ve çirkef herifin Müslümanlıkla asla bir ilgisi yoktur.

 

Müslümanlık onun için para kazanılan bir ticarethanedir.

 

Yazdığı yazılardan, diğer masum insanlara attığı iftiralardan, hükümetin millet ve devlet aleyhine işlediği cürümlere rağmen onun icraatlarını İslam’ın emriymiş gibi saf temiz dindarlarımıza yutturan bu adam, eğer Müslüman ise din adına onun numaralarını yutan herkes eblehtir.

 

Onun çıkarları adına yutturduğu gibi bir İslam yoktur.

 

Herif öyle bir alçak ki, rüşveti zekat olarak gösteriyor.

 

Herif öyle bir şerefsiz ki, yolsuzluğu yasal bir ödeme olarak sunuyor insanlara.

 

Neden?

 

Çünkü, onlar kendi adamları.

 

Çünkü, onlar milletin malını birlikte zıkkımlandıkları yolsuzluk ortakları.

 

Çünkü, onlar hırsızlık ortakları.

 

Bunlar kendi aralarında ülkeyi “darulharp” ilan edip, fakir fukaranın malını hortumlayan tüm insanlık değerlerinden yoksun alçaklardır.

 

Bu suratı bozuk alçak şerefsizin desteklediği deveyi hamutu ile yutan hırsızlar yüzünden, gıdasızlık ve yeterli beslenememe nedeni ile ne kadar insan hastalanıp öldü?

 

Bu münafığın desteklediği yönetici hırsızlar ve kendisinin de onlar tarafından önüne atılan yağlı kemiklerle beslenmesi nedeni ile nice fakir fukaranın çocukları kötü yola düştü.

 

Ulan alçak, din senin ticarethanen olmuş.

 

Ulan münafık, sen aslında gerçek İslam’dan nefret eden ve ondan intikam alan ruh hastası bir zavallısın.

 

Öncelikle şunu belirteyim ki, hiç kimseyi dinsel düşünce ve duyguları nedeni ile asla yargılamam.

 

Herkesin inancı benim için saygı duyulacak bir durumdur.

 

Ben bu suratı bozuk alçağı İslam açısından neden ele alıyorum?

 

İslam dini ile şerefsizce milletin, fakir fukaranın malını götürdüğü için bunu yapıyorum.

 

Yoksa yurtsever her yurttaş, benim için eşit derecede saygı ve sevgiye değerdir.

 

İslam’ı tersyüz ederek milliyetçi, ulusalcı, yurtsever, Atatürkçü, dürüst, çalışkan, ahlaklı, erdemli ve din tüccarlığı yapmayan samimi dindar insanlarımızı isal olan ağzı ve b.klu kalemi ile lekelemeye çalışan bu suratı bozuk alçak şerefsiz münafık gazeteci, tarif edilmeyecek kadar bir necaset bataklığı içindedir.

 

Bu suratı bozuk herif, hırsızların yanındadır; çünkü bunlarla ortaktır.

 

Bu alçak, rüşvetçilerin destekleyicisidir; çünkü bunları toplumda yazılarıyla aklayarak kirli paralarına ortaklık yapmaktadır.

 

Bu şerefsiz uslanmaz bir ruh hastasıdır.

 

Bu ahlaksız yaratığın çıkar ve para için yıkmayacağı hiçbir değer yoktur dünyada.

 

Bozuk suratı ile insanların midesinin bulandığı bu alçakların alçağı dipsiz çukur herif, elbette ki bir gün hukuk karşısında çok acı bir şekilde hesap verecektir.

 

AMERİKAN ‘KOMİ’Sİ, SEN ECEVİT’İ AĞZINA ALACAK ADAM MISIN?

 

Kaderin cilvesi olarak bakan oldun.

 

Yoksa sen bakan olacak adam mısın?

 

Sen Amerikan soytarıları için onların ülkesinde komilik yaparken, seni tesadüfen buldu; millete ve devlete ihanet eden patronun.

 

Çünkü, patronun onlarla pazarlık yaparken sen ona tercümanlık yaptın.

 

Patronunun ihanet şahitliğinin nimetleri karşılığı sus payı olarak bakan oldun.

 

Ama şunu unutma ki patronunun ihanetini ve ihanet konuşmalarını bir gün ‘Yüce Divan’da yargılanırken bülbül gibi öteceksin.

 

Önce şunu söylemek istiyorum ki, rahmetli Ecevit asilzade bir insandı, sen ise Amerikan serserileri için komilik yapmış asilzede basit bir adamsın.

 

İşte bu nedenle Ecevit’i ağzına almak senin ne hakkındır ne de haddindir.

 

Edebini takın.

 

Senin vatana ve millete ihanet eden patronun oy kaygısı nedeni ile halka yiğit görünmek için İsrail ve ABD devlet başkanları karşısında ayak ayak üstüne atması, sesini yükseltmesi 3.sınıf aktörlerin basit numara ve rollerinden başka bir şey değildir.

 

Çünkü, toplantıdan sonra bu adamlardan özür dileyip siyaset gereği bunları yaptığını söylüyordu.

 

Ve milletin aleyhine bu ‘küresel güç’lerin ne kadar emirleri varsa “başüstüne” deyip onları yaşama geçiriyor senin velinimetin, patronun.

 

Rahmetli Ecevit, büyük bir devlet adamı olarak bu tür sokak çocuğu numaralarına hiç gerek duymuyordu.

 

Çok doğal davranışlar sergiliyordu?

 

Çünkü bilge bir devlet adamı olarak kompleksten çok uzaktı.

 

Senin vatan bölücüsü patronun ise, zır cahil bir siyasal figüran olarak kompleks bataklığında yaşıyor.

 

‘Süper güç’lere kafa tutmaya gelince ben siyasal tarihimizde, Atatürk’den sonra Ecevit kadar yiğit bir adam görmedim.

 

Çocuk, yaşın ve bilgin yetmez; bu nedenle bilenlere sor, 1970’lerde ki ABD’ye rağmen “afyon” ekim olayını sana anlatsınlar; yine 1974’de ki ABD’ye rağmen “Kıbrıs Barış Hareketi”ni sana anlatsınlar.

 

Ya 2002’de çok iyi giden koalisyon hükümetini ABD, Devlet Bahçeli’yi kullanarak neden bozdurdu, sen bunu biliyor musun?

 

Irak hareketini başlatmak isteyen baba Bush, topraklarımızı ve üslerimizi kullanmak istedi ama Ecevit bunu red ettiği için koalisyonu bozdurup, erken seçimi sağlayarak bütün şer planlarını senin patronuna yaptırdı ve milyonlarca Müslüman’ın ölümüne sebep oldu.

 

Senin patronun iktidar olma uğruna somut ve soyut bütün değerleri ABD’ye ve “küresel çete”ye sattı.

 

Rahmetli Ecevit ise Türk milletinin yüksek onurunu emperyalistler karşısında hep korudu.

 

Senin patronun, milletin ve devletin, fakir fukaranın malını tıpkı bir fil gibi devamlı hortumlayarak dünyanın sayılı zenginleri arasına girdi; alnına hırsızlık damgası vuruldu.

 

Bu lekeli damga ile ‘öte’ye gidecek, sonsuza kadar lanetle anılacak.

 

Rahmetli Ecevit ise hassasiyetle millet ve devletin malını koruyan bir dürüst lider olarak şeref ve onuru ile ‘öte’ye gitmiş lider olarak gönüllerde yer etmiş, her gün rahmetle anılıyor.

 

İşte aralarındaki fark özet olarak bunlar.

 

Daha binlerce fark var aralarında ama ben rahmetli Ecevit’i senin patronunla kıyas etmeyi bile yurtseverler için bir hakaret telakki ederim aslında.

 

Az daha unutuyordum; Bay Amerikan komisi, sana son bir şey söylemek istiyorum; rüşvet yiyen ve yolsuzluk yapanlar genellikle “ispat etmeyen şerefsizdir” diyorlar.

 

Ben de “ispatsız rüşvet yiyen ve yolsuzluk yapanlar şerefsizdir” diyorum.

 

Bu sözüm de kulağına küpe olsun.

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!