Başbakan, Başbuğ’un tutuklanma talimatıyla ilgili: Bunun bedelini ödeyecek!

Başbakan, Başbuğ’un tutuklanma talimatıyla ilgili: Bunun bedelini ödeyecek!
19 Mart 2014 23:30

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan TRT’nin ortak yayınında,Ahmet Taçgetiren,Nihal Bengisü Karaca ve Hakan Albayrak’ın sorularını yanıtlıyor.

 

İşte konuşmasından satırbaşları;

 

Bu kişi oradan ülkemi karıştırıyor. Şu anda bunun tedbirlerini alma zorundayız. Amerika’da inzivaya çekilmek. Bu nasıl inziva. Bizim ülkemizde inzivaya çekilecek çok yer var.

 

Bunlar tamamıyla şantaj olarak kullanılan şeyler. Partilerden istifa eden kişilerin istifa nedenlerini araştırırsak altlarından bunlar çıkabilir.

 

Bunlara gönül vermiş kardeşlerime sesleniyorum; Şu ifade çok kullanılıyor ‘hoca efendi dediyse bunda bir keramet vardır” bu ifade çok yanlış bir yaklaşım tarzıdır. Bunlarda yalan takiye, iftira fitne fesat var. Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanı Tayyip Erdoğan on iki yıldır görevde. Bize bazen kitaplarını falan gönderiyor. N’oldu ki on iki yılda akla gelecek her türlü iftirayı atma yoluna girdiler. Beni dinlemişler, ailemi dinlemişler, oğlumu kızımı dinlemişler. Bir Müslüman bir Müslümanı dinleyebilir mi gözetleyebilir mi? Şantajı da kullanıyorlar. Bunun uluslararası boyutu da. Mesela Enerji Bakanım ile görüşüyorum. Bunu bir yerlere servis edersen bu dört dörtlük vatan ihanet suçuna girer. Bizim bu görüşmelerimizi uluslararası yerlere servis etmedikleri ne malum?

 

YURTLARDA TEHDİT VAR

 

Yurtlarda korku var. bu kişiler tehdit ediyorlar. Bana gelen bir kız öğrencimiz “Eğer onları dediğini yapmazsak başbakanım. annemi babamı arayacaklar, anneme babama sizin kızınız erkeklerle meşru olmayan telefonlar edecekler” diyorlar. Yani bir şantaj var.

 

BAŞBUĞ İDDİALARI

 

Emekliliğini izteyen ahlaksız seviyesiz biri diyor ki ‘Bu tutuklamayı başbakan istedi’ diyor. A’dan Z’ye bunların hepsi yalan. Bunlar takkiyeyi, yalanı leblebi çekirdek gibi yerler. Sen benimle kaç kere görüştün. Bunun bedelini ödeyecek. Bazı malum oparasyonu yapıp İstanbul dışına gönderilen savcılar vardı ya bunların hepsi kankaydı. Kendileri için somut delilleri yoksa Tayyip Erdoğan için nasıl oluyor. Onlara da mı montaj kaset yayınlayacaklar? Bakın bugün fezleke ile ilgili tartışma istediler. Dert bugün bunu yapıp burdan netice alırlarsa son günlerde değerlendirebilir miyiz? Bizim arkadaşlarımız onlara gereken yanıtı verdiler. Benim dört bakın arkadaşım gerekeni gerektiği zamanda yapar. Daha önce da yaptılar ve görevlerinden ayrıldılar. Muhalefet soruşturma önergesi vermiyor. Biliyorlar ki buradan bekledikleri neticeyi alamayabilirler. Bugünkü olaydan sonra onlar böyle bir atağa geçseler şaşırmam. Yerel seçimlerden sonra olabilir, arkadaşlarımız verebilir.”

 

DİN ALİMİNİN ALUFTE SÖZÜ KABUL EDİLEMEZ

 

Başbakan Erdoğan, seçim döneminde böyle bir konuya girmek istemediğini belirtirken kendisinin 2 yıl önce Türkçe Olimpiyatları’nda dön çağrısı yaptığını söyledi. Erdoğan, inzivaya çekildiği söylenen kişinin Türkiye’de kendilerine ait televizyon kanalındaki dizilererin sahnelerine ve senaryolarına kadar onun oluru görülüyor dedi.

 

Bir din alimininin bir alufte ile ilgilenmesinin kabul edilemeyeceğini anlatan Erdoğan, partilerden istifa edenlerin istifa nedenlerini araştırıldığında altından bu tür olaylar çıkacaktır. Bunların üzerine gidilecek. 30 Mart kırılma noktasıdır.” dedi.

