2007 polisin tam dönüştüğü yıl olmuş; AİHM’den belli

2007 polisin tam dönüştüğü yıl olmuş; AİHM’den belli
5 Kasım 2013 17:30

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden Türkiye’ye (AKP Hükümeti’ne) yağmur gibi ceza yağıyor.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Her zaman yazmak için gündem vakit bırakmıyor ama bugün yine peşpeşe ceza yağdı yine ve bugünkü cezaların ayrıntılarında çok önemli birşey gördüm.

 

Şu…

 

Türkiye’de polis teşkilatı 2006-2007 ‘de işkence ve dayak kullanmaya başlamış yeniden.

 

Ve, 2007 senesine ait bu tür vakalar AİHM’de peşpeşe dava konusu olmuş.

 

2007 senesini düşündüğümde şunları hatırlıyorum…

 

2007 senesi Hükümetin poliste kendine doğrudan bağlı bir kadroyu tesis etmiş olduğu ve de ardarda Ergenekon soruşturmalarının başladığı sene.

 

Tabii, Hükümet konularına uygun bir polis ekibi olmadan bunlar olamazdı.

 

Hükümet önce polis teşkilatını, en azından , yer yer ve birim birim kendine sıkı sıkıya bağladı önce, sonra bastı düğmeye.

 

Ve, tabii ki, kendi demokrasi dışı amaçlarına uygun olarak oluşturduğu polis birimleri ve kadrolar demokrasiye uygun olmayan yapıları nedeniyle bol bol insan hakları ihalleri yaptılar.

 

Ve de, AİHM’in bugün yağan cezalarına konu olan davalardan da görüleceği gibi, insan haklarını sadece siyasi alanlarda değil, adi suç alanlarında da ihlal ettiler.

 

Şimdi, bugünkü cezalara konu olan davaları kısaca özetliyorum ki, ne dediğim daha iyi gtörülür olsun…

 

1-Davacı Nezir Adıyaman, Başvuru no: 6042/09

 

Nezir Adıyaman 1978 doğumlu ve İstanbul’da yaşıyor. Bir mitingde patlayıcı madde kullandığı gerekçesiyle gözaltına alınıyor ve poliste 15 kişilik bir polis memuru grubu tarafından duvara vuruluyor, tokatlanıyor ve yumruklanıyor. Nezir Adıyaman serbest kalmasından sonra, mitingle bir alakasının olmadığı, firmasının işleriyle ilgili olarak yolda bulunduğunu ifade ederek, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na poliste maruz kaldığı muamele konusunda şikayette bulunmak istiyor ancak Savcılık şikayeti kabul etmiyor.

 

2-Davacının adı Cüneyt Ertuş, Başvuru No: 37871/08

 

1993 doğumlu Ertuş Hakkari’de yaşıyor. 22 Mart 2008’de Hakkari’de izinsiz gösteriye katıldığı gerekçesiyle gözaltına alınıyor O tarihlerde 15 yaşında olan Ertuş polis tarafından arkadan şiddetle bükülüyor.Ertuş’un ailesi Hakkari Cumhuriyet Savcılığı’na şikayette bulunmak istiyor ancak Savcılık şikayeti işlem koymuyor. (Kürtlere açılım diye herkesi kandıran Hükümet, bir bölgede eğer insan hakları ihlalleri varsa o bölgeyi kaybedersiniz, çünkü adalet duygusunun zedelenmesi hayatta insanları en çok etkileyen duygudur, Hükümet açılım saçmalığı yapacağına insan haklarını ihlal etmemeyi öğrenmeli)

 

3-Davacının adı Kamuran Tüzün, Başvuru No:24164/07

 

Kamuran Tüzün 1984 doğumlu ve İzmir’de yaşıyor.

 

2006 Mayıs’ında polis Kamuran Tüzün’ün erkek kardeşinin nişanlısının evinde uyuşturucu araması yaparken Kamuran Tüzün de orada bulunuyor. Bu esnada, Kamuran Tüzün’e, yaptığı bazı uyarılar üzerine, polis tarafından joplarla ve silah kabzaları ile dövülüyor. Kamuran Tüzün daha sonra ise, polise karşı direnmekten dolayı gözaltına alınıyor. Daha sonra da, Mart 2010’da mahkeme tarafından 2 sene 9 ay hapis cezasına çarptırılıyor ve mahkemenin verdiği ceza üst mahkeme tarafından Mayıs 2012’de onaylanıyor. Kamuran Tüzün’ün tüm bu sıralarda polisleri şikayet için Cumhuriyet Savcılığı’na yaptığı başvuruların hepsi reddediliyor ve Savcılık işlem başlatmayı kabul etmiyor.

 

Şimdi, bugünkü davaların bazılarından özet verdim.

 

Ama bu tür ağır insan hakları ihlalleri Türkiye’de 2000 eşiğinde düşmüştü, hatta biz Fransa’dan bile iyi hale gelmiştik.

 

Ancak bu Hükümetten sonra her sene artan biçimde yine eski “Beyaz Rusya” günlerimize döndük. (tevekkeli değil Beyaz Rusya ile vizesiz seyahatimiz de sağlandı geçen hafta ve ben de zaten Beyaz Rusya’ya vizesiz gitsem de, bu Hükümetten sonra bir de onların demokrasilerinden nasiplensem diye bekliyordum)

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Bir numaralı hedef İmamoğlu
Bozdoğan Kemeri sessiz bir tanıktır
Demek ki bir değişiklik yok