Yazarlar Vakfı'ndan 'DARBE' açıklaması

Yazarlar Vakfı'ndan 'DARBE' açıklaması
24 Nisan 2012 15:34

Özellikle 12 Eylül ve 28 Şubat sorgulamalarıyla birlikte Türk basınında “Fethullah Gülen’in darbelere karşı tutumu” da tartışılmaya başlandı. Özellikle 12 Eylül ve 28 Şubat sorgulamalarıyla birlikte Türk basınında “Fethullah Gülen’in darbelere karşı tutumu” da tartışılmaya başlandı.


H&H HABER ANALİZ

Bu tartışmalara ilişkin olarak Gülen Cemaati sessiz kalmadı. Onursal başkanlığını Gülen’in yaptığı Gazeteci ve Yazarlar Vakfı bugün bir açıklama yaptı.

Açıklamada, özellikle 28 Şubat süreci başta olmak üzere, tüm darbeler karşısında Gülen’in tutumunun sorgulandığı  ve “28 Şubat post modern darbesinin ardından da 13 yıldır memleketinden uzak yaşamaya mecbur bırakılan Sayın Gülen’in darbelere sıcak baktığı hatta desteklediği iddiası çok açık bir çarpıtmadır” deniliyor.

Fethullah Gülen’in 13 yıldır yurt dışında olduğu doğru ancak….

28 Şubat’ın üstünden bu kadar zaman geçmişken ve hatta ’28 Şubat sorumluları’ diye lanse edilen kişiler evleri basılarak, gözaltına alınmış ve tutuklanmışken ve yine Gülen’in Türkiye’ye dönmesi için herhangi bir yasal engel kalmamışken Gülen’in hala ABD’de olması kafa karıştırıcı bir durum.

Son günlerde kendilerine ‘Hizmet’ denilmesinden hoşlanan Gülen Cemaati ve Cemaate yakın kaynaklar ise bu konuda suskunluğunu koruyor.

Gazeteciler ve Yazarlar Vakfının açıklamasından satır başları şu şekilde;

“Ne Sayın Gülen ne de Hizmet, yaptıklarının mükemmel olduğu iddiasında değildir. Yıkıcı olmayan ve niyet okumayan sorgulamaya ve eleştiriye açıktır. Sayın Gülen ve Hizmet’in darbelerle ilgili tutumlarının sorgulanmasına kimsenin itirazı olamaz. Ancak bu sorgulamalar insaf sınırlarının dışına çıkmayan, maddi hatalar içermeyen objektif ve yapıcı eleştiriler olmalıdır.

…Hizmet’in temel prensiplerinden biri olan “müspet hareket” tam da bu tavra karşılık gelmektedir. Hizmet üzerine yapılmış bir kısım akademik çalışmalar, bu hareket tarzını çatışmacı olmayan (non-confrontational) ya da katılımcı direnç (participant resistance) olarak adlandırmaktadırlar’.

Mevcut düzen içerisinde hukukun üstünlüğüne, evrensel hukuka ve insan haklarına uygun olmasalar da yasaların bağlayıcılığına saygı gösterme ve çatışmaya girmeme, ancak bunları katılımcı bir dirençle demokratik yollarla evrensel standartlara yakınlaştırmaya çalışma Hizmet’in temel hareket tarzıdır.

1971 darbesinde haksız yere tutuklanan, 1980 darbesinde 6 yıl bir suçlu gibi kovalanan, 28 Şubat post modern darbesinin ardından da 13 yıldır memleketinden uzak yaşamaya mecbur bırakılan Sayın Gülen’in darbelere sıcak baktığı hatta desteklediği iddiası çok açık bir çarpıtmadır.

Sayın Gülen, ülkenin daha kötü bir duruma düşmemesi ve tüm toplumun faydası adına tansiyon düşürücü bir tavır alır. Fayda getirmeyecek ve hatta kötü niyetlilere bahane olacak çatışmacı bir tavra girmez.

28 Şubat’a yaklaşılırken, Sayın Gülen’in “Gölcük’te hareketlenmeler var” duyumunu ilettiği devletin zirvesindekiler kendisine “varsa elinizde bunun belgesini verin” demişler, aslında ayyuka çıkan bu demokrasi karşıtı hareketlenmeleri mercek altına almaktansa Demokrat Parti döneminin meşhur Samet Kuşçu olayını hatırlatırcasına olayı ifşa edenleri risk altına atmayı tercih eder görünmüşlerdir. Aynı şekilde, Sayın Gülen’in bir başka ikazına cevaben bir devlet büyüğü “Hocam, dengeli olalım biraz” demiştir.

Bazı komutanlar açık açık silahlı müdahale tehditlerine başlamışlardır. Cumhurbaşkanının duruşu belli olmuş, Sincan’da tanklar yürümüş, İçişleri bakanına “yağlı kazığa oturturuz” tehdidi yapılmış, büyük gazetelerin manşetlerini darbeci komutanlar belirler olmuştur. Bu hengâmede Sayın Gülen’in duruşu ülkenin daha az zararla bu süreci atlatmasını amaçlamıştır.

Sayın Gülen’in 28 Şubat kararlarının imzalanmasından bir buçuk ay sonra hükümete “çekilin” çağrısı yapmasının değeri ancak AK Parti hükümetinin 27 Nisan 2007 muhtırasına meydan okuyup erken seçim kararı alması ve sonrasındaki gelişmelerle ancak anlaşılabilinecektir.

Özetle, Sayın Gülen’in dahli olmadığı ve hiçbir ciddi etkisinin de bulunmadığı; tersine açık hedef olduğu darbe süreçlerindeki tavrı, ülkenin göreceği zararı en aza indirmek için müspet hareket ve aktif sabır anlayışı doğrultusunda itidal, temkin ve dikkat ile hareket etmek şeklinde anlaşılmalıdır.”