Alışveriş merkezlerinde kuruş ve raf vurgunu

Alışveriş merkezlerinde kuruş ve raf vurgunu
21 Şubat 2014 11:21

BİZİ ALDATAN BİZDEN DEĞİLDİR.(Hadis-i şerif)

 

Numan ALADAĞ H&H YORUM

 

Saygıdeğer okuyucularımız, bugünkü yazımızın konusu, ticari ahlaktan mahrum bazı alışveriş merkezlerinin kuruş ve raf vurgunu hakkında olacaktır.

 

Yüce Türk İslam aleminin ve saygıdeğer okuyucularımızın, duaları kabul, Cuması mübarek olsun. Cenab-ı Allah, bizleri mübarek günlerde riyakarlıktan uzak, sadakat ve samimiyetle ibadetlerimizi yapan ve haram faaliyetlerden uzak tutan kullarından eylesin dileklerimizle yazımıza başlayalım.

 

Helal ve harama karşı ne derece duyarlıyız? İradesini daima güçlü tutan insan, iradesini serbest olarak kullanabilir, dilediği gibi davranabilir. Ancak faaliyetlere hiçbir sınırlama getirilmemesi halinde yaşamın çekilmez bir hal alacağı da açıktır. Bu münasebetle insanlara dünya ve ahiret mutluluğunu sağlamanın yollarını gösteren dinimiz İslam, zararlı ve gayrı meşru olan her türlü faaliyet ve davranışları yasaklamış, helal olan faaliyetleri ise serbest bırakmıştır.

 

Cenab-ı Allah’ın açıkça yasakladığı şeylere ”haram”, yasak olmayan faaliyetlere de ”helal” diyoruz. Kamu malını, yetim ve kul hakkını gasp etmek haramdır. Ve bilerek bu faaliyette olanların, Allah korkusu, haysiyet-şereften, Vatan sevgisinden mahrum ve riyakar olduklarını açıkça teyit etmektedirler.

 

Başka bir ifade ile Allah’ın her türlü emir ve yasaklarına uymamak haram; yasaklamadığı meşru faaliyetlerde dileğince hareket etmek helaldir.

 

Cenab-ı Allah’ın getirdiği yasaklar ve kısıtlamalar, insanların hayatını zorlaştırmaya değil; kolaylaştırmaya yöneliktir. ”Cenab-ı Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez” ayeti bu gerçeği ifade etmektedir.

 

Haramlar Cenab-ı Hakk’ın koymuş olduğu sınırlardır. Cenab-ı Allah, ”Kim Allah’ın sınırlarını aşarsa şüphesiz kendine zülmetmiş olur.” buyurmaktadır. Allah’ın haram kılmış olduğu şeylerden, kendi bakış açımızla ”küçük” diyebileceklerimiz de, ”ciddi” gördüklerimiz kadar önemsenmelidir.

 

Vicdan ve cüzdan muhasebesi konularında duyarlı olmak, bizi yaratan, ilim ve kudreti ile takip ve kontrol altında bulunduran Cenab-ı Allah’a olan imanımızı kuvvetlendirir ve zinde tutar. Vicdan-cüzdan konusundaki faaliyetlerimiz hassasiyetin önemini ortaya koyması açısından Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in bu hadis-i şerifi dikkat çekicidir. Hadis-i şerif: ”Helal bellidir, haram bellidir. Bu ikisinin arasında birçok kişinin bilmediği şüpheli şeyler vardır. Kişi bunlardan sakınırsa dinini, onur ve haysiyetini korumuş olur.Şüpheli şeylerden kaçınmayanlar, koruluğun kenarında hayvanlarını otlatan kimse gibidir. Kolladağı hayvanların her an koruluğa girmesi mümkündür. Dikkat edin her hükümdarın bir koruluğu vardır, Allah’ın koruluğu da haram kıldığı şeylerdir…”

 

İslam dini ve Türk ahlakı, helalından kazanıp meşru ve mübah yerlere harcamamızı ve aşırılıktan kaçınmamızı emretmektedir.

 

BÜYÜK ALIŞVERİŞ MERKEZLERİNDE KURUŞ VURGUNU

 

Türkiye’de faaliyet gösteren ulusal ve yerel alışveriş merkezleri, kayıt dışı gelir elde etmektedirler. Bir örnek verelim: Ananas’ın fiyatı 4,99 kuruş, neden 5 lira değil? Bu fiyatlandırmayı yapanlara ekonomik terör örgütü diye adlandırabiliriz. Kayıt dışı faaliyetten örnekler: Alışveriş merkezleri, Türk sanayicisi ve çiftçisini, bakın nasıl sömürüyor? Üretici firmaların gıda, temizlik ve diğer sanayi ürünlerini satabilmek için bana yılda şu kadar ekstradan raf parası verirsen ürettiğin tüm ürünleri satış noktalarımda satarım talebinde kullanmaktadırlar. Bu konuda Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’i ve diğer ilgili bakanlıkları göreve çağırıyorum! Neden bu ifadeyi kullanıyorum? Türk sanayicisi ve çiftçisinden aldığı raf parası nasıl muhasebe işlemi görüyor? Onun için başta maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK olmak üzere, muhalefet parti liderlerinin de bu konuyu acilen ele alıp, hükümeti uyarmaları gerekir. Çünkü bu konu partiler üstü Milli bir sorundur. Ayrıca bugünlerde kayıt dışı ekonomik faaliyetler cirit attığını unutmamalıyız? Türkiye de herkesin kayıtlı çalışanlar (memur-işçi) gibi, şerefiyle vergisini verirse, Türk Cumhuriyeti Hükümeti’nin, sanayi ötesi toplum ülkelerine ihtiyacı olmaz.

 

Büyük Türk Milleti’nin huzur ve refahından bahsedebilmemiz için, ilk önce haksız kazanç ve kara para (Nereden budun) ile samimiyetle mücadele edilmesine ve izin verilmemesine bağlıdır. Kara para demek, haram kazanç demektir. Haram’ dan hoşlanmayan bir insan, ahlasızlıklara ortak olmak istemiyorsa, harama bulaşmaz ve müsaade etmez.

 

Saygıdeğer okuyucular, devlet olarak, “ticari düşmanlarınız” varsa, kesinlikle sıcak savaşa gerek yoktur. Düşmanınızı ekonomik darboğaza sürüklediğiniz zaman, düşmanınız karnını doyurmayla uğraşacaktır. Düşmana karşı zafer kazanabilmek için, silah alacak ekonomik gücü kalmaz. Sanayi ötesi toplum ve Arap ülkeleri fonlarını, Türkiyede, gıda sanayisine yatırım yapması dikkat çekicidir! Ulusal ve yerel alışveriş merkezlerinin Türk sanayicisi, çiftçisi ve esnafına karşı bakışı – uygulamaları – açık ve nettir. Sanayi ötesi toplum ülkelerinin amacı, Türkiye’ye tüketim, tembellik ve haksız kazanç ahlakını yerleştirmektir. Biz bu ihanet şebekelerinin faaliyetlerine karşı gereken yasal önlemleri alabilmiş miyiz?

 

SORU 1- Büyük alışveriş merkezleri, sanayicilerden aldığı raf parası alma faaliyetlerine devam edecekler mi?

SORU 2- Sanayici’den alınan raf parası nasıl muhasebe işlemi görüyor?

SORU 3- Kuruş vurgununa devam edecekler mi?

SORU 4- Mesela 4,99 kuruş olan ananasın fiyatı, neden 5 lira değil? Bu fiyatlandırma bir ekonomik terör örgütü faaliyeti değil mi?

SORU 5- Peki, O bir kuruş nereye gidiyor?

SORU 6- Domuz ürünleri ile soğuk sandviç, çiğ köfte ve soğuk mezeler’in aynı yerde satılması, Türk İslam kültürüne uygun mudur?

SORU 7- Raf parası, Türk sanayicisi ve çiftçisinin ekonomik dar boğaza sürüklemek değil mi?

SORU 8- Ey yabancı ve yerli sermayeli alışveriş merkezleri! Müesesenizin prensipleri varsa, unutmayınız ki, Büyük Türk Milletinin de tarihten günümüze kadar, kendine has ticari ahlak prensipleri vardır. Bunun bilincinde misiniz?

SORU 9- Türk Milleti, binlerce lirayı feda edebilir; ama aldatıcı yollarla enayi yerine konulduğu zaman, elbette bir kuruşun hesabını soracaktır. Çünkü Büyük Türk Milleti, haddini bilen bir Millettir.

SORU 10- Maliye Bakanı Mehmet ŞİMŞEK’in, ”Yolsuzluk yapanın, Allah belasını versin” özdeyişini destekliyor musunuz?

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin Ay yıldızlı bayrağının daima dalgalanması uğruna Şahadet şerbeti içen Aziz Vatan şehitlerini rahmetle, gazileri minnetle anarız. Cenab-ı Allah, Büyük Türk Milletine, şifasını ve güzel ahlakını esirgemeyen kullarından eylesin.

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun