Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet Kolu Kamu Görevlileri Sendikası (Türk Sağlık-Sen) Genel Başkanı Önder Kahveci, Türkiye’de sağlık çalışanlarının yüzde 62’sinin sözlü ya da fiili şiddete uğradığını kaydetti.

 

 

 

Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle
sendikanın Zonguldak Şubesi’ni ziyaret etti. Türk Sağlık-Sen Genel Başkan
Yardımcısı Abdurrahman Uysal ve Türkiye Kamu-Sen Zonguldak İl Temsilcisi Kadir
Bacıoğlu’nun da bulunduğu ziyarette açıklama yapan Kahveci, sağlık sektöründeki
taşeronlaşma ve şiddet olaylarına tepki gösterdi. Taşeron çalışan sayısının
sağlık sektöründe 120 bini bulduğunu belirten Kahveci, “Ucuz iş gücü, izin ve
tazminat hakkı tanımayan bu sistemde, çalışanlara adeta köle gibi muamele
edilmekte, taşeron firma çalışanlarının feryatları maden ocaklarından
hastanelere kadar her yerden yükselmektedir” dedi.

 

 

 

Türkiye’de sağlık
çalışanlarına şiddetin hız kesmeden devam ettiğini vurgulayan Kahveci, şöyle
konuştu:

“7 aylık hamile doktora bile şiddet uygulanarak iş iyice
çığırından çıkmıştır. Caydırıcı ve etkin önlemler ne yazık ki hala alınmamıştır.
Sağlık çalışanları artık kendi hayatlarından ve sağlıklarından endişe etmeden
hizmet vermek istemektedirler. Sağlık çalışanları, şiddetin yanında, amirlerin
uyguladığı mobbing, fazla iş yükü, yoğun mesai ve sonu gelmeyen nöbetler gibi
uygulamalarla açıkça mağdur edilmektedir. Yaptığımız bir çalışmaya göre bir
hemşire arkadışımız 20 yıllık görev süresinin 3.5 yılını nöbette geçiriyor.
Diğer günlerini de yoğun bir stres içerisinde geçiriyor. Bu kadar yoğun ve
sıkıntının olduğu bir dönemde 14 Mart bir anlam taşıyor mu?”

 

 

Şu an
Türkiye’de sağlık çalışanlarının yüzde 62’sinin sözlü ya da fiili şiddete maruz
kaldığını ifade eden Kahveci, “Bu grubun içerisinde doktorlar birinci sırada,
hemşireler ikinci sırada yer alıyor. Doktorlarımızın üçte ikisi şiddete maruz
kaldığını ifade ediyor. Sağlık Bakanlığı’na yapılan 6 aylık bildirimler
çerçevesinde 4 bin 680 kişi şiddete maruz kaldığını ifade etmiş. Bunların üçte
biri fiili şiddet, üçte ikisi de sözlü şiddet. Hem vatandaşın memnuniyetinin
esasa alınması hem de çalışanın memmuniyetinin esasa alınması, sağlık
sisteminin, sağlık politikalarının odak noktası olmalıdır” diye konuştu.