Avrupa’da kendini ifade ve savunma hakkı var mı?

Avrupa’da kendini ifade ve savunma hakkı var mı?
22 Ocak 2015 09:05

28 Ocak günü Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Daire’de görülecek olan Perinçek-İsviçre davasına destek için otobüsle Londra’dan gideceğiz. Bu dava 100 yılı aşkın bir yalana ve kin kampanyasına karşı ciddi bir dönüm noktasıdır.

 

 

 Mustafa MERSİNOĞLU H&H YORUM

 

 

Türk milletini korkunç bir iftiraya karşısavunması bakımından çok önemlidir. Emperyalizmin elinde oyuncak olmuş Ermenilere de çok ciddi bir uyarı olacaktır. Ayrıca özgürlüklerin sadece Avrupa’lıların kendileri için olup olmadığı da ortaya çıkacak.

 
Şimdi AİHM sitesinde yayınlanan basın açıklamasına bakalım. Duruşma sabah saat 9:15’te başlayacakmış ve dava no 27510/08. ‘ Başvuru sahibi 1942 doğumlu Türk vatandaşı Ankara’da yaşayan Doğu Perinçek. Hukuk Doktoru ve Türkiye İşçi Partisi Başkanı. 2005 yılının Mayıs, Temmuz ve Eylül aylarında bir çok toplantıya katıldı ve Osmanlı İmparatorluğunun Ermenilere karşı 1915 yılında ve sonrasında soykırım yaptığını inkar etti. ‘Ermeni soykırımı’nın ‘uluslararası yalan’ olduğunu söyledi. İsviçre-Ermenistan Derneği 15 Temmuz’da şikayette bulundu. 9 Mart 2007’de Lozan Polis Mahkemesi İsviçre Ceza Kanununa göre Bay Perinçek’i ırkçı ayrımcılık yapmak ile suçlu buldu. Bunun ırkçlık olduğunu ve tarihi tartışma için söylenmediğine karar verdi.

 
Bay Perinçek bunu temyiz etti ancak Vaud Kanton Mahkemesi Ceza Davaları Yargıtayınca kabul görmedi. Bu mahkemenin görüşüne göre Ermeni soykırımı, Yahudi soykırımı gibi ispatlanmış tarihi bir gerçek ve İsviçre Parlementosu tarafından da Ceza Kanunun261şıkkının kabulünden önce zaten kabul edilmişti. Bu yüzden mahkemelerin bu konu için tarihçilere başvurmasına gerek yok. Yargıtay Bay Perinçek’in sadece soykırımı inkar ettiğini, Ermenilerin katliam ve sınırdışı edilmelerini inkar etmediğinin altını çizdi. 12 Aralık 2007’de Federal Mahkeme Bay Perinçek’in başvurusunu tekrar kabul etmedi.

 
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 10. Maddesi ( ifade özgürlüğü)‘nü dayanak göstererek, Bay Perinçek İsviçre mahkemelerinden ifade özgürlüğünü kısıtladıkları için şikayetçi oldu. İsviçre Ceza Kanunun Madde 261 paragraf 4ün etkilerini öngöremediğini ve mahküm olmasının adalet için gereken birşey olmadığını ve ifade özgürlüğünün kısıtlanmasın ‘demoktratik toplumda gereksiz’ olduğunu ifade etti.

 

 

17 Aralık 2013 te Mahkeme beş oya karşı iki oyla Sözleşme Maddesi 10’un ihlali olduğu kanaatına vardı. Mahkemenin görüşüne göre İsviçre yetkililerinin Bay Perinçek’i mahküm etmelerinde,tüm verilere bakınca yeterli gerekçe yoktu.

 
Mahkeme yerel yetkililerin başvuru sahibinin mahküm olmasına gerekli sebep göstermemişlerdi ve ‘acil sosyal gereksinim’ de yoktu ayrıca demokratik bir toplumda 1915 yıllarında olanolayların varislerinin onur ve duyguları korunacak diye bir gereklilikte yoktu. Mahkeme bu yargılamada yerel yetkililerin kamu oyunu ilgilendiren bir tartışmada yetkilerini aşan bir şekilde hareket ettiğine kanaat getirdi. İsviçre hükümeti 2 Haziran’da davayı Büyük Daire’ye götürdü. Görülen davanın tam kararını buradan PDF İngilizce indirebilirsiniz:

 
http://hudoc.echr.coe.int/sites/eng-press/pages/search.aspx?i=003-4613832-5581451#{itemid:[003-4613832-5581451]}

Mustafa Mersinoğlu 21 Ocak 2015 Brighton İngiltere

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İngiltere’deki yeni korona variyantının yayılmasına neoliberalizm dogmasının etkisi oldu mu?
Başımız sağ olsun! Halkın Habercisi’nin vicdanlı, vatansever yazarını kaybettik
Yabancı basında Karadeniz gazı