‘Altılı Masa’nın beraber çalışması ve çözüm üretmesi gerekiyor’

‘Altılı Masa’nın beraber çalışması ve çözüm üretmesi gerekiyor’
11 Haziran 2022 09:29

TÜSES, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinde Yol Haritaları” konulu bir sempozyum düzenledi. Sempozyuma, CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, DEVA Partisi Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Gülçin Avşar, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Mente, HDP İstanbul Milletvekili Erol Katırcıoğlu ve Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Sabri Tekir de katıldı. Gelecek Partili Mente, “Bu zor dönemde Altılı Masa’dan bir çözüm üretemezsek, bu sistemin kalıcı olma ihtimali var. O yüzden Altılı Masa’nın beraber çalışması ve çözüm üretmesi gerekiyor” açıklamasında bulundu.

 

 

Sözcü’den Batuhan Serim’in haberine göre Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı (TÜSES), İstanbul Şişli’de Radisson Blu Hotel’de, toplamda 4 oturumdan oluşan, “Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme Geçiş Sürecinde Yol Haritaları” konulu bir sempozyum düzenledi.

 

 

“TÜRKİYE’NİN İYİLEŞMESİNİ, NORMALLEŞMESİNİ İSTİYORUZ”

 

 

Açılış konuşmasını, TÜSES Başkanı Celal Korkut Yıldırım gerçekleştirdi. “Eskiden dostlarla karşılaştığımızda, ‘Nasılsın’ diye sorulduğunda, ‘Türkiye gibiyim’ derdik. Sonradan ‘Türkiye’den iyiyim’ denmeye başladı. Şimdi ise, ‘Akıl sağlığı hariç fiziksel olarak iyiyim’ demeye başladık” örneğini veren Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:

“Türkiye’de bir akıl tutulması yaşanıyor. Bu ülkede; merhamet duyguları ölmediyse, birazcık aklımız da varsa, birazcık vicdanımız da varsa gerçekten akıl sağlığını sürdürebilmek çok mümkün değil. Bizler de bunu kabullenmeyenler olarak buradayız. İyileşmek istiyoruz, Türkye’nin de iyileşmesini, normalleşmesini istiyoruz.”

 

 

“ERDOĞAN’IN GÖREV ONAYI YÜZDE 30”

 

 

Ardından, Sosyal Demokrasi Vakfı Başkanı (SODEV) ve AKSOY Araştırma Şirketi’nin kurucusu Ertan Aksoy yaptıkları bazı kamuoyu araştırmalarının sonuçlarını şöyle paylaştı:

* “Erdoğan’ın en son kullandığı hakeret ifadesini ölçtük, o videoyu deneklere izlettik. ‘Katılıyor musunuz?’ diye sorduğumuzda, yüzde 39’unun katıldığını gördük. Bana göre bu, şunu gösteriyor: Biz ekonomik krizi konuşuyoruz ama belki bundan daha büyük toplumsal barış sorunumuz var. Bir iktidar değişikliği olduğunda toplumsal barış meselesi de en önemli gündem maddelerinden biri olmalı.

* (Seçmenlere) Türkiye’nin gidişatını soruyoruz. Bu soruya ‘kötüye gidiyor’ yanıtını verenlerin oranı geçtiğimiz yıllardan bu yana sürekli artarak devam ediyor. ‘Olumlu’ olarak ifade eden kitle yüzde 13.3 ile sınırlı. Erdoğan’ın görev onayı yüzde 30, en son bulgumuz. Geçen sene yüzde 35 ile başlamıştı Ocak 2021’de.

 

 

“YÜZDE 54, GENÇLERİN ‘ÇOK ZOR DURUMDA’ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYOR”

 

 

* ‘Türkiye toplumunun ruh sağlığı sizce nasıldır?’ diye sorduk. ‘İyi’ diyenler yüzde 7.6 ile limitli. ‘Sizce Türkiye’de gençler ne durumdalar?’ diye sorduğumuzda, yüzde 54’ü ‘çok zor durumda’ olduğunu söylüyor. Yüzde 10’u da ‘zor’ durumda olduğunu ifade ediyor.

* Ekonominin şu anki durumunu sorduk. Ezici çoğunluk, yüzde 59, ‘berbat’ yanıtını veriyor. Yüzde 85’i de ekonominin ‘kötü’ olduğunu ifade ediyor. Artık toplumun yüzde 80’i her ay satın alma gücünü kaybettiğini hissediyor. ‘Sizce 4250 lira asgari ücret, rahat geçinebilmek ne kadar yeterlidir?’ diye soruyoruz periyoduk olarak. Bu yılın beşinci haftasında yüzde 13.8’i ‘yeterli’ demiş. 12. hafta sormuşuz, yüzde 8.7’ye denk gelmiş. 18. haftada sormuşuz, yüzde 4.3’e denk gelmiş.

* ‘Cumhurbaşkanı siz olsaydınız (verilen şıklardan) bunlardan birini yapabiliyor olsaydınız neyi seçerdiniz?’ diye sorduk. ‘Hayat pahalılığını sonlandırırdım’ ilk sırada çıkıyor. ‘Adaleti sağlardım’ ikinci sırada. Bu boyutta bir ekonomi sorunu olan bir toplumda hala ‘adalet’ ikinci sırada ve güçlü bir durumda.”

 

 

“ORTA SINIF ZAYIFLADI”

 

 

Daha sonra “Demokrasinin Ekonomi Ayağı: Ekonomi Üzerinden Demokrasiyi Konuşmak” konulu birinci oturum gerçekleştirildi. Bu bölümde, Prof. Dr. Burhan Şenatlar moderatörlüğünde, Prof. Dr. Murat Somer ve Doç. Dr. Seda Demiralp konuştu.

Demiralp, ekonominin demokrasiye olan etkilerine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:

“* Demokrasi için ekonomik sağlık önemlidir. Benim için en önemlilerinden biri, geniş orta sınıfın olduğu bir ekonomik büyüme. Tarihsel olarak baktığımızda da Batı’da orta sınıfın genişlemesi ve genişleyen orta sınıfın verdiği vergiler karşılığı siyasi temsil hakkı için pazarlık etmesi ve bu şekilde siyasi temsil hakkını alması… Bunun Türkiye için oldukça kritik olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de orta sınıf hep kırılgandı, yeterince gelişmiş değildi. Fakat son dönemde orta sınfın özellikle zayıflaması söz konusu oldu.

* Orta sınıf iktidarın oy potansiyeli taşıyan bir kesim olmadığı için orta sınıfın lehine politikalar gelişmedi. Tam tersi alt ve üst gelir gruplarının lehine politikalarla orta sınıf olduğundan da zayıf hale geldi. Vergi politikaları orta sınıfı zayıflatan politikalar oldu. 20 bin lira kazanan biriyle, yüzbinlerce lira kazanan birisinin sadece yüzde 5 fark vergi vermesi gibi.

* Orta sınıfın zayıflaşmış olması, son 10 yılda Türkiye’nin sadece ekonomisi için değil, demokrasisi için de çok ciddi bir sorun. Çünkü orta sınıf sadece ekonominin değil, demokrasinin de bel kemiği.

 

 

“EKONOMİK BUHRANIN SEBEBİ DEMOKRASİ OLMAMASI”

 

 

* ‘Ekonomik gelişim arkasından demokrasiyi getirir’ düşüncesi doğru değil. Demokrasiyi, demokrasiyi isteyenler getirir. Ekonomik gelişim kendiliğinden demokrasiyi getirmez. Demokratikleşme bir hedeftir.”

Ardından konuşan Somer ise ekonomik buhranın en büyük nedeninin demokrasinin askıya alınması olduğunu söyleyerek şöyle dedi:

* “Yaşadığımız bu derin ekonomik buhranı, demokrasinin askıya alınmasına bağlamak mümkün. Yaşadığımız ekonomik buhranın en büyük nedeni bu.

* Bugün yeni bir model ortaya çıkmış durumda. Seçilmiş iktidarlar eliyle kademeli bir otokrotikleşme oluyor. Seçilmiş iktidarlar hiçbir zaman demokrasiye karşı olduklarını söylemediler. Bütün bunları demokrasi için yaptıklarını söyleyerek yavaş yavaş demokrasiyi ortadan kaldırıyorlar.

 

 

“MUHALEFETİN İKTİDARA GELMESİ İÇİN DOĞRU BİR HİKAYE KURMASI ÖNEMLİ”

 

 

* Türkiye’de muhalefet önemli adımlar attı. Muhalefetin böyle bir durumda iktidara gelmesi için doğru bir hikaye kurması çok önemli. Doğru bir duyguyu vurgulamak gerekiyor insanların davranışlarını değiştirmek için.”

İkinci oturumda ise “Geçiş Sürecinde Ekonomide Hangi Adımlar Atılmalı?” konusu ele alındı. Güldem Atabay moderatörlüğünde, İbrahim Kahveci ve Uğur Gürses konuştu.
Gürses, ekonomiye ilişkin şu tespitlerde bulundu:

* “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem ile ekonominin hızlı bir biçimde toparlanacağını düşünüyorum. Hiç kötümser değilim. Türkiye krizlere girmeden neyi yanlış yaptığını görmüyor. Toplum her krizden bir ders alıyor.