 

BUNU AÇMAK BENİM EDEBİME TERS DÜŞER

 

Erdoğan, Paralel Yapı’nın 35 yıllık süreç içinde attıkları adımlar olduğunu belirterek “İktidarımız süresi içinde iyi niyetimizi koruyarak buraya geldik. Bunların az sızdıkları veya çok sızdıkları alanlar var. Ben buradan bu camiaya gönül vermiş kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Hocaefendi dediyse bunda bir keramet vardır. sözü çok yanlış bir ifadedir. Bunlar için kendi amaçları için herşey meşrudur. Ben bunları ben bildiğim için söylüyorum. Ancak bunu açmak benim edemibe ters düşer.

 

Ben bu kardeşlerime seslenmek istiyorum. Aldığınız görevde son 3 yıla kadar bizle ilgili hiçbir sorun yoktur. Bana gönderdiği hediyelerde bize methiyeler düzüyor. Son iki yılda ne oldu ki, benim şahsım ailem akla gelebilecek her türlü yalanı iftirayı atma durumuna girdiler. Bu iftiralar içinde, beni, eşimi, kızımı, çocuklarımı dinlemişler, bunların içinde bakanlarla yaptığım güvenlik hat konuşmalarımı dinlemişler. Bunu yasal olarak yapmaları mümkün değil. Bir müslüman bir müslümanı dinleyebilir mi gözetleyebilir mi, Bunlar bunu yaptı. Yapmaya da devam ediyorlar. Şantajı da kullanıyorlar. Bunun ulusal boyutu yok, uluslararası boyutu da var. Benim Enerji Bakanı ile yaptığım görüşme uluslararası boyutu var. Sen bunu dinler ordaki bilgiyi bir yerlere servis ederse bedeli Türkiye ödeyecek. Bu dört dörtlük vatana ihanet suçuna gider. Biz ülkenin çalınan bir imkanını geri kazanmak istiyoruz. Oysa o birileri ile iltihak halinde.

 

Bunların içinde çok çok sıkıntılı olaylar var. Adana olayı yenilir yutulur olay değildir. Ben onun görüntülerini izlediğim zaman vurulmuşa döndüm. Savcı giden yardımı durdur, kapağı açtır, yerlere saçtır, MİT mensupları kimliklerini gösterdikleri halde sanki PKK’lı imiş gibi onlara orda yerde işkence ediyor. Bunu yapan da bir savcı. Bu nasıl bir milliyeti sevmektir. Bunun sınırı da yok. Bunlar en yakın arkadaşlarını da dinlediler. Latif Erdoğan, hayatı onlarla geçmiş ama 15 yıl onu dinlemişler. Neden diye sorduğunda ‘Ne yapıyorsun nereye gidiyorsun’ diye merak ettiklerini söylemişler.

 

PARELEL YAPI İLE İLGİLİ İLK KUŞKU NE ZAMAN BAŞLADI

 

8 Şubat olayı dinleme konusunda zirve yaptı. Aslında daha öncesi Oslo görüşmeleri ilk tezahürleri oldu. Biz terör örgütü olayı lehine adım atmışız, bir kısım yargı bizim müsteşarımızı ifadeye çağırdılar. benim iznim şart. onlar dümdüz gitmek istediler. Oslo’ya onu gönderen benim, Emre beyi, Afet hanımı gönderen de benim, gücünüz yetiyorsa beni alacaksınız dedim. Onların derdi Türkiye’nin istihbarat gücünü artırmak değil, türkiyenin gücünü kırmak ve kendileri devreye girmek istiyordu. Biz çomağı sokunca rahatsız oldular.

 

Bunları rahatsız eden ilk konu dersane konusu. Ben bu konuda ilk talimatı Hüseyin beye verdim. Ben Türkiye’yi dolaşırken bu konuda çok şikayet aldım. İnsanlar malını mülkünü satıp çocuğunu dersaneye vermiş ama çocuk üniversiteye girememiş. Ancak onda da başka işler olmuş. KPSS veya başka alanlarda birçok durumlar yaşanmış. Karı Koca sınava girmiş ve tam puan almışlar. Bizim bunların dershaneyi kapatmak suretiyle faaliyet alanlarını tıkamak gibi bir şeyi düşünmemiz mümkün değil. Ben çok görüştüm kendileriyle. Dedim ki hizmet alımıyla okullar yapın. Hatta adımını attık. Danıştay engelledi. ‘Hükümet cemaatin okullarına zemin hazırlıyor’ dedi gazeteler. Buna rağmen görüşmede ‘Okullaşma olayına ağırlık verin bu dershane olayını sonuna kadar savunamayız’ dedik. Ağırlığı dershaneye verdiler. Niye çünkü seçerek öğrenci alıyordu. Bu şekilde bu işi sürdürdüler. 1 Eylül 2015’e kadar sabredeceğiz.

 

Bunlar dersten öte kendi dershanlerinin propangandasını yapıyorlar. Yurtlarda korku var. Tehdit ediyorlar. Bir şehrimizde kızlar geldi yanıma, evde kalıyor. Eğer onların dediğini yapmazsak ailemi arayacak anneme babama üniversitedeki erkek arkadaşlarımla yaptığım hareketle kızınız erkeklerle meşru olmayan ilişki içerisinde diyecekler dedi. Orada bile şantaj var, acımasızca yapıyorlar.

 

(Diğer partilerin tutumu) Ben bu konuda CHP, MHP, BDP’ye de şaşırıyorum. Baykal geçenlerde çıklasın diyor. Ben sana en önemli insani görevimi yaptım. Diyorum ki sana ‘Bu işi yapanlar bunlar.’ Bize teşekkür etmesi gerekirken aksini söylüyor. Aynı şekilde Hamzaçebi’nin başına gelenler.

 

Bunlar o kadar ahlaksız, adi ve seviyesiz ki. Bunlar takiyeyi iftirayı leblebi çekirdek gibi yerler. Bazı malum operasyonları yapıp da İstanbul dışına gönderilen bazı savcılar var ya bunlar kankaydı. Bu işi beraber götürdüler. Önce şu anda bunlara yandaş medya oalrak hizmet verenler sadece bir şeye güveniyorlar. Nasılsa muhalefet yanımızda. Seçime 10 gün var fezlekeyle ilgili müracaat ettiler. Bu seçimden sonra yapılsa olmaz mıydı? Olurdu. Biz zaten her türlü desteği vermeye hazırız. Dertleri, bekledikleri neticeyi alırlarsa son 10 günde değerlendirebilir miyiz? Oylamaya bile kalamadılar. Yaptığınız bir işi insan gibi adam gibi yapın. AKP’ye kavga gürültü sökmez. Yapılacak çok şey var onu da yapacağız. Dürüst olun. Muahlefet soru önergesi vermiyor, dürüstsen soruşturma önergesi vermelisin. Belki de yarın burada Bakan arkadaşlarımız bu olanlar karşısında onlar böyle bir atağa geçecek.

 

(Oylar düştü mü?) Bırakın yerel seçimi genel seçimlerle değerlendirdiğimizde ben meydanları bu seçimde farklı görüyorum. Millet oyunu yakalamış. Siz sinyali verdiğiniz anda meydan köpürüyor. Bugün Silivri’de miting yoktu. Ama yolda Sağlık Bakanı’m ‘Silivri’de beklenti var, uğrayamaz mısınız?’dedi. 2-3 saat içerisinde 20-30 bin kişi toplandı. Ben Silivri’yi böyle görünce Allah’ın izniyle AKP alacak dedim.

 

CHP mi değişti Pensilvanya mı değişti? CHP aynı duruyor. Herhalde Pensilvanya değişti. Pensilvanya Said-i Nursi’yi yıllar yılı istismar etti. Said-i Nursi’ye ne çileler yapıldığı malum burada. Said-i Nursi’ye her türlü cefayı yapanlarla bu adam beraber oluyor.

 

(Seçim hileleri) Bunlar her yola başvuracak. Biz de tedbirimizi alacağız. Ama ben teşkilatıma inanıyorum, güveniyorum. Sadece üye sayımız 9 milyon civarında. 3 milyonu aşkın bayan, 1 milyon genç üyemiz var. Burada ajansların önemli rolleri olacak, medyanın önemli rolü olacak. İnşallah en az zararla bugüne kadar olanın dışında inşallah bir önceki yerel seçimle mukayese edilemeyceek bir neticeyle neticelendireceğiz. Ben diyorum ki eğer 1. olmazsak ben çekilirim. Kılıçdaroğlu’na çağrı yapıyorum, 3 seçime girdin nal topluyorsun. Hiç rahatsız olduğu yok. Bahçeli’ye bakıyorsun rahmetliden sonra oturdu oraya kalkmayı bilmiyor.

 

(Ergenekon tahliyeleri) Güvenlikte bir kaide vardır her operasyonun bir adı olur. Bu Balyoz olur Ergenekon olur. 26 maddelik Anayasa değişikliğiyle Türkiye’de süreç başlattık. ne CHP, MHP, ne de BDP katıldı. Yüzde 58 evet oyuyla bu değişikliği yaptık. CHP, MHP, BDP kendi mensuplarına ne getireceğini herhalde düşünmediler. Dedik ki bu yargı nedenbir an önce kararını vermiyor? bu zulümdür. Yargı beraat kararı veriese hakkını kim ödeyecek. Dedik bu zulmü minimize edelim. Bunlar beraat etmedi tutuksuz olarak yargılanacaklar. Askerlerimizi, genelkurmay başkanımızı içeri aldılar. Bizim yaptığımız açıklamalar netice ortaya koymadı. Uzun tutukluluk halleriyle ilgili başından beri itirazım vardı. Bireysel başvuruyu biz getirdik Anayasa mahkemesi verdiği kararla yerel mahkemelerin önünü açtı.

 

AİHM şimdi bir karar alıyor. Ülkemizi karıştırmaya yönelik. Yaptıkları açıklama tamamen hakikatten uzak kendilerini haklı çıkarabilecek yalan yanlış bir rapor.

 

(Çözüm süreci) Halkımızın bu noktada çok ciddi beklentileri var. Biz atak üstüne atak yaptık. Bunlara rağmen birileri bunu anlamak istemiyor. İçeriden dışarıdan bir sarmal var. Dışarıdan bize komplolar yapılmıyor dersek yanılırız. Yabancı medya ekmek almaya giderken öldürüldü diyor üzerine katili olarak benim resmim. Gerçekten ekmek almaya giden bir çocuk var mı? Ekmek almaya giden çocuğun elinde sapan yüzünde poşunun ne işi var? Çocuğunun annesinin açıklaması enteresan. ‘Çocuğumun katili başbakan.’Cebinde 11 tane çeşitli patlayıcılar demir bilyeler çıkıyor. Hepsi ortada. Malum medya, Doğan grubu başrolü oynayanlardan biri. Sanki o çocuğu polis hedef alarak biber gazını atmış. Bunlar tamamiyle teröre bulaşmış zihniyetler. Bu çocuğun eline sapanı veren kim? Lanetlenmesi gereken bu. Aynı gün Burak Can. 42 kovan bulunuyor. Onun babası vatanımız, devletimiz sağolsun diyor.

 

Polisin kastı olsa Burak Can’ı öldürenler gibi yapardı. O biber gazını kullanmak onun en doğal hakkı. Berkin’e yönelik polimin yaptığı herhangi bir uygulama söz konusu değil. Yüzü poşulu olan bir çocuğun kaç yaşında olduğunu tespit edebilir misiniz? Doğan grubu sürekli gösteriyor yüzünü.

 

Dünyanın hiçbir yerinde terör örgütleriyle mücadele kolay olmuyor. Demokrasi hakimse başetmek daha farklı. İspanya çözemiyor işi. Şu anda Tayland’da olan olaylar…DHKP/C ile alakalı Yunanistan bununla ilgili yapılanmasını gerçekleştirdiği bir ülke konumundaydı. Son dönemde bizimle olumlu adımlar attı. Avrupa ülkelerinin diğerleri bununla koordineli çalışıyor.

 

(PKK’ya taviz verildi iddiası) Öyle bir şey söz konusu değil. Bizim herşeyimiz açıktır seçiktir. Gizli kapılar arkasında planlama falan bu tür şeyler hoşlanmayız. Asla bir pazarlığı yapmadık. Oslo süreci gibi bir süreci bir daha yapmayız. O geçti artık. Şu anda elimizden geleni yapıyoruz. Silahları susturalım siyaset konuşsun diyoruz.

 

Şu anda hedef tahtasında Başbakan Erdoğan var. Ama orada adı geçmediği halde veri deposunda şantaj için bekletilenlerin olduğunu rahatlıkla söylüyorum. İddiayla söylüyorum buna Cumhurbaşkanı, meclis başkanı da dahildir. Bunların yapmadıkları yok. Şimdi hedef olarak Başbakanı seçiyor. Hedefi hepsini koyacak olursa zayıf düşer.

 

-Biz şu anda 30 Mart’a kendimizi kilitlemişiz. En fazla oyu alacak parti AKP. Sadece şu maratonda 42 kere balkonlardaydım. Seçimde neticeyi aldığımızda yeni süreci o akşam oradan açıklayacağız.