‘Atatürk’e diktatör diyenler ya haindir, ya da kara cahil!’
22 Eylül 2014 06:30
Sözcü yazarı Rahmi Turan yazdı:
Önceki gün birçok konu, IŞİD terör örgütünün Türk rehineleri serbest bırakması haberinin gölgesinde kaldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yapılan başarılı bir operasyonla kurtarılmıştır!” diyerek olaya bir yiğitlik, kahramanlık havası vermek isterken, Başbakan Davutoğlu’nun “Çalışma” ve “temas” kelimelerini kullanması daha gerçekçiydi…
Doğru olan şu ki, sorun masada çözüldü.
Yurt çapında heyecan uyandıran “Rehinelerin kurtulması” olayı, diğer bütün konuları bastırdı.
Bunlardan biri de Türkiye Barolar Birliği Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu’nun İzmir’de yaptığı ilginç konuşma idi…
* * * * * *
Ben bir Atatürk hayranıyım. Bu nedenle onun hakkında yapılan her konuşmayı, söylenen her sözü titizlikle izlerim.
Bu ülkede Atatürk’e “Kefere” diyen, onun “diktatör” olduğunu söyleyen ahlâksızlar, kalleşler, dönekler de var. Fakat…
Doğruları söyleyen, Atatürk‘ün tarihi kişiliğine saygı duyan insanlarımızın sayısı daha
fazla…
Elbette ki Atatürk’e tapmayacağız ama onu her zaman sevgiyle, saygıyla, şükranla anacağız.
Prof. Feyzioğlu’nun Ege Bölgesi Kars Demokrat Dernekler Federasyonu’nun düzenlediği panelde yaptığı konuşma, benim duygularımın bir yansıması gibiydi…
Bu nedenle okurlarıma Prof. Metin Feyzioğlu’nun konuşmasını (özetle) nakletmek istiyorum. Şöyle diyor:
* * * * * *
“Atatürk’ün kurduğu devletin arkasında hukuk devleti anlayışı vardır.
Şimdi ‘diktatör’ diyorlar.
Hangi diktatör Ortaçağ karanlığında bulduğu toplumu aydınlığa kavuşturmak, hukuk devletine yurttaş bilincini yerleştirmek için bu kadar devrim yapar?
Diktatörler devrim yapmaz, sefa içinde yaşar giderler.
Hiçbir diktatör, ölümünden bunca yıl sonra milletinin yüreğinde bu kadar büyümez.
Atatürk’e diktatör diyenler, ya haindir, ya hainlerin etkilediği kara cahillerdir!”
Apo’ya özgürlük, ha?
Bir “Paralel” diye tutturdular, bir de “Açılım süreci”
İktidara karşı olan her gruba “Paralel yapı” yaftasını yapıştırıyorlar!
Bir de “Açılım süreci” hikâyesi var! Nedir bu açılım sürecinin esası, bilen yok!
Buna “Barış yolu” diyenler var ama nasıl olacak bu barış?
Güvenlik kuvvetleri, iktidarın talimatları doğrultusunda, PKK’lı teröristlerle ciddi bir mücadeleye girmekten kaçınıyor. Bundan cesaret alıp iyice azgınlaşan PKK yandaşları
Doğu’da da, Batı’da da şirretliklerini artırıyor.
* * * * *
PKK’nın şehir yapılanması olan KCK’nin yöneticileri “Liderimiz Apo özgürleşmeden barış yok!” diyor.
Türk halkı, binlerce kişinin katili Apo’nun serbest bırakılmasına razı olur mu? Türkiye’de onu özgürlüğe kavuşturacak bir babayiğit var mı? Bu, sıkar biraz!
Türk yargısı Apo’yu “Ömür boyu” hapse mahkûm etti.
Aslında idam edilmesi gerekiyordu! Avrupa Birliği kriterlerine uyum nedeniyle “İdam cezası” kaldırılınca paçayı
kurtardı.
Hangi densiz, hangi cibilliyetsiz, Türkiye’nin baş düşmanını serbest bırakmayı göze alabilir ki?
Eğer ortaya öyle biri çıkarsa Türk halkı onu tükürük yağmuruna tutar!
Tebessüm
Yağmuru bilen eşek!
Amerika başkanlarından Lincoln’ün anlattığı bir fıkra:
Bir kral, ülkesini yöneten vezirden havanın çok iyi olacağını öğrenince atına binip ava çıkar.
Yolda bir eşeğin sırtında hızla kasabaya doğru yol alan yaşlı bir köylüyle karşılaşır.
“Nedir bu telaşın ihtiyar?” diye sorunca, köylü “Yağmur geliyor, hemen kaç” der.
Kral inanmaz, yoluna devam eder. Fakat bir süre sonra gerçekten hava kararır, şiddetli bir yağmur başlar ve kral perişan olur.
Saraya dönünce nazırı azleden kral köylüyü buldurup huzuruna getirtir:
“Yağmur yağacağını nereden biliyordun?”
“Ben bilmiyordum haşmetlim, eşeğim biliyordu. Eşeğim, yağmurdan önce kulaklarını salıverir.”
Kral, köylüye ödül verip gönderir, eşeği de ülkesine nazır yapar.
Fakat bu, Kralın büyük hatası olur. Çünkü, o günden sonra her eşek, devletten iş isteyip durur!
Günün Sözü
İnsan vatanını neden sever? Gideceği başka yer yoktur da ondan!