Kırım, bu Pazar günü bir referanduma ve Rusya’ya katılıp katılmama kararına hazırlanıyor.

 

Ukrayna’nın yeni Başbakanı Arseniy Yatsenyuk, Rusya’ya bir santimetrekare bile toprak vermeyiz derken, Barack Obama yönetimi de Rusya Kırım’ı almaya çalışırsa bedelleri ağır olur açıklamasını yapıyor. Amerika’nın Sesi’ne göre “işte bu ortamda Ukrayna kriziyle patlak veren Batı-Rusya gerginliği de giderek tırmanıyor.”

 

“Amerikan yönetiminin elinde Rusya’yı gerçekten korkutabilecek kozlar var mı, Avrupa’nın Rus enerjisine bağlılığı azaltılabilir mi, ekonomik yaptırımlar askeri seçenekten daha kuvvetli bir etki yaratır mı, Türkiye’nin krizde oynayabileceği bir rol var mı ve Kırım krizinde Ankara’nın bir hayli sessiz kalmasının nedenleri neler?” gibi sorularına yanıt aranıyor.

 

ABD Kongresince finanse edilen Amerika’nın Sesi’ne değerlendirmelerde bulunan Washington Enstitüsü Türkiye Programı Direktörü Soner Çağaptay, Amerika’nın uzun süredir askeri bir seçenek kullanmamaya çalıştığını hatırlattı ve Amerika’nın büyük ihtimalle AB ve NATO üyeleriyle birlikte Türkiye’nin de dahil olduğu bir yaptırımlar rejimini uygulayacağını düşündüğünü belirtti. Çağaptay, Amerika’nın Kırım’ın dondurulmuş bir kriz olarak kalması için adımlar atmaya çalıştığını da hatırlattı. Uzman, bu noktada, Amerika’nın Ukrayna’nın Kırım’ı kaybetmesi halinde bile Kırım’ın Rusya’ya ilhakını engellemeye çalışacağını öngörüyor.

 

Türkiye’nin Rusya’ya enerji konusunda son derece bağlı olduğunu söyleyen Çağaptay, bu bağımlılık söz konusu oldukça Türkiye’nin Rusya’ya karşı cephe alması beklentisinin gerçekçi olmayacağını da belirtiyor. “Türkiye’nin bütün siyasi dalga genişliği olduğu gibi iç siyasete yoğunlaşmış durumda” diyen Çağaptay, önümüzdeki süreçte Türkiye’nin çok fazla dış politika enerjisi olmayacağını söylüyor. Bu nedenle Türkiye’nin Rusya’ya karşı siyasetinin son derece mutedil olacağını düşünüyor, Türkiye’nin oluşacak uluslararası cephede ön sırada yer almayacağını hatta ikinci sırada dahi yer almayacağını söylüyor.

 

Kaynak: Amerika’nın Sesi