"Yekta bayrağı dikseydi çok kan akardı"

"Yekta bayrağı dikseydi çok kan akardı"
7 Ağustos 2012 10:51

Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören, TV8’e yayınlanan Telegol programında Serhat Ulueren ve Süleyman Rodop ile yaptığı sohbette önemli açıklamalar yaptı.

Süper Final’in son haftasında Kadıköy’de oynanan Fenerbahçe – Galatasaray maçından sonra sarı-kırmızılı takımın oyuncusu Yekta Kurtuluş’un orta sahaya bayrak dikmek için giderken kendisi tarafından engellendiğini belirten Demirören, “Yekta bayrağı dikseydi inanın çok kan akardı. Belli ki bu bayrak bilinçli olarak takım otobüsü ile stada getirilmiş” dedi.

 

İşte Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören şu açıklamaları yaptı.

 

“Son Fenerbahçe – Galatasaray şampiyonluk maçında kupanın Şükrü Saracoğlu’nda verilme kararı doğruydu. Bugün de olsa aynısını yapardık. Maç öncesi Fenerbahçe şampiyon olursa 30 dakika, Galatasaray şampiyon olursa 1,5 saat içinde kupasını verecektik. Maç öncesi emniyet bizi provokasyon için uyardı. Maçtan sonra malum olaylar çıktı. Düdük çalınca emniyet, Nihat Özdemir, ben ve Ünal Aysal bir toplantı yaptık. Kupa töreninin gecikeceğini söyledik.”

 

Şahidim Nihat Özdemir’dir

 

“Ünal Aysal, ‘Kupa töreni önemli değil Kupayı nerede verirseniz verin, yeter ki burada alalım’ dedi. Hatta ‘Koridorlarda bile alırız’ dedi. Ama 5 dakika sonra Aysal karar değiştirip ‘Kupayı sahada alacağız’ dedi. Tahminimce Terim ile konuştu. Bir gün sonra Aysal medyada beni eleştirdi. Bugüne dek hep sustum, bunu ilk defa açıklıyorum. Bu olayın şahitleri Özdemir ve emniyet yetkilileri.”

 

Yekta bayrağı dikseydi çok kan akardı

 

“Kupa töreni için tam sahaya çıkacakken daha önceden organize olduğunu bildiğim bayrak dikme hadisesi yaşanacaktı. Futbolcu Yekta bir baktım sopalı büyük bir G.Saray bayrağını alıp orta sahaya koşarken görevlilere ‘Durdurun şu adamı katliam çıkacak’ dedim. Görevliler hemen Yekta’nın üzerine atlayıp kendisini engellediler. Yekta bayrağı dikseydi inanın çok kan akardı. Belli ki bu bayrak bilinçli olarak takım otobüsü ile stada getirilmiş.”

 

105. maddeden ilk Terim faydalandı

 

“FIFA’nın da disiplin kararları arasında olan erteleme maddesini biz koyduk herkes bize ateş püskürdü. Hatta televizyonlarda çok ağır eleştirildik. Ama gel gör ki, bu maddeye muhalif olan G.Saray bu maddeden ilk yararlanan takım oldu. Fatih Hoca şampiyonluk maçında Saracoğlu’nda takımın başındaydı. Ancak aynı Terim bir kez daha ceza alırsa 3 maçlık ceza 6’ya çıkacak af ve erteleme de olmayacak.”

 

En büyük Galatasaraylı ben olurum

 

“Neymiş G.Saray, federasyona hiçbir adamını sokamamış. Kurullarda kararlar aleyhine alınacakmış. Yok böyle bir şey. Yeri geldiğinde en büyük G.Saraylı ben olurum. G.Saraylılar rahat olsun. Ben onların haklarını kimseye yedirtmem. Ben sadece onların değil tüm takımların başkanıyım. ‘F.Bahçemiz’ derken de bunu kastettim. O sözüm nedeniyle de asla pişmanlık duymuyorum.”

 

Haklılığım ortaya çıktı

 

“Kaldı ki, başkan seçilmemden bir gün önce Ankara’da Ünal Aysal yanıma geldi, ‘Bizim durumumuz ne olacak Sayın Demirören’ diye sordu. Ben de kendisine net bir şekilde ‘Siz şampiyon olun banko Şampiyonlar Ligi’ne katılacaksınız’ garantisini verdim. Nitekim Galatasaray, direkt gitti. Haklılığım ortaya çıktı işte…”

 

Başbakan Platini’yle hiç pazarlık yapar mı!

 

“Bu ülke kesinlikle çok şanslı. Çünkü sporu çok seven bir Başbakan’a sahip. Bunu da çok iyi değerlendirmemiz lazım. Sayın Başbakanın en büyük amacı 2020 Avrupa Şampiyonası’nı Türkiye’ye getirmek. Bunun için çok çalışıyor. Şimdi bazı kişiler benim Platini’ye 40 milyon Euro para verdiğimi, Başbakan’ın da Michel Platini ile pazarlık yaptığını söylüyor. Bunlar külliyen yalan, ne para var ne de verilmiş herhangi bir söz. Koskoca Türkiye’nin başbakanı Platini ile pazarlık yapar mı?”

 

Ben görüştüm

 

“Başbakan dünyanın gözü önünde ‘Kurumlar ile kişiler ayrılmalı, şike yapan varsa takımlar değil kişiler cezalandırılmalı’ dedi ve dedikleri aynen gerçekleşti. Herkes ‘Nasıl olur F.Bahçe Avrupa Kupaları’na katılır?’ diyor. Kurullarımız bir karar verdi. UEFA bunu yeterli gördü ve F.Bahçe kupalara katıldı. Başbakanın ve benim gördüğümü maalesef Türkiye’nin büyük bölümü görmedi. Ben F.Bahçe’nin Avrupa’ya katılacağını başkan olduğum gün anladım.”

 

Kararsızlık Aydınlar’ı başkanlıktan götürdü

 

“3 Temmuz’da olaylar patladı, 5 Temmuz sabahı Mehmet Ali Aydınlar’a ‘Fazla bekleme, hemen kararını ver’ dedim. Ama o beni hiç dinlemedi. Hep olayları öteledi. Kararları vermedi. Daha sonra kasım ayında yine kendisine iddianame çıktığı anda ‘Kararınızı verin’ dedim. O beni yine dinlemedi. Ve bu kararsızlık kendisini federasyon başkanlığından götürdü. Ben de 229 katılımcının 221’inin oyunu alarak rekor oyla federasyon başkanı oldum. Ben atanmış bir başkan değil seçilmiş bir başkanım.”

 

Fener’e af-maf yok

 

“Şimdi herkes ‘Bu federasyon F.Bahçe’nin 5 maçlık cezasını affeder mi?’ diyor. Nasıl olsa adımız ‘F.Bahçe’yi kurtaran federasyon’ olarak çıkmış ya ama kimseye af maf yok. Zaten F.Bahçe’nin almış olduğu ceza Tahkim Kurulu’nda da 5 maç olarak onaylandı.”

 

Olaylara sıfır toleranf

 

“Yani F.Bahçe evindeki 5 maçı kadınlara oynayacak. Bizim federasyonumuz hiçbir şiddet olayını affetmeyecek. Bilakis en ağır cezaları verecek. En büyük gayemiz Türk futbolunu şiddetten uzaklaştırmak. UEFA’nın Fair Play listesinde 52 ülke arasında 43. sıradayız. Bu ayıptan Türkiye’yi kurtaracağız.”

 

Ben de Fikret gibi masrafları kısardım

 

“Fikret Orman iyi başkanlık yapıyor. Ben de olsam bu değişimi yapacaktım. Yalnız ne yapar ne eder stadı bu sene yıkar aynı anda yerli futbolculara döner yıldızları satardım. Masrafı azaltırdım. 2 yıl sonra yeni bir stat ve Avrupa’da ses getirecek yeni bir takım oluştururdum. Fikret bir tek stat olayında zamanlama hatası yaptı ama sonuna kadar destekliyorum.”