Yıkılmış bir ülkenin şehitliğinden geçtim

Yıkılmış bir ülkenin şehitliğinden geçtim
7 Ağustos 2016 17:30

Ben o yoldan 25 senedir geçerim ve hiçbir zaman şaşırmam ki, Feribot’a ulaşmak için sağa dönmemeliyim, doğru gitmeliyim.

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 
Bu sefer ama şaşırdım ve sağa döndüm.

 

Eskiden olsa, şaşırıp dönmüş olsam hiç üzülmez, hatta sevinirdim.

 

O yol çünkü bu ülkenin kuruluşundaki toprağa, yani şehitliğe gider.

 

Orası gerçek bir şehitliktir ve orda gerçek şehitler yatar.

 

Orda gerçek bir kahramanın da mührü vardır.

 

O gerçekten de tüm çevresi güç taşıyan işgalci ile dolu bir yerde ve gerçekten de hayati tehlike altında ve sabaha kadar her saniye ölüm yanından geçerken, gerçekten de hayatını ortaya koyarak ve ölümle dans ederek sabaha ulaşmış bir kahramandır.

 

Yanındaki askerler gerçekten de vatan sevgisiyle ömürlerini bu topraklara vermiş gerçek şehitlerdir.

 

O Anafartalar kahramanıdır ve gerçekten de ölüme yaklaşmaktan korkmamış ve gerçek şehitlerle o toprağı bu ülkenin her bir ferdine hediye etmiştir.

 

Gani gani hediye etmiş ve tek kelime ile başımıza kakmamıştır.

 

Dünyanın gelmiş geçmiş ne bonkör, en cömert, en ahlaklı, en mütevazi kahramanı ve dehasıdır.

 

İşte o Şehitliğe giden yola saparsanız Feribot yönüne değil, Şehitliğe doğru gidiyorsunuz demektir.

 

Bu sefer şaşırdım işte ve Feribota değil, Şehitliğe giden yola döndüm.

 

Döner dönmez orda askeri komutanlık vardır.

 

Hayatım boyunca, çocukluğum boyunca, anam-babam, dedelerim boyunca hiç yabancılık çekmediğim, bana ait birşey olan bir komutanlık.

 

Bu sefer ama, hayır, hemen acele ile geri döndüm yoldan ve o komutanlığa yakın olmayı hiç istemedim.

 

Yabancı bir yerdeydim sanki.

 

Başka ülke olsa turistik gözle ve çok merakla bakardım elbet ama dedeler boyu bana ait olana turistik gözle nasıl bakarım ben?

 

Yabancıydı bana sadece, yabancı ve çok iç acıtan bir yabancılık.

 

Yüreğini kesen bir yabancılık ve dayanılmaz.

 

Ağlamaya başlamadan hemen kaç ordan ve Feribota yönlen.

 

Hiç olmazsa denizin üstünden gidersin pır pır, sanki sadece denize girecek bir turist gibi.

 

Acele ile dönerken ama, gözüm elimde olmadan yolun ilerilerine takıldı.

 

Biraz gitsem o Şehitliğin tam içinde olurum ama artık yapamam bunu.

 

Çünkü orası artık yıkılmış bir ülkenin şehitliği ve yıkılmış bir ülkenin şehitliği bir başka ülkenin olsa giderim.

 

Orda da üzülürüm, başka halkların da onur ve iyi yaşamları önemlidir zira.

 

Tüm dünya mutlu olmadan gerçekte hiçbirimiz mutlu olamayız hem de.

 

O nedenle onların yıkılan ülkelerinin şehitlikleri de beni üzer.

 

Ama yıkılan kendi ülkemin şehitliği ise, ben oraya artık gidemem.

 

O yolun girişindeki komutanlık da bana yabancı artık, ben onun solundan süzülüp de, gidemem, gitmem.

 

O bana yabancı artık.

 

Yıkılmış bir ülkenin şehitliğinin civarından ve o civara 1 asırdır kurulu komutanlıktan acele ile uzaklaşarak her zamanki Feribota geldim ben de acele ile o yüzden.

 

Şu anda sadece denize giden bir turist gibi hisset kendini, dedim kendime.

 

Feribota yanaştım, Allah sizi inandırsın, 25 senedir o yoldan giderim, ilk kez döküntü bir tenekeye bindim Feribot diye.

 

“Bu ne ya, teneke, nerde o öteki normal feribotlar?” dedim bilet kesen adama.

 

“Onlar yok” dedi.

 

“Devletin feribotları nerde?” dedim. (alışkanlık, yıkılmış ülke de olsa bir an devleti var gibi gelebiliyor insana)

 

“Devlet mi kaldı, hepsi özelleşti” dedi.

 

Yok, yok bunu siyasi anlamda söylemedi gariban adamcağız.

 

Demek istedi ki, “arabalı vapurlar artık özelleşti ve sana heran alışkın olduğun yeni ve büyük ferbotu sunamayız”

 

Teneke ile karşıya geçtik.

 

Gelibolu’dan Lapseki’ye.

 

Yıkılmış bir ülkenin yıkılmış Gelibolusu’ndan yıkılmış Lapsekisi’ne.

 

Denizim var gerçi, aynı yoğun minerallikte.

 

Dalınca turkuvaz kristal tanecikler doluşuyor hala gözlerime.

 

Evim de var.

 

Sanki hala vatanımın toprağı da duruyor gibi.

 

Şehitliğim ve devletim yıkılmış ama avunuyorum evle ve denizle.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Eski camlar bardak oldu
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor