TSK neden pilotsuz kaldı? Mini bir otobiyografi…

TSK neden pilotsuz kaldı? Mini bir otobiyografi…
7 Temmuz 2019 08:35

Ben GATA mezunu ve oradan emekli olma şerefine nail olmuş bir Emekli Hava Tabip Yarbayım. Uzmanlık alanım Psikiyatri olsa da ayrıca bir de “Uçuş Doktoru” unvanına sahibim. Okuldan mezun olduğumda ilk görev yerim, Balıkesir 9’ncu Ana Jet Üs Komutanlığıydı. Oradaki iki buçuk yıllık görevimde savaş uçaklarımızla uçma imkânım oldu ve en çok da helikopterlerle uçtum. Bazı pilotlarımızın şehit olduğuna şahit oldum, bazılarını Ege’nin sularından sağ salim kurtarma şansım oldu. Ege üzerinde onlardan habersiz sinek uçamazdı. Hepsi her an harbe hazır müthiş pilotlardı.

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM

 

 
UH-1H helikopterleriyle birçok arama kurtarma görevine ve tatbikatına katıldım. Bosna Savaşı sırasında altı ay İtalya’da NATO üssünde çeşit çeşit uçak ve helikopterlerin pilotlarının sağlıklarıyla ilgilendim. F-16 filomuzun pilotları o sırada havada 2-3 kez yakıt ikmali yapar, 8-10 saat havada kalırlardı. Aşağıda füze tehdidi varken bile tek saniye tereddüt etmezler, kimsenin uçak indirip kaldıramadığı hava koşullarında çekinmeden uçuş yaparlardı.

 

 
Birçok NATO tatbikatında Türk filolarının doktorluğunu yaptım. Onların diğer ülke pilotlarından hem atış hem de yetenek açısından ne kadar üstün olduğunu gördüm.

 

 
Tüm bu görevlerim sırasında hep hava pilotlarla çalıştım. Ardından önce 1997 yılında, sonra da 2000 yılında olmak üzere Güneydoğu bölgesinde 4 yıl çalışma şansı buldum. Bu sırada çeşitli görevlerle Kara Kuvvetlerimizin kahraman ve cesur pilotlarıyla bölgede birçok kez uçma onurunu yaşadım. Eller tetikte, her hava ve görüş şartlarında uçan, dağların tepelerine inen, çatışmaların ortasından korkusuzca yaralıları almak için kelle koltukta mücadele eden bu kahramanlara saygı duydum.

 

 
Ardından önce Etimesgut Asker Hastanesinde pilotaj muayenelerine katıldım. Uçuş Doktoru bir psikiyatr olarak onların ruh sağlıklarının uçmalarına uygun olup olmadığı kararlarını verdim. Uçuş heyetinde bazı durumlara itiraz ettim ve hiç alışılmadık bir biçimde bir buçuk yıl sonunda Sağlık Komutanlığının kapanmış bir şubesinin olmayan masasına atandım. Aslında bir nevi açığa alındım. Bu atamaya sözlü olarak yaptığım itiraz sonrası, ilk atama döneminde, bu seferde yeni kurulan bir şube olan Rapor Şube Müdürlüğüne atandım. Kurulan bu şube için nedense o zamanki sağlık komutanı bir yer tahsis etmedi. Üstelik ne masa ne sandalye ne bilgisayar, bir toplu iğnemiz bile yoktu. Çeşitli birliklerden şubeye atanan birkaç doktor, sağlık sınıfı subay, sivil memur ve sağlık astsubayından oluşan bir ekiple ortada kalmıştık. Lafın özü çalışmamız istenmiyor gibiydi. Ancak bazı değerli komutanlar sayesinde yoktan bir şube yarattık. TSK Sağlık Yeteneği Yönetmeliği, TSK Personeli Sağlık Muayene Yönergesi, PDR Yönergesi ve birçok uygulama emirleriyle çalışmalarımıza başladık. Bir üst onay makamı yarattık. Bu çalışmalarımız sırasında, tek hekimli askeri öğrenci alım muayeneleri sırasındaki bazı saçmalıkları tespit ettik ve tek hekim muayenesinin kontrol muayenesini de aynı hekimin yaptığını gördük. Bu saçmalığı durdurmak için yaptığımız çalışmalarla askeri öğrenci adaylarına kontrol muayenesi kurumunu getirdik. Ancak sağlık sistemindeki gariplikler son bulmuyordu. Tam sağlam cıva gibi askeri öğrencilerin saçma raporlarla elendiğini ama kanser olmasına rağmen bazılarının mezun edildiğini gördük, itiraz ettik. 6136 sayılı ateşli silahlar kanunu ve yönetmeliği mazeret gösterilerek neredeyse ordunun yarısının silahının elinden alınabileceği bir dönemde adli müşavirliğin desteğiyle bu vartayı atlattık -ki o zaman adli müşavir Ergenekon davasından yıllarca hapis yatan Hıfzı Çubuklu tümgeneraldi ve Sağlık Komutanı da Necati Özbahadır gibi cesur bir komutandı-.

 

 
Hava Harp Okulları öğrencilerinin sağlık yoluyla yaşadığı gariplikler için mücadele ettik.

 

 
Sonra bu FETÖ denilen alçakların birçok kara pilotumuzu sağlık gerekçeleriyle harcamak için nasıl uğraştıklarını gördük. “Pilotaj Görevine devam edemez” raporu düzenlenen pilotlarımıza, binlerce saat uçuşun ardından işitmelerinde oluşan kayıp için “rahatsızlığı askerliğin sebep ve tesiriyle meydana gelmemiştir” raporu verdikten sonra bu kahramanlarla dalga geçerek “nereden bileyim kulaklarını diskoda sağır etmediğini” diyen doktorlar gördük. Bu hadiseyi yine genelkurmay adli müşavirliğine yazdığımız ayrıntılı bir yazı ve onların da desteğiyle atlattık ve pilotlarımızı görevine iade ettik.

 

 
Sonra kardiyoloji kliniklerinde elenen pilotlarımızın elenmesinin önüne geçmek için çaba sarf ettik ve birçok raporu kontrol muayenesine göndererek pilotlarımızın göreve iadesini sağladık. -Onlara haksız ekolarla tanılar konulduğunu, ilaç verilerek verilerinin bozulduğunu sonradan öğrendik-.

 

 
Tüm asker hastaneleri sağlık kurullarını çeşitli defalar denetledik ve birçok sahte raporu tespit ederek sorumlularını adalete teslim ettik. Sonra ne mi oldu? Sağlık Komutanlığı Kurmay Başkanı Kurmay Albay Mustafa Uluçakar’ın öncülüğünde askeri sağlık sistemindeki FETÖ uzantıları hakkında rapor hazırlama işine giriştik ve karşılığında Uluçakar Albay emekli edildi ve ben de rapor şubeden GATA’ya atandım.

 

 
GATA’da psikiyatri kliniğinin heyet üyesi olarak göreve başladım ve burada, bazı meslektaşlarımla verilen bazı atama raporlarının, sınıf değişikliği raporlarının tuhaflıklarını fark ettik ve heyette kuş uçurmaz hale geldik ve tabii ki sonuç olarak bazılarımız heyetten uzaklaştırıldık. -O sırada Ergenekon kumpasıyla tutuklanan Nejat Bek Korgeneralin çok değerli oğlu, çok iyi bir nörolog olan Semai Bek heyetin çok dikkatli bir üyesiydi ve onun başına gelenler de ortadadır-.
Bu arada sağlık kurulları aracılığıyla birçok subay astsubay tasfiye edilmeye çalışıldı ve benim gibi birçok vatansever askeri doktor onlara direndi. Evet aramızda FETÖ’cü şerefsizler vardı ama sistemin içinde harika doktorlar da vardı. Şimdi sistemde ne pilotlar ne de doktorlar kaldı. Okullarımız kapatıldı ve şimdi emekli pilotları tekrar kazanmaya çalışıyoruz.

 

 
Yazık ki ne yazık…

 

 
Çok geç olmadan Harp Okullarını, askeri liseleri, GATA’yı ve asker hastaneleri açmazsak daha çok emekli askerlerden yardım isteriz. Bu arada eminim benim gibi birçok askeri doktor, askeri pilot ve diğer tüm branşlardan rütbeliler devleti için her an göreve hazırdır…

 

 
Bugün çeşitli vesilelerle, yakından tanıdığım kahraman pilotlarımızı anmak istedim. Bu vesileyle tüm hava şehitlerimizi saygıyla anıyorum. Ruhları şad, gözleri ufukta olsun…

 

 
Emekli Hava Tabip Yarbay
Semih Dikkatli
Uçuş Doktoru ve Psikiyatri Uzmanı

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…