Bahçeli, AKP’nin HDP görüşmesini değerlendirdi: Son derece doğal ve doğrudur

Bahçeli, AKP’nin HDP görüşmesini değerlendirdi: Son derece doğal ve doğrudur
8 Kasım 2022 10:58

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP’nin HDP’yi ziyaret etmesi tartışmasına ilişkin olarak, “Son derece doğal ve doğrudur” dedi. Bahçeli, “AK Parti heyetinin CHP’yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP’yi dillerine dolamaları muflis bir tavırdır. Bizim gözümüzde CHP neyse HDP de odur.” düşüncesini dile getirdi.

 

 
Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Türkiye’nin gri listede olduğunu saygısızca lanse eden Kılıçdaroğlu, bizim için simsiyah bir şahsiyettir. Yalan fabrikasıdır, iftira madenidir. Kılıçdaroğlu’nun anlata anlata bitiremediği temiz para havrasının perde arkasında kanlı bir geçmiş, yağmalanmış medeniyetler vardır. Temiz para derken Türkiye’yi narko-devlet olarak yabancı ülkelerde ispiyonlayan Kılıçdaroğlu, bizim gözümüzde bu devrin Sait Mollası, Ali Kemal’i, sömürgeciliğin inzibat görevlisidir. Bir değil, bin kere yazıklar olsun diyorum.” tepkisini gösterdi.

 

 

Bahçeli şunları kaydetti:

 

 

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk 84 yıl evvel irtihal etmiştir. Aziz Atatürk emperyalizmle vuruşa vuruşa, imparatorluğumuzun enkazı altında tomurcuklaşmış yeni Türk devletini ortaya çıkardı. Atatürk demek üstün nitelikli bir dava adamı demektir. Atatürk kurucu bir liderdir, ömrünü Türk milletine vakfetmiştir.

Türk devlet zincirinin halkaları kesinlikle birbiriyle iç içe geçmiştir. Gazi Mustafa Kemal hem Türk tarihinin, Türk milletinin, Türkiye Cumhuriyeti’nin asal paydası, ortak kıymetidir. Türk milliyetçiliği, Türkiye’nin bağımsızlığını temin etmekle kalmamış aynı zamanda demokratik yönetimi tesis gayretinin de temel taşı olmuştur.

10 Kasım matem günü değil, yaşanmış onca hadisenin bir idrak günüdür. Atatürk’ün kurduğu partinin hasbelkader başında oturan zatın bile isteye sömürgecilerin eline düşmesi, siyasi koloniye dönüşmesi maalesef Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş esaslarına tümüyle itiraz hatta ihanettir. Mustafa Kemal Atatürk tam bağımsızlık düşkünü, anti emperyalist karakterli bir asker, milletine sevdalı bir siyaset ve devlet adamıdır.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetleri MHP ve Cumhur İttifakı’ndadır. Bu milli emanetlere asla leke sürdürülmeyecektir.

Cumhuriyete yıkım projesi diyen arsız ve ahlaksız bölücüler inanıyorum ki milletin iradesiyle yıkılacaklar ve hesap verecekler, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.

 
Bizim için milli hafızada yer etmiş her toprak parçası vatandır ve öyle de kalacak. İlelebet nesilden nesile bir dua gibi anlatılarak intikal edecek ve yaşatılacaktır. Artık sızlanmaya gerek yoktur. Türk milleti belini doğrultmuş, daha güçlü bir şekilde silkinip kalkmayı bilmiştir. Dünyanın konuştuğu bir Türkiye tablosu, değer biçilemeyen bir resim gibi karşımızdadır. Mağdurların sesi olan bir Türkiye gerçeği, hepimizde kibre varmayan bir gurur yaşatmaktadır. Ülkemiz doğuyla batı, kuzeyle güney arasında uzadıkça uzayan bir köprü, kucaklaşma sahası, bir yardımseverlik şahikası olarak sivrilmiştir. ”

 

 

Tahıl koridoru

 

Türkiye’nin yapıcı arabulucuğuyla, Rusya’nın iyi niyetli tutumuyla çok şükür açlar doyurulacak, ihtiyaçlar giderilmiş olacaktır. Tahıl koridorunaki ısrar ve iradenin, Rusya- Ukrayna arasındaki müzakere ortamını da canlandırması, İstanbul’da kurulacak bir masada barışın yeşermesi samimi dileğimizdir.

Açılan koridordan bugüne kadar 10 milyondan fazla tahıl taşınmıştır. Bu miktarına aslan payını yüzde 47 ile AB ülkeleri alırken yüzde 13’lük kısmı Afrika ülkelerinin hissesine düşmüştür. Gıda fiyatlarındaki artış, enflasyondaki yükseliş dünyayı kavurmaktadır.

Türkiye tahılın ihtiyaç sahibi toplumlara ulaştırılması konusunda bütün ülkelere insanlık dersi vermektedir. Batı kendi karnını, kendi sofrasını düşünürken Türkiye komşusunun ne yiyip ne içtiğiyle ilgilenmekte, çare ve umut kalesi gibi yükselmektedir.

İnsan haklarını sözde değil özde ve samimiyetle savunan ülke Türkiye’dir. Türkiye doğal gazda inşallah merkez ülke konumuna gelecektir.

Cumhuriyetin yeni yüzyılın Türk ve Türkiye Yüzyılı olacağına candan inanıyoruz. Geride kalan yüzyılın karanlık ve kalpazan yüzlerine yeni yüzyılın bakir ve tertemiz sayfalarında dipnot olarak yer bulunmayacağına yürekten kaniyiz. Zaman Türkiye zamanıdır. Zafer ise Türk milletinindir, cumhurun yıldızlaşan bıçkın mücadelesiyle 2023 yılında lider ülke Türkiye ideali ile tezahür edecektir. Elbette yapacağız, hep birlikte yapacağız.

 

 

ABD ara seçimleri

 

 

ABD halkı, 36 eyaletin valisini seçmekle birlikte Temsilciler Meclisi’nin tamamını ve 100 sandalyenin 35’ini oylarıyla belirleyecektir. ABD, sosyal, ekonomik ve siyasi kördüğümün pençesindedir. Biz ABD’de yapılan ara seçimlerinden kimin kazanacağından çok, demokratik süreçlerin harfiyen işlemesini, sandık sonuçlarına saygı ve riayeti tavsiye ediyoruz.

Önümüzdeki yılların çok kutuplu dünya panoramasında ABD’nin parçalı ve zayıf güç yapısıyla küresel sahnenin dışına doğru itileceğini öngörüyoruz.

İsveç Dışişleri Bakanı’nın ülkesinin terör örgütü PKK – YPG ile arasına mesafe koyacağını söylemesi vaattir.

Çok şükür Türkiye kış konusunda çok rahattır. Aksini iddia edenler zillete düşen müfteriler korosudur. İsveç’te yapılan seçimlerden sonra kurulan hükümetin Türkiye’ye yönelik sıcak mesajları dikkatimizi çekmiştir. Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği meselesi, öne çıkan gündemlerimizden biridir. İsveç ve Finlandiya’nın hangi somut adımlar attıkları ve terörle aralarına nasıl sınırlar koydukları titizlikle incelenmesi gereken bir husustur.

 

 

NATO Genel Sekreteri’nin TBMM’de ne yapacağını, nasıl bir karar alacağını dikte etmesi bize göre edepsizliktir. Her defasında ifade ettiğimiz gibi hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir. Milletvekillerinin NATO Genel Sekreteri’nin beyanatıyla hareket etmesi milli iradenin yok sayılmasıdır. NATO, TBMM’nin üzerindeki bir organ değildir. Biz kararımızı alırken sadece ve sadece Türk milleti ne diyor ona bakarız. NATO Genel Sekreteri boyunu aşan sularda kulaç atmaktan vazgeçmelidir. İsveç ve Finlandiya’nın geçen haziran ayında imzalanmış Madrid muhtırası kapsamında kalıcı adımları varsa ve hükümetimiz bunu tespit etmişse mesele yoktur. Yok hala kuşkular yakın ve yoğunsa, Türkiye kurnazca oyalanıyorsa bilinsin ki İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği karşısında aşılamayacak bir millet iradesi olacaktır.

Adına zillet dediğimiz muhalefet partileri buhrandan buhrana sürüklendikçe milletine ve ülkesine iftiralarla saldırmaya geçim kapısı görecek kadar aşağılık bir seviyeye kapılanmaktadır.

Geldiğimiz bu aşamada sayıları 6 mı 7 mi 8 mi olduğu muamma hale gelen zillet ittifakı değerler anarşisine kapılmış, dedikodunun anaforuna düşmüştür.

Türkiye’nin en ciddi sorunu muhalefetin menfur ve gayrimeşru bir çizgide sabitlenmiş olmasıdır. Zillet ittifakı demokrasinin cellat başıdır.

 

 

ABD’de muhalefette bulunan cumhuriyetçilerin Çankaya’da ülkesi hakkında ileri geri konuşsa buna nasıl bakardınız? Böyle bir zillete düşmeleri akla ve mantığa muvaffık mıdır? Düşünsenize az gelişmiş bir ülkenin muhalif bir isminin Türkiye’de sokağa düşüp ülkesi hakkında konuşması marjinal bir hal özeti olarak sayılmayacak mıdır? Kemal Kılıçdaroğlu imkânsızı başarmıştır. Kılıçdaroğlu, CHP’nin başına paraşütle indirilmiş, özel görevlendirilmiş taşeron bir siyasetçidir. Bu görev, Atatürk’ü itibarsızlaştırma ve CHP’yi silme görevidir. Kılıçdaroğlu’nun hiçbir söz ve eylemi CHP’nin önceki genel başkanlarıyla bağdaşmamaktadır. Bu tavizkar zihniyetin siyaseti, hasım ve hezimet siyasetidir. Kendisi şaşkın ve şuursuzdur. ABD’den sonra Birleşik Krallık’ta soluğu alan Kılıçdaroğlu, kayıp sekiz saatin ve hamburgerli gezinin hemen ardından Birleşik Krallık sokaklarında kendisini ve partisini rezil etmiştir. Bir ara Londra tefecilerine ağzına geleni söyleyen Kılıçdaroğlu, bu sefer tefecilerin kafesine kanadı kırık bir kuş gibi girip yemlenmek için avuç açmıştır.

Kara para aklamak ve terörün finansmanı konusunda eksiklikleri bulunan ve risk içeren ülkelerin yakın gözetim altında tutulması demek gri listeye dahil olmaları demektir.

Türkiye’nin gri listede olduğunu saygısızca lanse eden Kılıçdaroğlu, bizim için simsiyah bir şahsiyettir. Yalan fabrikasıdır, iftira madenidir.

Kılıçdaroğlu’nun anlata anlata bitiremediği temiz para havrasının perde arkasında kanlı bir geçmiş, yağmalanmış medeniyetler vardır.

 

 

Temiz para derken Türkiye’yi narko-devlet olarak yabancı ülkelerde ispiyonlayan Kılıçdaroğlu, bizim gözümüzde bu devrin Sait Mollası, Ali Kemal’i, sömürgeciliğin inzibat görevlisidir. Bir değil, bin kere yazıklar olsun diyorum.

Birleşik Krallık’ta kanun kaçaklarıyla görüşmesini de utanç vesikası, suç ortaklığı olarak görüyorum. Sayın Kılıçdaroğlu şu düştüğün duruma hiç kafa yordun mu, hiç mi etrafında sevenin kalmadı, ne yapıyorsun? Nereye hizmet ediyorsun?

Temiz bahanesiyle peşine düştüğün parayı kimler tamam diyecek? Kılıçdaroğlu sen herkesi kör, alemi sersem mi sanıyorsun? O temiz dediğin paraya bu yılın başında tefeci parası diyordun. Ey Kılıçdaroğlu, beylik lahana pazarında satılmaz.

Türk milletinin her kuruşu temizdir, helaldir. Türkiye’de paraya istikbalini satacak gençlik yoktur.

Türk polisine uyuşturucu ticaretiyle ilgili çamur atan kim olursa olsun bizim gözümüzde vatan hainidir. Cari açığı kapatmak için uyuşturucu ticaretine göz yumulduğunu iddia etmek FETÖ ağzıdır. Kılıçdaroğlu’nun söylediği söze bakın, girdiği ilişki ağlarına bakın. Kılıçdaroğlu, kara para görmek istiyorsa HDP’yi incelesin. Bölücü terör örgütünün karanlık servetiyle ilgilensin.

Başörtüsünü güvence altına alan anayasa değişikliğini sonuna kadar destekliyoruz. Ya geniş bir mutabakatla ele alıp sonuca gidelim ya da halkın takdirine sunalım. İki seçeneğe de hazırız.

HDP’yle niye görüşülmüş? Biz buna nasıl tepki gösterecekmiş. HDP’ye nasıl baktığımızı tekrar etmeye lüzum bile görmüyorum. Anayasa çalışmaları için HDP ile görüşülmesi doğal bir adımdır. AK Parti heyetinin CHP’yle kurduğu temasa ses çıkarmayanların bizim sırtımızdan HDP’yi dillerine dolamaları muflis bir tavırdır. Bizim gözümüzde CHP neyse HDP de odur.

Türk milleti Türkiye’yi karalayanlara demokrasi meydanının dar edecektir. Sayın Kılıçdaroğlu burası Türkiye Cumhuriyeti, burada sana ekmek yoktur.”