Türk tarımı, birlik ve beraberliğimize yönelen diaspora tehditleri

Türk tarımı, birlik ve beraberliğimize yönelen diaspora tehditleri
15 Aralık 2013 11:23

Bu yazımızın konusu, Türk tarımı ve beraberliğimize diaspora tehditleri hakkında olacaktır.

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Yazımıza, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerle başlayalım.

 

Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:

 

(Müminler, müminleri bırakıp da, kâfirleri dost edinmesinler! Onları dost edinenler, Allah’ın dostluğunu bırakmış olurlar.) [Al-i İmran 28]

 

Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:

(Bir kavmi sevip de onlarla dostluk kuran, kıyamette onlarla haşrolur.) [Taberani](Ey müminler, mümin olmayan kâfirlerle dost olmayın!) [Âl-i İmran 118]

 

(Ey iman edenler, benim ve sizin düşmanınız olanları dost edinmeyin.) [Mümtehine 1]

 

(İbrahim ve Onunla beraber olan müminlerin sözlerinden ibret alın! Onlar, kâfirlere dediler ki: Biz sizden ve putlarınızdan uzağız. Dininizi beğenmiyoruz. Allah’a inanıncaya kadar, aramızda düşmanlık, nefret vardır.) [Mümtehine 4]

 

Eshab-ı kiram, (Kâfirlere karşı çok çetin, sert davranırlar) diye övülüyor. (Feth 29)Kâfirleri dost edinen, Allah’ın dostluğunu bırakmış olur.) [Al-i İmran 28]

 

(Ey iman edenler, benim ve sizin düşmanınız olanları dost edinmeyin.) [Mümtehine 1]

 

(Ey Nebi, kâfirlerle [silahla] ve münafıklarla [öğütle, delille, belgeyle] cihad et, [öğüt de kâr etmezse] onlara sert davran! Onların gidecekleri Cehennem, ne kötü yerdir.) [Tevbe 73, Tahrim 9]

 

Ey Türk İslam alemi ! Unutmayalım ki, zekamıza rota çizen düşünceler sahip olduğumuz zekadan daha ciddi ve samimidir. Bu ana başarı prensibini hangi güç olursa olsun, Yüce Türk İslam alemini caydıramaz. Doğuştan varolan kabiliyetleri artırma konusunda kimse bir şey değiştiremez. Ancak sahip olduğumuz güç ve prensiplerin, kullanma şekillerini iman gücü ile değiştirebiliriz.

 

Hangi meslek olursa olsun, çalışarak başarılar elde eden insanlar, milli benliğini yitirmeyen, samimi tutumlarından, ve uygulamalı çalışmaya karşı yaklaşımlarının olumlu olmasından dolayı muvafakkiyete ulaşırlar.

 

Bir örnek verecek olursak, Cumhuriyet’in ilanından sonra, Türkiye’nin bazı köylerinde ikamet eden bir Ermeni’nin ana dokusundaki zihniyete bakın? O Ermeni köy halkını, hiç bir zorluk ve mücadele çekmeden cezalandırmak için bir vasiyette bulunur. Ben öldükten sonra beni köy meydanındaki dut ağacına asın, üç gün sonra defnedin diye vasiyette bulunuyor; bu vasiyetin amacı köylüleri yanlış yola sürükletip, cezalandırmaktır. Bu tür şeytani düşüncelere o tarih de, Allah’a şükür, Yüce Türk İslam alemi alet olmamıştır. Böyle fikir, şeytan’nın aklına bile gelmez. İhtiyarın biri, yahu bu Ermenilerin, dirisi de, ölüsüde b…..r  diye dert yanar ve köy halkına der ki: Arkadaşlar! İşte hepimizin ders alacağı bu zalim bir Ermeni’nin ana dokusundaki, düşünceyi gördünüz mü? Bu hadise o tarihteki diasporanın kullandığı bir argüman olduğu düşününülüyor.

 

Sanayi ötesi toplum ülkelerinde ikamet eden, Ermeni asıllı iş adamlarının asıl hedefi; 23-63 (Elazığ-Şanlıurfa) ekseni olduğunu unutmamalıyız? Dünya kamuoyunun verdiği mücadele, proteindir. Asıl hedef, Dicle ve Fırat Havzası’dır. Onun içindir ki, 23-63 ekseni ve Akçakale İlçesi’nin stratejik önemi tartışılamaz ve her zaman, stratejik önemi olduğunu unutmamalıyız. Mahalli idareler seçiminde, DAVİT, AGOP, KİRKOR, GARNİK’lerin Türkiye deki, iş ortakları ve diğer faaliyet alanlarında ki, cüzdan muhasebesi yapan gafil uzantıları ile sürekli temas halindedirler. Örneğin Türkiye’den Suriye’ye ihracat yapıyoruz. Suriye’deki,Ermeni ile iş ortaklığının ne mahsuru vardır diye cevap verirler. Yani, bir işi yapmak isteyen bir çare bulacak, hiç bir iş yapmak istemeyen bir bahane bulacak prensiplerini uygulayacaklardır. Bu zihniyete mensup kişilerin belediye başkanı vs. gibi makamlara seçilecek önderlerin Vatan sevgisi, vicdan muhasebesi ve ALLAH korkusu olduğundan bahsedebilirmisiniz? Cenab-ı ALLAH’tan dileğim, Milli birlik ve beraberlikten bahsedenlerin, bu zihniyete haiz olan insanlara sorumluluk önderleri olabilmelerine alet olup, günaha girmezler. Bu kültüre haiz insanların seçilmesi halinde ülke, kurum ve o çevrenin geleceğini teminat altına alma yerine, geleceğini kaosa sürüklemek demektir. Allah korusun. 23-63 (Elazığ-Şanlıurfa) ekseni ve Akçakale yabana atılmayacak stratejik önemi olan bir eksendir.

 

Yüz yıldan fazladır, Türkiye’nin her yerinde ve Harran ovasında ikamet edip, Müslüman olan Ermeni asıllı vatandaşlarımıza kadirşinas Türk Milleti ve Harran Ovası halkı, hiç bir zaman ayrımcılık yapmamıştır. Tarih de bunu onaylıyor. Müslüman olan Ermeni asıllı Türk vatandaşlar, her türlü stratejik makamlara atanmış ve seçilmişlerdir; Yüce Türk İslam alemi ve Harran ovası halkı olarak, hiç bir zaman ne tepki ne de ayrımcılık yapmıştır. Çünkü Yüce Türk Milletinin ruhunda, daima misafirperverlik, sevgi ve hoşgörü vardır. Bir örnek verecek olursak, Çanakkale savaşında Büyük Türk Milleti’nin, Anzaklara karşı davranışlarını tarih de onaylıyor. Çünkü tarih inkar edilemez ve yalan söylemez.

 

Büyük Türk Milleti’nin, ülkesiyle, Milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak isteyen, yurtiçi ve yurtdışında ki, gafil, ihanet şebekeleri iyi bilmelidirler ki, Yüce Türk İslam Alemi’nin ruhunda, daima samimiyet ve sadakatla, Allah, Kur’an, Hz. Muhammed ve Hadis-i Şeriflerine inanarak, Vatan sevgisi vardır. Avusturalya’nın Silver şehrinde ki, iki isimsiz Türk asıllı Kahraman’ın 1914 yılında ki, faaliyetlerini inceledikten sonra, Yüce Türk İslam Alemi’nin kim olduğunu öğrensinler? Kimsenin haddine değil, Yüce Türk İslam aleminin, ülkesiyle milletiyle bölünmez bütünlüğünü zedelemeye…

 

ETKİN OLMAYAN:

İnsanın boş zamanlarında bir etkinliğe yönelmemesi demek, düşünmemesi demektir Düşünmeyen bir insanın etkinliğinden bahsedilemez. Ancak olumlu ya da olumsuz bir düşünsel çaba sonunda nesnel çevremize ilişki kurabilir, işe yönelebiliriz. Belirli faaliyetlerimizin dışında ilgi ve gereksinmelerimize uygun bir faaliyet konusu bulamadığımız zaman üzüldüğümüz, bunaldığımız olmuştur. Bunalım sonu kendimize geldiğimizde büyük bir yorgunluğun, üzerimizde olduğunu hissetmişizdir. Bu bir kararsızlık sonucudur. Kararsızlık olumlu düşünemediğimiz zamanlarda içine düştüğümüz durumdur.

 

Ancak vicdan muhasebesi faaliyetleriyle, çalışmayla rahatlayabiliriz. Yorulmak, boş durmaktan doğar. Ne zaman ilgi ve gereksinmelerimize uygun bir iş içinde olursak, o zaman kendimizi dile getirebiliyor, kendimizi bulabiliyoruz. Yığılmış bir gücün belli bir alana boşaltılamıyor. İnsan beklenti, ilgi ve gereksinmelerine uygun, ölçülü, düzenli bir iş içinde rahat bir nefes alabiliyor.

 

Dinlenmek ayrı, boş durmak ayrı şeylerdir. Dinlenmek, düşünsel ve bedensel olarak etkin olmamaktır. Bu duruma yaklaşabildiğimiz ölçüde dinlenebilirsiniz. Dinlenme, yeni bir atılım, yeni bir etkinlik için güç toplamadır. Boş durmak, düşünsel ve bedensel etkinlikten uzak, güçlerimizi kararsızlık içinde tüketme, sonunda yıpranma sürecidir.

 

Vatan Şehitlerini ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü Rahmetle, Gazileri Minnetle anar. Hastalara acil şifalar dileriz. Ne Mutlu Türküm Diyene

 

Özdeyişler:

Mal cimrilerde, silah korkaklarda, karar verme yetkisi zayıflarda olursa işler bozulur. (Hz. Ebubekir (r.a.) )

Bütün düşmanlıkların aslı, kötülerle dostlukta ve onlara iyilik etmektir. (İmam-ı Şafi Hz.)

Ben düşmanlarımla başa çıkabilirim, Allah beni dostlarımın şerrinden korusun. (Voltaire)

Düşmanlarınızı kötülemeyin; çünkü onlar sizin eserinizdir. (William Hazlitt)

En hakiki düşmanlarımız, kalbimizde yaşayan üç şeydir: Hırs, haset ve kıskançlık. (Abdulkadir Geylani)

Hiç kimsenin, kendisinden başka düşmanı yoktur. (Charles Dickens)

Yenilmesi gereken ilk düşmanlar, öfke ile ümitsizliktir. (Alain)

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun