CHP, 4.5 milyon vererek kime ne danıştı?

CHP, 4.5 milyon vererek kime ne danıştı?
8 Şubat 2016 09:25

Kemal Kılıçdaroğlu ‘kandırıldık’ der mi?

 

Cihan Özdemir / Yurt
Ülke bölünüyorsa, bölünsün. Benim türbanlı  bacım üniversiteye gidebiliyor ya, gerisi boş’ diye, her sorunu türban ile örtenler türemiş. Türbanlının ‘zengini’ veya ‘fakiri’, ‘çalanı’ ya da ‘çalmayanı’ aynı kefeye konmuş, kimin umuruna…

 
Başkanlık ‘giyotin’ olmuş, başımızın üstünde asılı duruyor anlaşılan. Bu esnada CHP’ye dışarıdan saldırılar yetmezmiş gibi, bazıları da içeriden “kemirmeye’ devam ediyor. İsmi geçenleri tenzih ederek, ‘söz meclisten’ dışan, CHP’nin “kasa farelerini’ teşhire devam edeceğiz.

 
CHP’nin ‘mali raporu’ ile ilgili rakamlara dayanan’ analizimiz örgütlerden ilgi ve destek gördü.

 
Ama Haluk Koç’ un hazırladığı Mali Rapora göre, CHP’nin 2015 deki 65 milyon TL’lik reklam pastasından kaynak aktarılan bazı Cemaat medyası ve bazı Truva atları öyle ihtişamlı bir algı yaratmış ki, ‘Kral Çıplak’ diyen CHP’nin öz evlatları, bizzat CHP’nin ve ülkenin önündeki en büyük ‘takozlar’ tarafından ‘aforoz’ ediliyorlar. En acısı da bazı dostlar, yoldaşlar, kirveler, musahibiler ses çıkartmıyor, çıkartamıyor, sadece izliyorlar.

 
Gönlümüzde affı yok. Ama Pir Sultana taş atanların, ölüm korkusundan yaptıklan söylenir.

 
Ya bugünküler? CHP’ yi ve ülkeyi uçuruma sürükleyenlere dik duranlara sahip çıkmayanlar…

 
Para için mi, menfaat için mi, yoksa koltuk sevdasına mı yaptıklan söylenecek?

 
Bazı ‘prens’ belediye başkanları, eğitime sadece 1000 $ harcayarak CHP’yi eğitimden mahrum bırakanlar, örgütüne zorunlu ayırması gereken payı bile aktarmayarak ‘elini kolunu bağlayanlar’, emekten yana olan bir partiyi kaynağı olmasına rağmen personeline borçlu hale getirenler; inanın, AKP den bile daha fazla zarar veriyorlar CHP ye…

 
Umarım Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, biran önce çevresini saran “bermuda şeytan üçgeninden’ çıkar, yoksa maalesef CHP’de ‘kandırıldık’ sesleri yükselmeye başlayacak…

 
Atatürk’ ün danışmanları ücret alıyor muydu?

 
Sayın Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu yeni danışmanlan olarak Veli Özdemir, Ahmet Akın, İstemihan Talay, Okan Gaytancıoğlu, Dr. Recep Cengiz, Mehmet Bekaroğlu’nu atadı. Hepsine başarılar dilerim.

 

‘CHP ile orta gelir tuzağı benzerlikleri’ başlıklı yazımda Sayın Bekaroğlu hakkında yazdıklarım ortadadır. Tanıyanlar bilir ki, tavrım kişilerin şahsiyetlerine değil, davanın ileriye taşınması için yapılan söylemlerdir. Dün ‘ceket iliklenmesi konusunda ne demişsem, bugünde lafımın arkasındayım.

 

CHP de seçim bütçesini harcayan ve düzenleyen Genel Başkan Yardımcılığı görevi, Sayın Bekaroğlu için on beden büyüktü. Umarım danışmanlık görevini hakkı ile yerine getirir. Mali Rapor da genel merkezdeki danışmanların maaşlarının personel gideri mi yoksa danışmanlık gideri mi kalemine eklendiği belirtilmiyor.

 

Ama ister şahıs ister kurum olarak danışmanlık hizmeti verilsin daha önemli bir ayrıntı var.

 
Öncelikle danışmanlık hizmeti karşılığı emeğe makul bir rakam ödenebilir. Ama sadece 2015 yılında danışmanlık gideri olarak 4,5 milyon Tl den bahsediliyor. El insaf arkadaş. CHP ye danışman olmak bile zaten başlı başına bir şereftir. Mustafa Kemal, Samsun’a çıktığında yanındakiler danışmanlık ücreti mi alıyordu?

 
Umarım ‘CHP şirket mantığı ile yönetilemez’ dediğimde ne kastettiğimi anlatabilmişimdir. CHP’nin her il ve ilçe örgütünde partinin ve ülkenin ihtiyacı olduğu konularda ücretsiz, şeref ile hizmet verebilecek nitelikli üyeleri mevcuttur. Sadece genel merkezdeki gören gözler ‘paralı fedailer’ yerine örgütlerdeki gönül veren, dava insanlarını görebilsinler, yeter…

 
Sarı saçların deli gönüllerde, Selin

 

 

Orta gelir tuzağı demişken, Oda TV imtiyaz sahibi Soner Yalçının ‘etekli Kemal Derviş’ yakıştırması yaptığı Selin Sayek Böke ile ilgili bir yazısına denk geldim. Soner Yalçın ile yazarımız Süleyman Kılıç abim galiba Selin Hanım hakkında benzer duygulan paylaşıyorlar.

 
Ama 35.0lağan Kurultay’da sohbet ettiğim Selin Hanıma biraz süre vermek gerektiğini düşünüyorum. Daha siyasette ‘çıtır’ kıvamında. Umarım ‘yalı çetesinin ‘ tuzağına düşmez. Yoksa o makamlar geçicidir. Çevresine bir baksın. Hani İstanbul’un ‘prensi’ Erdoğan Toprak, Ankara’nin ‘Ra’sı Önder Sav nerede ?

 
Soner’e Yalçın’a da naçizane tavsiyem; Selin Hanım’ı eleştireceğim diye işin içerisine AKP’yi, Ali Babacan’ı katarak basit algı yönlendirmesi yapıp, iktisadi kavramların içerisini boşaîtmaya çalışmamasıdır.

 

Unutulmasın ki Sayın Muharrem İnce de kurultay öncesi İsmail Küçükkaya’nın Çalar Saat programına katıldığında orta gelir tuzağına atıfta bulunmuştu. Söylemesi ayıp bu benzetmeyi de bendeniz 20 Kasım 2015 de ifade etmiştim. Övünmek gibi olmasın… Kaldı ki kim söylerse söylesin. Bu bir iktisadi kavramın doğru olmadığı anlamına gelmez.

 
Aynca bozuk saat bile günde en az iki sefer doğruyu gösterir. Bunu en iyi bilenlerden birisidir. Orta gelir tuzağından çıkmak için yapılması gerekli olan yapısal reformlar bellidir. Gerçek bir ileri demokrasi, hukukun üstünlüğü, eğitim reformu bunların başlıcalandır. ‘Benim bunlara da itirazım var’ diyorsan inan ki şaşırmam. Basın dünyasında yerini o kadar çok değiştiren var ki, artık kim hangi noktada duruyordu hatirlayamıyoruz…

 
Pardon siz yurtsever miydiniz, ulusalcı mı, Maocu mu yoksa Ankara’nın ‘karanlık dehlizlerinden’ duyduğunuzu zannettiğiniz sesler ne fısıldıyorsa o mu?