O polis kalp krizinden ölmedi

O polis kalp krizinden ölmedi
13 Mart 2014 17:30

Tunceli’de Berkin için çıkan protestolarda hayatını kaybeden polis memuru Ahmet Küçüktağ’ın cenaze töreninde, Tunceli Emniyeti’nden ölüm nedeni olarak , kalp krizi açıklaması yapıldı.

 

H&H YORUM 

 

Bu “resmi” açıklamanın gerçeği yansıtmadığı Tunceli Devlet Hastanesi Başhekimi Erdem Kaya’nın polis memuru Ahmet Küçüktağ’ın hayatını kaybetmesinden hemen sonra yaptığı açıklamanın niteliği ile uyuşmamasından da belli.

 

Başhekim ölüm açıklaması esnasında kendiliğinden gelişmiş bir kalp krizi tarifi yapmadı.

 

Uzman bir hekimin ilk ve henüz siyasi olarak müdahale edilmemiş, spontane olan açıklaması en doğru verileri içerir.

 

Tunceli Emniyet Müdürü’nün, Ahmet Küçüktağ’ın biber gazından ölmediği yönündeki açıklaması ise, muhakkak, yürütmenin etkisi altında gerçekleşmiş bir açıklama.

 

Bu Hükümet Hopa’lı merhum öğretmenin biber gazı ile ölmesinin ardından da, kalp krizi demişti.

 

Kalp krizi ama biber gazı ile tetiklenen kalp krizi.

 

Tunceli Emniyet Müdürü twitteri üzerinden, “Ahmet Küçüktağ biber gazı ortamında değil, polis aracındaymış” diyor ama biber gazı ortama yayılır ve kullanımının çok yoğun olduğu ortamlardaki gaz çok geniş bir alanı etkisi altına alır.

 

Ve, zaten kalbi patalojik nedenlerle hassas olan bir insanda, krizi kolayca tetikleyebilir.

 

Kaldı ki, Tunceli Valisi de, yaptığı ilk açıklamada, “Ölüm nedeni tahkikatten sonra belli olur” demişti.

 

Oysa polis memurunun geçirdiği kriz biber gazı ortamı ile hiçbir alaka taşımıyor olsaydı, Vali’nin ilk açıklaması bunu muhakkak ifade ederdi.

 

Ayrıca…

 

Bu Hükümet biber gazını çok yoğun kullandırtıyor.

 

Hükümet etme özelliklerinden yoksun oldukları ve Arap ülkelerinde can alan tiplerden daha fazla bir hukuk devleti nosyonu taşımadıkları için biber gazını su gibi kullandırtıyorlar.

 

Biber gazı, ben kullanımına tamamen karşıyım, ama kullanılsa bile ölçülü ve profesyonel olarak kullanılmak zorunda olan bir madde.

 

Ve, biber gazı da dahil, her türlü silah, mesela, bir öküzün eline verilmez.

 

Çünkü öküz onu nasıl kullanacağını bilmez.

 

Gelişmiş toplum düzenlerinde ise, devlet ve hükümetler polisin eline herhangi bir silah vermeden onu uzun uzun ve iyice eğitirler…

 

Ki, eline silahı alan, bir insan canavarına dönüşmesin.

 

Bir de, bakın…

 

Şu anda dünyada bu bizim başımıza da bela olan biber gazı, Mısır, Ürdün, Yemen, Tunus gibi ülkelerde de yoğun kullanılıyor.

 

Ve, Almanya, bu ülkelere biber gazı ihrac eden Alman Hoernecke firmasının bu ülkelere biber gazı satmasını yasakladı.

 

Bizdeki Hükümetin biber gazını nerden aldığı ise, bilinmiyor…

 

CHP’li Umut Oran 2012’de bir önerge ile Hükümet’e biber gazını hangi ülke veya ülkelerden ithal ettiğini sordu.

 

Hükümetin Bakanı Hayati Yazıcı soru önergesine şu cevabı verdi…

 

“İthalatı gerçekleştirenlere ilişkin bilgiler ticari sır niteliğinde olduğundan bu bilgilerin paylaşılması ve/veya yayımlanmasının uygun olmayacağı değerlendirilmektedir.”

 

Birşey daha…

 

Türkiye biber gazı ithalatını çok yoğun olarak 2005, 2006, 2007, 2008, 2010 yıllarında yaptı.

 

Bu tarihlerin neyi gösterdiği konuna ilikin olarak yorum yapmaya bilke gerek yok ama 2005 yılı Hükümetin bitinin kanlanmaya başladığı yıl olup, sonraki yıllar da Hükümetin toplumsal olaylara azgın bir müdahale biçimini gösterdiği yıllar.

 

YA, NEYİN KONUSU YAPILACAKTI?

 

Erdoğan’ın Adalet Bakanı Bekir Bozdağ bugün Çankırı’ya yaptığı ziyarette, “Fezlekeler konusu maalesef Türkiye’de iç siyasetin malzemesi yapıldı” demiş.

 

İç siyaset konusu yapılmayacaktı da, ya ne yapılacaktı?

 

İç siyaset konuları nelerdir?

 

Hukuk düzeni, yolsuzluk, görevi suistimal, devlet memurunu kendi yolsuzluk işlerinde kullanmak, ihaleleri kişisel çıkarlar doğrultusunda şekillendirmek, kamu kaynaklarını yakınlarına vermek, yakınlarına maddi menfaat sağlamak, ülke malı tarihi eserlerin oğlunun kullanımına vermek vs. vs…

 

Bunlar iç siyasetin konusu değil de, neyin konusu?

 

Muhalif partiler bununla ilgilenmeyecek, bunu konu yapmayacak da ne yapacak?

 

Bekir Bozdağ muhalif partileri Başbakanı’nın maaşla çalıştırdığı elemanları sanıyor olabilir çünkü demokrasi ve hukuk düzenine, bilinçlatında bu sanıyı taşıyabilecek kadar yabancı.

 

Bu arada…

 

TBMM’de fezlekelerin görüşüleceği gün önemli bir gün olacak, o günü bekliyorum.

 

 

 

 

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Özel-İmamoğlu-Yavaş ekseni
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan