Fazıl Say’a on aylık mahpus cezası verildi diye ileri demokrasimizin karşıtları ve dahi haşmetlü hünkarımızın müzmin muhalifleri başladılar ileri geri konuşmaya.

Hilmi SARAL H&H YORUM

Yok efendim, düşünce özgürlüğüne vurulmuş bir darbeymiş bu. Dünyaca ünlü bir sanatçıya verilen bu ceza ülkemizin saygınlığını gölgelermiş. Bu ceza aynı zamanda Ömer Hayyam’a verilmiş sayılırmış; çünki Fazıl’ın paylaştığı şiir ona aitmiş. Daha neler…

Bir belediye başkanımızın “Tükürürüm böyle sanatın içine” dediğini anlatanlar mı dersiniz, Kars’ta belediyenin yaptırdığı “İnsanlık Anıtı”nı yıktırışımız mı dersiniz neler neler anlatıyorlar! Ne yani, belediye başkanımız sanatın içine değil de sokaklara mı tükürseymiş! Daha mı iyi olurdu? Hem o “İnsanlık Anıtı” diye yutturulmaya çalışılan şeyin “ucube” olduğunu anlamayacağımızı mı sandınız! Tamam, heykele karşıyız ama o kadar da değil. Başbakanımızın heykelini yapsaydınız bakın bakalım yıktırır mıydık onu.

Bütün bu ve benzeri olayları konu edip AKP Hükümetimizin sanata ve sanatçıya karşı olduğunu yayıyorlar. Elbette ki bu doğru değil.

Daha geçen yıl Haziran ayında Oscar ödüllü ünlü sanatçı Angelina Julie’yi ağırladık. Ne çabuk unuttunuz! Angelina da kim mi diyorsunuz? Ya şu filimlerde cesur sevişme sahneleri olan ünlü aktris canım. Yine mi hatırlamadınız? Bu haftaki gazetelerde belden yukarısı çıplak, göğüsleri dışarıda, göğüslerini bir at yalayan kadın resmi vardı ya. Bu resmi 95 bin liraya alıcı bekliyordu. Bu resimdeki kadın işte. Hani gelmişti de Cumhurbaşkanımızla, bakanlarımızla özel görüşmeler yapmıştı. İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin sanata olan düşkünlüğü yüzünden hayran hayran gözünün içine bakıyordu. Basında boy boy resimleri çıkmıştı. İşte o kadın.

Yo, yo özel görüşmeler yapmıştı dedim diye hemen fesatlığa çekmeyin. Angelina Hanım BM Özel Temsilcisi olarak gelmişti ülkemize, biliyorsunuz. Özel temsilciler genel görüşme yapacak değiller ya onun için özel görüşme dedim. Yanlış anlaşılmasın!

Ak Parti Hükümetimizin sanata ne kadar önem verdiğini şu “Akil Adamlar” heyetinden bile anlayabilirsiniz. Yaptıklarımızı anlatmaya yüzümüz yok diye sanatçılarımızı görevlendirdik. Onları önemsemeseydik verdiğimiz görevi kabul ederler miydi hiç. Üstelik gittikleri her yerde azarlanıp fırça yiyeceklerini bile bile.

Baksanıza Orhan Gencebay, Kadir İnanır, Hülya Koçyiğit, Lale Mansur gece gündüz yollara düştüler, bizim yapıp da anlatmaya utandıklarımızı millete anlatmak için. Gerçi, yolluk, maaş, cukka fena değil; heveslendi bu ahi gitmiş vahi kalmış artis eskileri. Neyse bu cümle aramızda, duymasınlar. Duyarlarsa oyun bozanlık edebilirler.

Görüleceği üzere biz sanata ve sanatçıya karşı değiliz. Eğer öyle olsaydık, Fazıl Say’ın konser verdiği salonlara binlerce insan toplanıyor. Bu salonları basar, o insanları coplar ve dahi biber gazıyla gazlardık. Dünyanın çeşitli ülkelerinde konserler veriyor, THY uçaklarına almaz, pasaportunu da iptal ederdik. Bunları düşünemiyor mu sanıyorlar bizi. Sırf sanata karşı demesinler diye yapmıyoruz. Yoksa uyuz oluyoruz ona!

Hazır sanattan ve sanatçıdan bu kadar söz etmişken biraz sanat yapalım:
-Rahat!
-Hazır ol!
-Mehterannn.
-Allah,Allah, Allah…. Yürrrüüü…

[email protected]