Aynı çağrıyı Erdoğan da yapmalı

Aynı çağrıyı Erdoğan da yapmalı
5 Mayıs 2023 12:58

Kılıçdaroğlu dün katıldığı KRT Televizyon programında şu çağrıyı yaptı….

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

“Seçim gecesi galip geldiğimizde kimse sokağa çıkmasın, sevinç gösterileri yapmasın, herkes evinde otursun. Ertesi sabah nasıl olsa rakamlar gelecek, netleşecek ve Yüksek Seçim Kurulu mazbatayı vermek zorunda kalacak. Çünkü sevinç gösterileriyle dışarı çıkıldığında taşkınlık yapılabilir, provokasyon olabilir, eli silahlı unsurlar sokağa çıkabilir. Buna izin vermeyecek bir ortamı yaratmak zorundayız.”

 

 

Aynı çağrıyı Erdoğan da yapmak durumunda.

 

 

Çünkü Türkiye’de seçim gecesi taşkınlık yapmaya, fiziksel şiddet uygulamaya meyyal gruplar var.

 

 

Bu gruplar özellikle de AKP’yi destekliyor.

 

 

Çok yakın tarihimizde, mesela Gezi olayları esnasında bu hükümeti destekleyen ve pala ile insanlara saldıranlar vardı.

 

 

Keza, sosyal medyada muhalifleri tehdit eden ve hükümete yakın çok sayıda kişi oldu/var.

 

 

Veya, silahlı bazı örgütlenmeler var.

 

 

Örneğin 27 Mayıs 2022’de Sadat isimli şirketin Yönetim Kurulu üyesi Ersan Ergür şöyle bir tweet paylaşımı yaptı.

 

 

“Bu vatanı Türkiye düşmanları ile işbirliği yapanlara sandıkta teslim etmeyiz.”

 

 

Bu jargon, ki, diktatörlükle yönetilen tüm ülkelerde yönetenlerin muhalif partilere karşı kullandığı dilin aynısı.

 

 

Tüm bu tür ülkelerde muhalefet yabancılarla, ülke düşmanları ile işbirliği yapmakla suçlanır.

 

 

Bu tür ülkelerde muhalefetin kendisi zaten vatan hainliğidir, nedeni iktidardaki siyasi partiye karşı olmasıdır. Bu tür ülkelerde muhalefet mevcut ülke yönetimini beğenmediği ve değiştirmek istediği için, muhalif parti değil, vatan hainidir.

 

 

Şimdi…

 

 

Süleyman Soylu da geçenlerde 14 Mayıs’daki seçime darbe anlamına gelecek sıfatlar taktı.

 

 

İçişleri Bakanı da böyle derse, olaya daha da hassas bakmak lazım.

 

 

Şimdi…

 

 

Ülkedeki tüm vatandaşların güvenliğini korumak açısından, Erdoğan da acilen Kılıçdaroğlu’nun yaptığı çağrıyı yapmalı ve seçim gecesi kim kazanırsa kazansın, kimsenin sokağa çıkmamasını (yani, taşkınlığa, şiddete yol açması muhtemel bir şekilde), seçimi muhalefet alırsa da, buna karşı şiddet içeren davranış ve söylemlere tevessül edilmemesi konusunda kendi seçmenine net bir mesaj vermeli.

 

 

Bazı lümpen ve kendi varlığını ancak güçlü gördüğü siyasi iktidar ile anlamlandırabilen şiddete meyilli grupların önünü kesmekle mükellef Erdoğan.

 

 

Çünkü tüm devlet aparatı emrinde.

 

 

Bu arada…

 

 

Şunu da tekraren yazmak isterim…

 

 

CHP TSK’yı veya onun Genelkurmayını veya Milli Savunma Bakanı’nı veya MİT’i eleştiren söylemlerden kaçınmalı.

 

 

Bu oldukça detaylı bir konu.

 

 

Ancak şu kadarı yeterli kanımca ki…

 

 

TSK AKP değildir. MIT de AKP değildir.

 

 

Özellikle de TSK’nın en büyük fiziksel devlet gücü olarak AKP’ye , seçimi kaybetseniz bile biz yanınızdayız gibi bir taahhütü yoktur, olmaz, olamaz.

 

 

Bunlar büyük, köklü kurumlar.

 

 

Hiçbir siyasetçi tek başına bu tür kurumların geleneğini yok edemez.

 

 

CHP hiçbir şekilde TSK mensuplarını suçlayıcı veya dışlayıcı bir dil kullanmamalı.

 

 

“Siz AKP’nin emrindesiniz” mealinde sözlere yönelmemeli.

 

 

Tam tersine devlet-siyasi parti ayırımını ön plana çıkaran ifadelerle bulunmalı.

 

 

Hiçbir hukuk devletinde devlet organları hükümette olan siyasi partinin özel emrinde değildir.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı