İki kez koşturmuş resepsiyona

İki kez koşturmuş resepsiyona
1 Kasım 2016 17:30

Bahçeli Erdoğan’ın sarayında düzenlenen 29 Ekim resepsiyonuna iki kez koşturmuş.

 

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 
Önce sabahki tebrikleşmeye seyirtmiş, akşam da resepsiyona.

 
Erdoğan ile fotoğraflarını da gördüm basında.

 
Pek munis Bahçeli; munis, sempati dolu, yumuşak ve sevecen.

 
Bahçeli’yi tam olarak anlamamız için bu tarihin tekerleklerini biraz daha döndürmesi gerekiyor.

 
Benim Bahçeli’nin belli dönemlerine sempatim hep oldu. (57. Hükümet’te AB yoluna sağladığı önemli katkı mesela)

 
Ancak birtakım parçalarla bu dönemlerini birleştiremedim henüz.

 
Hangi saiklerle hareket ettiği konusunda uzaktan tahmin yapmak da kolay değil.

 
Gerçeği iyice anlamaya duyduğum tutku benim için bu olayda da geçerli.

 
O nedenle kafadan atmak istemiyorum.

 
Ama Bahçeli’nin son yıllarda yaptıklarını içim kaldırmıyor.

 
Bu sabah grup toplantısında söylediklerinin siyasi samimiyetsizliği bir yana, idam yarışına girmesi öbür yana, bugün Abdülkadir Selvi’nin yazısında anlattığına da dikkat etmek lazım.

 
Selvi, Bahçeli’nin, AKP başkanlık sistemini getirebilmede lazım olan daha yüksek milletvekili sayısı için, “erken seçime gider ve koltuğumu kaybederim” korkusuyla başkanlık sisteminin TBMM’ye gelmesi yönünde atak yaptığının söylendiğini söylüyor.

 
Erken seçim olursa Bahçeli gider tabii.

 
MHP’li muhalifleri siyaseten katletmek için Erdoğan ile yaptığı işbirliği de malum.

 
O halde erken seçimin önünü alıp, koltuğunu korumak için pekala da başkanlık kartını ele almış olabilir.

 
Ondan sonrası tufan nasıl olsa.

 
Zaten de, Türkiye kendi egosu için vatanını yakanlarla dolu, ki, ne hazin bir tablo bir ülke açısından.

 
Ki, aşağıda anlatacağım da aynı türden bir şey.

 
Bu arada Avrupa ülkelerinde sistemler ego için ülke yakmaya asla izin vermiyor, bu konuda çok yüksek bir toplumsal terbiye ve muhtemel ego hasarlarını engelleyici mekanizmalar var.

 
MUSTAFA BALBAY’A YAKIŞTIRAMADIM

 

 
Dün Cumhuriyet basıldığında kamuoyu olarak işin bir yönünü tam göremedik ama bugün okuduklarımız bize işin o yönünü de gösterdi.

 
Olay şu ki, Cumhuriyet gazetesi vakfının yönetiminde yer alamadığı için hem Mustafa Balbay hem de adını ilk kez bugün duyduğum Alev Coşkun isimli eski bir Cumhuriyetçi Cumhuriyet Vakfı’nı önce Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne sonra da mahkemeye şikayet ediyorlar.

 
Bu süreç yaklaşık 2 sene öncesine dayanıyor.

 
Alev Coşkun ve Mustafa Balbay Cumhuriyet’in Atatürkçü çizgisini kaybediyor olduğunu ve cemaate yaklaştığını hem de PKK ile arasına yeterli mesafe koymadığını düşünüyorlar.

 
Fakat bunu şikayet ettikleri yerler Cumhuriyet gazetesine diş bileyen ve onu kapatmak için fırsat kollayan AKP patronlarına bağlı yerler.

 
Ve işte, bu olay vakıf yönetiminde yer alamamaktan başlıyor ama yapılan şikayetler dünkü baskının gerekçesine yazılıyor.

 
Vakıfta usülsüz seçim diye yer alıyor bu şikayet savcının gerekçesinde.

 
Vakıf seçiminde usülsüzlükten hapis hangi hukuk kitabında yazıyor veya yazıyor mu bilmiyorum ama üstüne bir de FETÖ’cü, PKK’cı deyip, bir sürü insanı hapse attılar.

 
Ne yani, vakıf yönetim seçiminde yanlışlık varsa bunu başka yollardan halletmeye çalışsaydınız veya bunu biraz zamana bıraksaydınız.

 
Siyasi kişiliği etiği, ilkeleri olan bir insan hiç, bir gazeteyi onu kapatmak için yanıp tutuşanlara şikayet eder mi?

 
Türkiye’nin böyle bir döneminde hele yapılır mı bu?

 
Mustafa Balbay üstelik milletvekili seçildi, vakıfta yer alamadıysa siyasette vakvetseydi kendisini.

 
Kanımca Alev Coşkun ve Mustafa Balbay için Cumhuriyet kendileri için öyle bir ego meselesiydi ki, içinde bulundukları siyasi gerçekleri dahi göremez oldular.

 
Ümit Zileli de yazılarında Alev Coşkun’un şikayetini haklı bulmuş.

 
Cumhuriyet FETÖ’cülerle yanyanaymış.

 
Bazıları da ama mesela Ümit Zileli’yi Beyaz Tv ve Cem Küçük’le çok kankavari görüyor olabilir.

 
Ama mesele egolar olunca herkes bir başkasının gözündeki çöpü öne sürüyor bahane olarak.

 
Birşey daha söylemeliyim…

 

 
Biz Türkiye olarak egosunu terbiye etmeyen insanlardan müteşekkil kadrolar kuramazsak Türkiye’de ileriye doğru bir yaprak oynamaz bir milim.

 
Bundan emin olun.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan