CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, ”Türkiye, demokratik bir programla Kürt sorununu çözecek birikime, anlayışa sahiptir. Yeter ki süreç, her şey halkımızla paylaşılsın” dedi.

 

 

 

 

Partisinin Sultanbeyli İlçe Başkanlığı’nca düzenlenen toplantıda konuşan
Hamzaçebi, ”yeni bir anayasa arayışı, Kürt sorunu ve bir diğer yönüyle terör
sorunu, dış politikada yalnızlaşan bir Türkiye sorunu ile istihdam yaratmayan
işsizlik üreten bir ekonomi politikası”nın ülkenin en önemli sorunları olduğunu
söyledi.

Bu konuların Türkiye’nin gündeminde bütün ağırlığıyla yerini
muhafaza ettiğini ifade eden Hamzaçebi, Türkiye’nin parlamenter sistemle mi
yoksa başkanlık sistemiyle mi yönetileceğinin anayasa tartışmalarında en önemli
konu olduğunu anlattı.

 

 

 

Hamzaçebi, ”Muhalefet partilerinin temel görüşü,
CHP’nin temel görüşü, Türkiye parlamenter sistemle devam etmelidir. Çünkü
Cumhuriyet’in kuruluşundan, hatta Osmanlı İmparatorluğu döneminde yürürlüğe
giren 1876 tarihli Kanuni Esasi’den bu yana Türkiye tercihini hep parlamenter
sistemden yana yapmıştır. Başkanlık sistemi şeklinde bir uygulama, Türkiye’nin
parlamento kültüründe, siyasi kültüründe yer almamaktadır” dedi.

”Başkanlık sistemi çarpışmasını” Türkiye’nin gündemine Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan’ın getirdiğini kaydeden Hamzaçebi, ”Erdoğan, milletvekilliğinin
sonunda Türkiye’yi yapabilirse başkanlık sistemine taşıyarak, kendisini
yapılacak seçimlerde ‘Başkan’ adayı olarak Türkiye’nin önüne koymak istiyor”
ifadelerini kullandı.

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, bu günlerde
Türkiye’nin önüne konulmak istenen seçeneğin ”ya başkanlık sistemi ya terör”
olduğunu savunan Hamzaçebi, şöyle konuştu:

 

 

 

”Yani ‘Türkiye başkanlık
sistemini tercih ederse terör sona erecektir’ gibi bir anlayış var. Bunu kabul
etmek mümkün değildir. Türkiye bu iki seçeneğe de mahkum değildir. Bu, bir
aldatmacadır. Terörün sona ermesinin, Kürt sorununun çözülmesinin, başkanlık
sistemiyle uzaktan yakından bir ilgisi yoktur.

Türkiye inanıyorum ki, bu
seçeneği elinin tersiyle bir kenara itecektir. ‘Ne başkanlık sistemi ne de
terör’ diyecektir. Türkiye, demokratik bir programla Kürt sorununu çözecek
birikime, anlayışa sahiptir. Yeter ki süreç, her şey halkımızla paylaşılsın.”