Sadece Alabora değil, hepsi aday olsun

Sadece Alabora değil, hepsi aday olsun
20 Haziran 2013 17:18

CHP’nin sanatçı Mehmet Ali Alabora’ya yerel seçimlerde Beyoğlu adaylık teklifi yapmayı planladığını okuduk basında.

Safile USUL H&H YORUM

Tabii, çok nitelikli bir insan olarak çok iyi olur bence de.

Hatta bu burda kalmamalı diye düşünüyorum.

Mesela Taksim Dayanışma Platformu’nun sözcüsü olarak tanıdığımız Mücella Yapıcı ile Erdoğan’ın aşırı sendikacı dediği (aşırı sendikacı lafı 12 Eylül 1980 dönemi jargonunun tıpatıp aynısı ve çok yakışıyor Erdoğan’a) DİSK genel sekreteri Arzu Çerkezoğlu aklıma gelen ilk isimler.

Bu iki isim hakkında basından edindiğim net izlenim şu ki, ikisi de çok kişilikli kadınlar ve temiz siyaset için biçilmiş kaftanlar.

Doğru, dosdoğru ve temiz siyasete çok uygun olduklarını düşünüyorum.

Ki, sadece bu iki isim değil, hemen hepsinin çok iyi nitelikte isimler olduğunu tahmin ediyorum, adını bilmediğim diğerlerine de teklif götürülmesi çok iyi olur.

Halk içersinde, çalışan, disiplinli, güvenilir, açık, yalan dolansız, fedakar, işbilir gibi bir pozitif bir algı ile iyi bir oy motivasyonu sağlayacaklarına da inanıyorum.

Bakın mesela, bu eylemlerde (dün Kuğulu Park’da olduğu ve Engin Balım’ın aktardığı gibi) türbanlı kadınlar, genç kızların da yer almasının en temel sebeplerinden birisi ne biliyor musunuz?

Onlar bu Hükümetin samimiyetsizliğini, kendi içlerinde yarattıkları ayrıcalıklı kast sistemini, demokrasiye uygunsuzluklarını, bireyi boğan, üstüne bir de sahte ve çifte standartlı olan  kuralcılıklarını, sahte dinciliğin ahlak üzerindeki yıpratıcı ve yok edici sonuçlarını, bundan dolayı kadınların üstüne binen ilave yükleri, türban siyaseti yaparken kişisel tercihlerini açık başlı kadınlardan yana yapmalarını vs. çok iyi görüyor ve bundan dolayı yeni bir arayış sürdürüyorlar.

Bu tür kadın adayların türbanlı genç kız ve hanımlardan da oy alması çok yüksek bir ihtimal.

Kaldı ki, siyaset dilinde artık türbanlı diye bir kavrama da yer verilmemeli. Ben şimdi mecburen olayı anlatmak için kullanmak zorunda kaldım.

İŞTE, BİR YALAN ÜZERİNDE GİTTİLER 10 SENE

Santacs Danışmanlık AKP’nin 10 yıllık ekonomik karnesini çıkarmış, haberden aktarıyorum:

“Ozan Cigizoğlu tarafından kaleme alınan raporda, AKP’nin ekonomik büyüme ve istikrarda başarı sağladığı fakat temel göstergeler bağlamında bakıldığında partinin geçmiş hükümetler ya da gelişen dünya ekonomileri üzerinde performans sergilemediği kaydedildi.
Türkiye’nin dünya ekonomileri arasındaki sıralaması 2002’den bu yana değişiklik göstermedi. 1981 yılında dünyanın en büyük 22. ekonomisi olan Türkiye, 1991 yılında 21., 2002 yılında ise 17. sıraya yükseldi. 2011 yılında Türkiye, hala dünyanın 17. büyük ekonomisi konumunda bulunuyor.

1960-2000 yılları arasında yüzde 4,6 olan Türkiye’nin ortalama büyüme hızı 2002-2011 yılları arasında yüzde 5,25 olarak gerçekleşti. AKP hükümetinin önceki dönemlere nazaran daha yüksek büyüme oranı kaydettiği fakat 1960 yılından bu yana önceki hükümetlerin gelişen dünya ekonomilerinden daha iyi performans sergilediği kaydedildi. 2002-2011 yılları arasında gelişen ülkelerin ortalama büyüme hızı yüzde 6,6 olarak gerçekleşti.

2002 yılında yüzde 45 seviyesinde olan enflasyon oranı 2011 yılında yüzde 6,5 ile tek haneye indi. Raporda, enflasyonu stabilize etme planının Kemal Derviş tarafından geliştirildiği, ayrıca 2000’li yıllarda gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun stabilize olması yönünde küresel bir trend olduğu bildirildi. 1994-2011 arasında Türkiye’de enflasyon yüzde 106’dan yüzde 6,5’e gerilerken, enflasyon oranı Brezilya yüzde 2076’dan yüzde 6,6’ya, Bulgaristan’da yüzde 96’dan yüzde 4,2’ye, Rusya’da yüzde 308’den yüzde 8,4’e indi.

2002-2011 yılları arasında Türkiye’de ortalama kişi başı gelir artışı yüzde 3,9 olurken, Çin’de yüzde 10,2, Hindistan’da yüzde 6,6, Rusya’da yüzde 4,9, Endonezya’da ise yüzde 4,5 olarak gerçekleşti.

Türkiye ekonomisinin dış borcu 2002 yılında 130 milyar dolar iken 2011 yılında 307 milyar dolara yükselerek 177 milyar dolar arttı.”

İlave bir yoruma ise, gerek yok.


Yazarın Son Yazıları:
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz
Gökhan Zan ve ses kaydı