Çok kötü bir seçim olduğu belli

Çok kötü bir seçim olduğu belli
25 Ocak 2015 17:30

CHP İstanbul Milletvekili Ercan Cengiz CHP’den istifa ederek yakınlarda kurulan Merkez Parti’ye geçti.

 

Safile USUL H&H YORUM

 

Ercan Cengiz’in bundan önce de, 5 Kasım’da 4 eski bakanla ilgili Meclis Soruşturma Komisyonu’ndan diğer CHP’li komisyon üyeleriyle soruşturmanın nasıl yürütüleceği ile ilgili farklı görüş taşıdığı için istifa etmiş olduğunu bugün internette onunla ilgili haberlere bakarken öğrendim.

 

Zaten Ercan Cengiz’in istfasından hemen sonra eski bakanlarla olan samimi ve ölçüsüz ilişkileri nedeniyle CHP’lilerle çelişki ve gerginlik yaşamış olduğu da haberlere yansımıştı.

 

Belli ki, Ercan Cengiz CHP açısından çok kötü bir seçim ve tercih imiş.

 

Siyasi bir duruşu ve ilkeleri olmayan ve sadece pragmatik amaçlı olarak CHP’den aday yapılmış.

 

Yine internetten baktım…

 

Ercan Cengiz’in CHP ile ilgili bir geçmişi olmadığı gibi, öyle siyasi bir geçmişi de yok.

 

Savcı imiş ve muhtemelen bir noktadan sonra siyasete girmek isteyince de bu imkanı CHP’de bulmuş.

 

Ve, öyle anlaşılıyor ki daha ziyade sağ bir köken ve sağ bir kültürden gelen Ercan Cengiz pek öyle ilkeleri de olmadığı için eski bakanlarla disiplinsiz ve kötü ilişkilere girmiş; CHP’liler buna tepki gösterince de içine kapanıp, ilk fırsatta kapağı başka bir partiye atmış.

 

Geçtiği parti olan Merkez Parti’nin başkanı da zaten aslen AKP çevrelerinden gelen ve senelerce AKP’ye danışmanlık yapmış ve kanımca AKP ile hala göbek bağı olan Abdurrahim Karslı.

 

Dolayısıyla Ercan Cengiz de aslında AKP siyasi kültürüne daha yakın ama bir şekilde CHP’den milletvekili olması daha mümkün olduğu için CHP’yi seçmiş.

 

Bu onun açısından böyle olabilir de, asıl mesela şu ki, CHP yönetimi neden böylesine CHP’nin siyasi kültürüne ve ilkelerine ters birisini seçmiş.
Bence bunun cevabı birden fazla; şöyle ki…

 

Birincisi Ercan Cengiz vasıtasıyla AKP tabanından oy alabileceğini düşünmüş CHP yönetimi.

 

Çünkü Ercan Cengiz AKP tabanına yakın bir dünyadan geliyor.

 

İkincisi ve daha da önemlisi ise, şu ki….

 

CHP yönetimi sol, sosyal demokrat ve siyasi damarı gelişmiş, tecrübeli isimleri kendisine çok kolayca rakip olarak görebiliyor.

 

“İleride bana karşı çıkar, alternatif olmaya çalışır” diye düşünüyor.

 

Bu tür CHP siyasi damarı olmayan şahısların ise, istese de CHP içinde alternatifliğe soyunamayacağını biliyor ve bu nedenle “tehlikesiz” buluyor onları.

 

Siyasi partilerde yönetimlerin, rakip olur korkusuyla siyasi niteliği olmayan insanları çevresine doldurması ise, o siyasi partinin güçlenmesini engelliyor ve var olanı da zayıflatıyor.

 

Tabii, bazı siyasi kişilikler de alınıyor ekibe ama taze kan taşıması muhtemel, nitelikli ve kendisine tam uyum sağlayacağından emin olmadığı kişilere mesafeli kalınıyor.

 

Oysa güçlü bir lider başka güçlü siyasi insanlardan çekinmez ve çekinmemeli.

 

Çünkü ilkeli olan, siyasi damarı olan insanlarla açık bir iletişim sağlandığında o insanlar ne lidere ne de partiye zarar vermezler.

 

Güçlü bir siyasi parti olmak için aynı zamanda liderden başkaca da güçlü siyasi figürlere ihtiyaç var.

 

Zira Türkiye çok büyük ve böyle bir büyüklüğü taşımak için büyük düşünmek, başka nitelikli ve güçlü siyasi insanlardan çekinmemek ve büyük bir siyasi örgü yaratmak zorunlu.

 

Gerçi Kılıçdaroğlu geçmişte hakikaten bazı güçlü kişiliklere kapılarını açtı ama sonradan onlara güvenini yitirdi ve bu onda hayal kırıklığı yaptı.

 

Ama bu durumda da, CHP’nin parti içi iletişim ve işlerliğinin çok gayri-profesyonel ve kötü olmasının büyük etkisi vardı.

 

Bir de…

 

Ercan Zengin gibi seçimlerin arkasında liderin çevresine nitelikli insanların gelerek, kendisine rakip olacağını düşünen yönetim ve danışman ekibi de var.

 

 

 

Safile USUL Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Eski camlar bardak oldu
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor