RTE Korkunç bir panik halinde kurtulmak için her çareye başvuruyor

RTE Korkunç bir panik halinde kurtulmak için her çareye başvuruyor
20 Mart 2015 15:21

7 Haziran 2015 milletvekili genel seçimi hem Türk milleti hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti hem de RTE için bir ”hayat memat” meselesidir.

 

İbrahim ÖZDOĞAN H&H YORUM

 

AKP yine tek başına iktidar olduğu taktirde Türk milletini büyük bir tehlike beklemektedir, çünkü birlik ve beraberliği bozulacak ülke federasyonlara ayrılarak bölünüp parçalanacaktır.

 

AKP tek başına iktidar olduğu taktirde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu şekliyle bütün kurum, kurul ve kuralları ile yıkılacak RTE’nin gerici Ortaçağ anlayışına dayalı yeni bir yapı oluşacak ki bu nedenle başkanlık sistemini istemektedir.

 

Hatta hiç te iddia etmeden RTE’nin yıllardır izlediğimiz paradigmalarına baktığımız zaman başkanlık sisteminden sonraki adım olarak hanedanlık sistemine geçip krallığını bile ilan edeceğinden hiç kimse kuşku duymasın.

 

Eğer AKP tek başına iktidar olabileceği çoğunluğu yakalayamadığı taktirde RTE için siyaseten sonunun başlangıcı olacak çok sıkıntılı ve acı günler başlayacaktır.

 

Tüm bunları bilen RTE zaten şimdiden çok sıkıntılı bir hayat sürmekte ve gelecek acı günlerden kurtulmak için pervasızca Anayasa ve yasaları çiğneme adına her çareye başvurmaktadır.

 

Kısaca belirtirsek RTE çok korkunç bir panik halindedir.

 

Hangi konumda olursa olsun, panik halinde olan insanlar bulundukları çıkmazdan kurtulmak için yasal yasadışı, meşru gayrimeşru, merhametle zalimce vs. başvurmayacakları hiçbir çare bulunmamaktadır.

 

Hitler’in propaganda bakanı Gebbels ”Diktatör bisiklete binen adama benzer, durduğu anda devrilir” der.

 

Şimdi RTE’ye baktığımız zaman siyasi varlığını korumak ve iktidardan düştüğü anda işlediği cürümlerden dolayı yargılanmaktan kendini kurtarmak için sürekli olarak pedal çeviren adama benzemektedir.

 

Seçime az bir zaman kala bisikletin pedallerini seçimi AKP’nin tek başına kazanması için yasaları ve Anayasa’yı çiğneyerek çevirmektedir.

 

Gittiği her yerde ve kitleler karşısında AKP için dört yüz milletvekili isteyerek başkanlık sisteminin erdemlerini dile getirmesi içinde bulunduğu korkunç paniğin en temel belirtisidir.

 

Cumhurbaşkanı olma tarafsızlığını yitirerek Anayasa’yı çiğneyip halktan böyle bir talepte bulunması on iki sene içerisinde işlediği diğer ağır cürümleri ile birlikte Yüce Divan’da karşısına gelecektir.

 

RTE’deki panik Yüce Divan’la ilgili acı sonuna yaklaştıkça her geçen gün katlanarak artmaktadır.

 

Örneğin daha bir kaç gün önce ”Ne Kürt sorunu ya” diyerek 2005 Ağustos’undaki Diyarbakır’daki Kürt yurttaşlarımızın bir kısmını kışkırtarak bitme noktasına gelmiş PKK terörünü kışkırtıcı konuşmasını milletin unuttuğunu varsayarak bir beyanda bulunması içinde bulunduğu panikle sanki kendisini Yüce Divan önünde ifade verir gibi hissettiğini bana anımsatmaktadır.

 

Yine dün ”Ergenekon ve Bayoz konusunda bizi yanılttılar” beyanı ağır bir pankle Yüce Divan’da savunma hazırlıklarından başka bir şey değildir.

 

Bu RTE var ya bu aldatmaca ifadeleriyle milleti enayi yerine koyuyor ya ona çok içerliyorum.

 

Halbuki ”Ben Ergenekon’un savcısıyım” sözleri ile Engin Alan için sarfettiği ”Çanakkale’de ayağa kalkmadı onun için bizde onu hapise koyduk” ifadesi tüm tazeliği ile belleklerdeki yerini korumaktadır.

 

Hem millet unutsa bile Anadolu’da bin yıllık geleneği olan Türk Devleti bunu unutmaz, zamanı gelince çıkarıp Yüce Mahkeme’nin önüne koyar.

