Otizm, Otistik Bozukluk ve Otistik Düşünce Üzerinden Bir Tartışma

Otizm, Otistik Bozukluk ve Otistik Düşünce Üzerinden Bir Tartışma
23 Temmuz 2019 13:38

Bugün sabah sosyal medya hesaplarıma göz gezdirirken Sayın Hulki Cevizoğlu’nun dün Yeniçağ gazetesinde kaleme aldığı “Otistik Medya” yazısı üzerinden bir fırtına koparıldığını gördüm. Önce yazıyı okudum ve sonra Hulki Cevizoğlu’na yapılan saldırıları ve O’nun cevaplarını okudum.

 

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM

 

 
Yapılan saldırıları açıkçası hiç anlayamadım. Özellikle “Otistik Bozukluk” tanısı almış çocuklara sahip insanların duyarlılıkları kullanılarak Hulki Cevizoğlu’na sistematik bir saldırıda bulunulduğu ortadadır. Konunun ne otistik bozuklukla ne de bu bozukluğa sahip insanlarla ilgisi olmadığı bu kadar açıkken, bunca saldırının nedenlerini araştırmak, kaldıysa özgür basın mensuplarının ve bence biraz daha ileri gideyim polisin işidir. Birkaç gün önce benzer bir grubun Fatih Altaylı’nın bilim programına saldırması, onu sosyal medyada linç etmeye çalışmasını da benzer bir merkezin ürünü olarak gördüğümü söylemek isterim.

 
Bu iki olaydan yola çıkarak böylesi sosyal medya saldırılarının artacağını öngörmekteyim. Bu yapıların neyi amaçladığı ortada bence… Kimler olduğunu da varın siz tahmin edin. Benim kuvvetli bir tahminim var ama söylemeyeceğim bu tahminimi. Enteresan süreçlerden geçiyoruz ve bu saldırılarla ilgili kişiler ve sosyal medya hesapları iyi incelenmelidir.

 
Tabii ki yukarıda yazdıklarım; gözlemlerim ve benim bilgi sahibi olduğum ama uzman olmadığım alanlar…

 
Şimdi uzmanlığımla ilgili alana geleyim ve sizlere bunu basitçe anlatayım. Hulki Cevizoğlu “Otistik Medya” yazısında otistik kavramını neden ve nasıl kullanmıştır ve ortada bir kullanım hatası veya hakaret var mıdır? Bununla ilgili birkaç kavramı ele almak gerekir.

 
Otistik Bozukluk Nedir?

 
“Otistik Bozukluk” DSM ve ICD isimli uluslararası tanı kitaplarında “Yaygın Gelişimsel Bozukluklar” başlığı altında ele alınan bir tanı grubudur. Bu tanı grubu bir semptomlar kümesidir ve ilgili yazıda iki kere kullanılan otizm kavramıyla bu tanı grubunun kastedilmiş olması mümkün değildir. Yani “Otistik Bozukluk” tanısı almış kişi yakınlarının duyarlılığı kullanılmak istenmiş ve bu insanlar bilinçli bir biçimde tartışmanın içine çekilmiştir.

 
Bu noktada, otizm ve otistik düşünce kavramlarını ele almak gerekir.

 
Otizm kavramı bir semptomdur. Paranoya, obsesyon gibi bir semptom… Özellikle şizofreninin önemli semptomlarından biridir. Nasıl ki, paranoya bazı “Psikotik Bozukluk”ların bir semptomuysa, nasıl ki, obsesyonlar “Obsesif Kompulsif Bozukluk”lu bir kişinin semptomuysa “otizm” de bir semptomdur. Ateş nasıl tüm ateşli hastalıkların bir semptomuysa ve çok canlı, arzulu, istekli birine, “Ne ateşli insan” dediğimizde ateşli hastalıklara yakalanmış insanlara hakaret etmiyorsak, ya da şüpheci, alıngan birine “ne paranoid adam” dediğimizde tüm “Psikotik Bozukluk” grubu hastalara hakaret etmiyor ve bir düşünce biçimini tanımlıyorsak ya da çok titiz, ayrıntıcı birine “ne obsesif adamsın” dendiğinde “Obsesif Kompulsif Bozukluk” tanısı almış insanlara hakaret etmiyorsak, bu yazıda ki durum tam da budur.

 
Otizm bir semptomdur ve “otistik düşünce” bir düşünme biçimidir. Tanımını da Sayın Profesör Doktor Orhan Doğan’ın “Şizofrenik Bozukluklar El Kitabı”ndan bir alıntıyla yapalım.

 
“Dereistik/otistik düşünme nedir?

 
Gerçek dışı, içsel duruma uygun, dış dünyadan kopuk, kendine özgü düşünme biçimidir.”

 
Şimdi kim, bugün kendini medya sayan kuruluşların ve gazeteci sayan kişilerin birçoğunun düşünce biçiminin böyle olmadığını iddia edebilir.

 
Peki ben bu tanımı yaparak Şizofrenik Bozukluk tanısı almış insanlara hakaret mi etmiş oldum şimdi?

 
Hadi oradan, hadi oradan…

 

 
Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…