Siyasi olarak çok yoğun bir gündeyiz, şu anda bir aklım ODTÜ’lü ve onlara destek veren öğrencilerde, diğer aklım tahliye olan Soner Yalçın’da ama yazacağım konu Suriye tarafından düşürülen uçaktaki iki pilotumuzun ailelerinin avukatı Mehmet Katar’ın dün yaptığı açıklamadan öğrendiklerimiz.

 
Safile USUL H&H YORUM

Bu açıklama çok çok önemli.
 
Avukat Katar, açıklamasında Suriye üzerinde yapılan ve uçağın düşürülmesi ve iki pilotumuzun hayatını kaybetmesine sebep olan uçuşun çok tehlikeli olduğunun bilindiğini ancak bu uçuşun MİT’in emriyle yapıldığını söylüyor.
 
Bir defa…
 
MİT emri demek Hükümet’in emri demek, bunu söylemeye bile gerek yok.
 
Şimdi…
 
Avukat Katar’ın söylediklerini özetle tekrarlayalım.
 
MİT Sinyal İstihbarat Başkanlığı elektronik istihbarat sistem kabiliyetini gerçek hedeflere (Suriye) yönelik olarak test etmek için Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan servis istiyor.
 
Servis istiyor, yani, HKK’na, “Sizin uçaklarınızdan iki tanesi Suriye üzerinden uçsun” diyor.
 
Bu kapsamda 22 Haziran günü 2 adet RF 4 uçağının uçması planlanıyor.
 
Ancak, açıklamada çok net olarak ifade edilmemekle beraber anlaşıldığı kadarıyla, Hava Kuvvetleri’ne bağlı Malatya 173. Filo’dan buna itiraz geliyor ve bu uçuşların çok tehlikeli olacağı söyleniyor.
 
Bundan sonra da…
 
Ya, MİT , “O zaman sadece bir uçak uçsun” diyor veya 173. Filo MİT’e, “Bari iki değil bir uçak uçuralım” diyor ve neticede sadece kaybettiğimiz iki pilotumuzun yaptığı uçuş gerçekleşiyor.
 
Bu RF 4’ün gerçek hedef, yani Suriye üzerinden uçurularak MİT için test yapılması insiyatifi MİT’e, yani Hükümet’e ait.
 
Hava Kuvvetleri 173. Filo bu işe sıcak değil.
 
Çünkü adamlar ülke kurmuş ve sahip olmuş, dangalıklıkla ülke koruma arasındaki farkı çok iyi biliyorlar.
 
Ama neticede tabii siyasi iradenin fikri ile bu uçuş yapılıyor ve hazin son oluşuyor.
 
Şimdi, bir başka çok önemli noktaya geliyorum.
 
Bir defa bu avukat, yani pilotlarımızın avukatı Mehmet Katar çok iyi, hatta süper bir avukat.
 
Bunu nerden anlıyorum?
 
Bu bilgileri toplamak için akıl, cesaret ve yöntem gerekir çünkü Hükümet bu konularda bilgi akışı kesinlikle istemiyor ve buna müsaade etmiyor.
 
TSK da çok ketum zaten. (ama TSK ketum olmak zorunda çok çeşitli sebeplerle)
 
Fakat Avukat Katar bu bilgileri toparlıyor yine de…
 
Bu, bir parça şununla da açıklanabilir kanısındayım.
 
TSK’nın, veya en azından, 173. Filo düzeyinde bu bilgilerin bir şekilde Avukat Katar için görülür ve anlaşılır olması için bir yardım….
 
Nasıl desem?
 
Yani, avukatın önüne çok kalın bariyerler konulmamış TSK veya 173. Filo tarafından.
 
Ki, hatırlarsanız bir ara HKK Erten Suriye’yi bombalamadı diye istifanın eşiğine gelmiş ama Özel onu korumuştu.
 
Ben şahsen, TSK’nın bu Suriye politikasının seviyesinde olabilecek bir zekasızlıktan muzdarip olmadığından eminim.
 
Ama mecburen uyuyorlar bu politika çerçevesinde yapılan aymazlıklara.
 
İçlerinden tasvip ediyor olmadıklarını düşünmek için çok fazla sebep var zaten.
 
Bu konuda yazacaklarım bugünlük bunlar.
 
Bir iki notum daha var; aşağıda.
 
GÖKTÜRK’Ü DE ATATÜRK YAPTI
 
Kılıçdaroğlu dün, Atatürk’ün Ankara’ya geliş yıldönümü münasebetiyle demiş ki…
 
“Ankara Atatürk demektir.”
 
Bu sözle benim hislerime de tercüman olmuş.
 
Ankara benim için de herşeyden önce Atatürk demek.
 
Şimdi, diğer hususa gelince…
 
Erdoğan dün protesto yapan ODTÜ’lüler ile CHP vs. gibi ona destek verenler için demiş ki…
 
“Siz bu ülkenin sevincini paylaşmak için ne zaman adım atacaksınız? Bir tarafta uzaya giden bir uydu var…”
 
Bunu yazmadan edemezdim bugün…
 
O uydu, Atatürk’ün eseri.
 
Havacılık Atatürk’ün eseri.
 
THY Atatürk’ün eseri.
 
O ODTÜ Ankara’nın eseri.
 
O ODTÜ bilime yol açan Cumhuriyet’in eseri.
 
O akademisyenler demokrasi mücadelelimiz ve geleneğimizin eseri.
 
Kimin malını kime pazarlıyorsunuz siz?