Türk-İş Genel Başkanı Atalay: Olası bir normalleşme durumunda, hepimizi ciddi bir mücadele bekliyor

Türk-İş Genel Başkanı Atalay: Olası bir normalleşme durumunda, hepimizi ciddi bir mücadele bekliyor
4 Mayıs 2020 08:30

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) Genel Başkanı Ergün Atalay, süreç böyle devam ederse aşama aşama emeğiyle yaşamını sürdüren herkesin bundan darbe alacağını, koronavirüsten sonra yeni döneme geçişin zor olacağını vurguladı.

 

 

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre Atalay, bu dönemde sendikalar ve üst örgütleri konfederasyonların, tüm emek dostu kuruluşların, aralarındaki ayrılıkları sona erdirip bir araya gelmek zorunda olduğuna işaret ederek, “Önümüzdeki yıl 1 Mayıs’ı birlikte alanlarda kutlamalı, işçinin taleplerini bir ağızdan seslendirmeliyiz” dedi.

 

 

- Koronavirüs çalışma hayatını nasıl etkiledi?

Tüm dünyada milyonlarca işçi işini kaybetti. Çalışma şartları değişti. İş Kanunu’nun koruyucu çoğu hükümleri askıya alınmak istendi. Ülkemizde de salgın sebebiyle yüzbinlerce işletmenin faaliyetleri durduruldu. Bu işletmelerde çalışan milyonlarca işçi gelirsiz kaldı. Faaliyeti durdurulmayan birçok işletmede de çalışma şartları ağırlaştı.

Bu süreçte, bazı işyerlerinde işçi ücretlerinin ödenememesi ya da eksik ödenmesi bir çözüm olarak işçiye dayatıldı. Aileleriyle birlikte geçimlerini nasıl sağlayacakları, kirayı ve faturalarını nasıl ödeyecekleri endişesi hâkim oldu.

Bazı işkollarında, salgın sebebiyle üretimde ciddi artışlar yaşandı. Bu işkollarında işçiler uzun çalışma süreleri ile karşı karşıya kaldı. Kanunla düzenlenen sürelere uyulmadı. Denetimler ya yapılamadı ya da yetersiz kaldı. “Evde Kal” kampanyaları sürdürülürken çalışmak zorunda kalan, işini yapmaya devam eden işçiler oldu. Toplum olarak minnettar olunması gerekir. Teşekkür borcumuz var.

 

 

HERKES DARBE ALACAK

 
– Çalışan haklarında nasıl bir geriye gidiş söz konusu?

Çalışma yaşamında ciddi hak kayıpları söz konusu. Bu tüm dünyanın sorunudur. Salgın ilk olarak en güvencesiz, en korumasız en düzensiz işlerde çalışanları etkiledi. Ücretliler arasında ilk kayıp yaşayanlar düşük vasıf gerektiren işlerde çalışanlar oldu. Yüksek vasıf gerektiren işlerde çalışanların da garantisi yok. Süreç böyle devam ederse aşama aşama emeğiyle yaşamını sürdüren herkes bundan darbe alacak. İşçiler olarak sorunlarımız, konuştuğumuz konular değişti. Dün ücretlerin yetersizliğinden, işçi haklarının nasıl geliştirileceğinden söz edilirken bugün gelir güvencesinin nasıl sağlanacağı, işi korumak için çaba gösteriliyor.

 

 

EN ÇOK ŞİKÂYET PERAKENDEDE

 
- Koronavirüs günlerinde üyelerinizden ne tür şikâyetler geliyor, en çok şikâyet hangi sektörlerde?

 

İşletmeler faaliyetine devam ediyorsa işçi iş yerine gitmek zorunda kalıyor. Ödenmesi gereken faturalar, krediler ve kredi kartı borçları beklerken işçilerin işe gitmemesi, işsiz kalmaları gerçekçi gözükmüyor. Şartlar ne olursa olsun çalışmak zorunda.

Sendikalı işyerlerinde çalışma şartları diğer işyerlerine göre çok daha iyi durumda. Ancak sendikasız işyerlerinde bu süreçte bazı sorunların yaşandığını biliyoruz. Özellikle çalışma sürelerinin uzaması ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi sorunların başında geliyor. Perakende sektöründe çalışan kardeşlerimizden gelen şikâyetler diğer sektörlerden gelenlere göre daha fazla.

En fazla şikâyetin geldiği diğer bir sektör de taşımacılık veya lojistik. Patronların kişisel koruyucu donanım ürünlerini tedarik etme yönünde hevessiz davrandığına yönelik şikâyetler alıyoruz. 15 günlük kapsamlı bir sokağa çıkma yasağı/kısıtlaması uygulanmalı. Burada çalışanların ücretleri de tam ödenmeli.

 

 

VERMESEYDİNİZ DE OLURDU

 
– 3 ay işten çıkarılma yasaklandı. Ücretsiz izne gönderilen çalışana günlük 39 lira ödenecek, nasıl değerlendiriyorsunuz?

 

 

İşten çıkarma yasağının getirilmesini olumlu bir adım olarak görüyoruz. Ancak ücretsiz izin uygulamasının tek taraflı olarak işverene tanınması yanlıştır. Üstelik ücretsiz izin döneminde işçilere ödenecek olan tutar kesinlikle yeterli değildir.

Çalışan 1.177 liraya mahkûm edildi. Bundan da damga vergisi kesiliyor, İşsizlik aylığına erişim şartları ile yapılan ödemenin iyileştirilmesini talep ettik. Asgari ücretin yetersiz olduğu bir durumda, söz konusu ödeme işçi ve ailesinin gıda masrafını dahi karşılamayacak düzeydedir. Emekçiye “vermeseydiniz de olurdu” dedirten bir düzenlemedir. Mutlaka yeniden gözden geçirilmelidir. İşsizlik Sigortası Fonu işçiler içindir, işverenleri teşvik etmek için değildir.

 

- Kısa çalışma ödeneğinin kapsamı ve süresini emekçiler açısından yeterli buluyor musunuz?

 

Hemen söyleyeyim: Hayır bulmuyorum. Bu süreçte işçi ve ailesini yani toplumun büyük çoğunluğunu oluşturan nüfusu korumak, sosyal devletin en önemli görevidir.

Yasada aranan koşulların kaldırılması ve bir gün dahi sigorta ödemesi olan işçiye bu ödeneğin ödenmesi gerekmektedir. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanma şartları bu dönem için aranmamalı. 15 Mart 2020 tarihi itibarıyla çalışmakta olan herkese ödenekten yararlanma hakkı tanınmalı.

 

 

- Toplusözleşme, uyuşmazlık görüşmeleri ve greve ilişkin süreçler 3 ay durduruldu, ne diyeceksiniz?

 

İşletmeler, fabrikalar kısmi olsa da faaliyetlerine devam ediyor. Bu ortamda beklenen, toplu iş sözleşmeleri müzakerelerinin de devam etmesi, sürecin işlemesidir.

Bu dönemde “sözleşme yok, grev hakkı yok, ben istediğim gibi baskı kurarım işçiler üzerinde” düşüncesinde olan bazı işverenlerin eline bir fırsat verebilir bu düzenleme. Bu düzenleme nedeniyle yine yük emekçilerin omuzlarına yüklenebilir.