 

Bugün gelinen nokta itibari ile 7 Haziran 2015 seçimlerinin göstergeleri AKP ve buna bağlı olarak RTE için tehlike çanlarını çok açık olarak göstermektedir.

 

Araştırma kuruluşlarının yaptıkları saha çalışmaları AKP’nin oy oranının yüzde 40’ın altında kaldığını göstermektedir ki bu da tek başına hükümet kuracak sayıda milletvekili çıkaramayacağını çok açık olarak göstermektedir.

 

Bu ne demektir?

 

Koalisyonlar dönemi demektir.

 

Koalisyonların her şekliyle RTE kaybedenlerden olacak ve behemehal Yüce Divan huzuruna çıkıp başta Türkiye’yi bölme noktası olmak üzere tüm cürümlerinin hesabını verrcektir.

 

Kuvvetle tahmin ediyorum ki, RTE artık dört yüz milletvekili çıkarma umutlarını kaybetmiş olarak AKP’nin tek başına iktidar olma hesaplarını yapmaktadır.

 

Bu nedenle seçim öncesi TBMM’den halkı sevindirecek ve bütçelerine katkıda bulunacak çeşitli populist yasaların çıkması RTE’nin Yüce Divan’dan kurtuluşu adına AKP’nin tek başına iktidar olması içindir.

 

Şimdi de seçilme yaşını 18’e indirmek için bir Anayasa teklifi hazırlamaktadırlar ki, bunun olmayacağını bile bile seçime ilk defa katılacak milyonlarca gencin oyunu alma tuzağından başka bir şey değildir.

 

Çünkü bu yaştaki bir genç henüz daha lise son sınıfta bulunmakta ve öğrenimini tamamlayıp işini kurmamış bir yaşta olarak gülünç bir tekliften başka bir şey değildir ki, RTE’nin siyasi acı son paniğinden başka bir numara taşımamaktadır.

 

Hemen şunu kaydedelim, seçim tarihi yaklaştıkça AKP’nin oyları daha çok düşecek ve buna bağlı olarak RTE’de panikleme son sınıra yaklaşacaktır.

 

Bu paniklemeye bağlı olarak seçimin akışını değiştirmek için yine Anayasa ve yasalara aykırı olarak Cumhurbaşkanı olma tarafsızlığını ihlal edip yeni cürümler işleme olasılığı çok yüksek bulunmaktadır.

 

Hemen şunu ekleyelim ki, bugün CHP ve MHP’nin başlarında bu partilerin felsefelerine aykırı olan mevcut genel başkanlar değil de gerçek temsilcileri olan liderler bulunsaydı, AKP tuz buz olur, RTE ise bugünkü kaçak sarayında ikamet etmezdi.

 

Ama küresel siyaset mühendisliği Türk siyasetine çıkarlarına uygun olarak sürekli şekil vermektedir.

 

Bu nedenle buradan Meclis dışı siyasal parti lider ve üst yöneticilerine bir daha çağrıda bulunuyorum, büyüklük regolarınızı ve inatlarınızı bir kenara bırakıp herhangi bir partinin ad ve amblemi altında seçime girin; mutlaka başaracaksınız, çünkü bu seçimde seçmen çok daha deneyimli olarak sığınacakları bir liman aramaktadırlar.

 

Bunu gerçekleştirmediğiniz taktirde çok gülünç bir şekilde seçim sonrası yine siyaset tiyatrosu oynamaya devam edeceksiniz ey akıl sahipleri.

 

Bir de son olarak çok önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyorum.

 

Seçime katılacak tüm Meclis içi ve Meclis dışı siyasal partiler seçim günü işbirliği yaparak AKP tarafından oylarının çalınması önüne geçmeleri olmazsa olmazlardandır.

 

Bakın AKP felsefesinde oy çalınması ”Dar-ul harb”in bir gerekçesi olarak cihadın bir şeklidir ve sevap kazandıran kutsal bir eylemdir.

 

Tıpkı diğer hırsızlıkları gibi.

 

Demedi demeyin, ben sadece hatırlatıyorum.

 

Paniklemenin doruk noktasında oy hırsızlığı mutlaka yapılacaktır.

 

Tüm muhalefet koordinasyon halinde pür dikkat olursa bunu başaramayacaklardır.

 

 

İbrahim ÖZDOĞAN Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Türk ordusunu taammüden mahvetti
Tayyip Erdoğan’a karşı tüm muhalefet partileri ortak demokratik milli mücadele başlatmalıdır
Fetö teröristlerine af isteyen ya gafil ya hain ya da kaset korkusu olan şerefsizlerdir!