Kerry'den Suriyeli muhaliflere destek

Kerry'den Suriyeli muhaliflere destek
21 Nisan 2013 09:52

Suriye Halkının Dostları Grubu Dışişleri Bakanları Toplantısı, Adile Sultan Sarayı’nda yapıldı. Toplantıya, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun yanı sıra ABD, İngiltere, Katar, Suudi Arabistan, Ürdün, Mısır, BAE, İtalya, Almanya ve Fransa’dan dışişleri bakanları ve üst düzey yetkililer ile Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) temsilcileri katıldı.

Davutoğlu, toplantıda yaptığı nkonuşmasında son iki yıldır Suriye
halkının büyük acılar çektiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“100 bini aşkın kaydedilmiş vefat var, katliam var. Yüz binlerce insan
komşu ülkelerde mülteci, bunun 300 bine yakını Türkiye’de. Milyonlarca
insan da Suriye içinde evsiz, barksız, yerinden, yurdundan edilmiş
durumda. Böyle bir konuyu ele almak üzere daha önce de Suriye’nin
Dostları Grubu olarak bir çok toplantıda bir araya gelmiştik. Ancak son
haftalardaki gelişmeleri gözden geçirmek üzere bu kez Suriye Dostları
Grubu içinde bir çekirdek grup mahiyetindeki bir grup ülkeyle bir
toplantıda bir araya geldik.” 

 

“11 ÜLKE BU KEZ ORTAK BİR POZİSYONDA BİR ARAYA GELDİ”

Davutoğlu, ABD Dışişleri Bakanı Kerry’nin iki hafta önce
gerçekleştirdiğiTürkiye ziyaretinde bu konuyu ele almak üzere bir
prensip kararına vardıklarını dikkat çekerek, toplantıya katılan herkese
teşekkür etti. 

Davutoğlu, toplantı sonrasında basın mensuplarına iki dokümanın
dağıtıldığını belirterek,”Bunlardan birisi, Suriye Ulusal Koalisyonu’nun
Suriye’nin geleceğiyle ilgili perspektifini yansıttığı deklarasyonu. Bu
deklarasyonda Suriye Ulusal Koalisyonu,Suriye’nin geleceği konusundaki
vizonlarını ortaya koymaktalar. Bütün Suriyeliler’in eşit olarak hür bir
şekilde yaşadığı bir vizyon çerçevesi çizdiler. Bunu sizinle
paylaşacağız” şeklinde konuştu. Davutoğlu ikinci dokumanın ise 11
ülkenin ortak açıklaması olduğunu belirterek, şunları kaydetti:

“Daha önce birçok başkanlık açıklamaları yapıldı. Ama bu açıklamada
göreceğiniz gibi 11 ülke bu kez ortak bir pozisyonda bir araya geldi.
Bunun detaylarını tabi metinde görebilirsiniz. Önemli olan 11 ülkenin
kararlı bir şekilde Suriye Ulusal Koalisyonu’na net bir destek ifade
etmesi ve bundan sonra katliamların durdurulması yönünde her türlü
çalışmayı yapmak üzere bir siyasi irade göstermiş olmalarıdır. Bu
yardımların mahiyeti, şartların gerektirdiği şekilde yeniden her aşamada
değerlendirilecektir. Çok güçlü bir çağrı burada yapılmaktadır. Ümit
ederiz bu güçlü çağrı, başta Şam olmak üzere dünyanın ilgili bütün
başkentlerinde hak ettiği yankıyı bulur. Artık yeter diyoruz. Bu
katliamların süratle durdurulması için uluslararası toplumu ve bütün
tarafları ortak bir mücadelevermeye çağırıyoruz.” 
 

“SURİYE HALKININ YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Kerry ve Muaz el-Hatip’in konuşmalarının ardından yeniden söz alan
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye ve toplantıya katılan 11 ülke adına
bazı hususları vurgulamak istediğini belirterek, sözlerini şöyle
sürdürdü:

“Suriye halkına mesajımız son derece açıktır. Son iki yıl içinde
çok büyük acılar çektiniz. Büyük kahramanlıklar gösterdiniz. Suriye
halkının savunduğu değerler sadece kendi değerleri değil, bütün insanlık
onuru adına hava saldırılarına, topların, tüfeklerin, son olarak da
Scud füzelerinin saldırılarına rağmen insanlık onuru adına bir mücadele
yürüttü Suriye halkı. Onlara mesajımız açıktır, ‘bu mücadelede yalnız
değiller’. Biz bu mücadelede hem insani boyutuyla yani mültecileri
ağırlamak suretiyle, mültecilere evlerinden, yurtlarından edilenlere
yardım etmek suretiyle, hem de alanda mücadeleyi verenlere doğrudan
destek anlamında Suriye Ulusal Koalisyonu’na ve Suriye Askeri Konseyi’ne
verdiğimiz ve vereceğimiz desteklerle Suriye halkının yanında olmaya
devam edeceğiz.”

 

“REJİMİN AYAKTA KALMA ŞANSI YOKTUR”

Davutoğlu, Suriye Ulusal Koalisyonu’nun ilan ettiği deklarasyonda
vurguladığı hususların, 11 ülkenin de onayladığı hususlar olduğunu
belirterek şözyle devam etti: 
“Bu hususların takipçisiolacağız. Hep beraber özgür, bağımsız,
kendi egemenliğine sahip, kendi iradesiyle kendi ülkesini yöneten eşit
vatandaşların kurduğu yeni bir Suriye siyasi sisteminin kurulmasını ümit
ediyoruz. Bu konuda hiçbir Suriyeli, ait olduğu din, mezhep, etnik grup
sebebiyle dışlanamaz, dışlanmayacaktır. Suriye, bütün Suriyeliler
tarafından inşa edilecektir. Biz 11 ülke olarak sadece bu onurlu halka
destek vermeyi ahlaki bir sorumluluk olarak görüyoruz. Yoksa Suriye
sadece ve sadece Suriyelilere aittir. Suriye’nin geleceğini sadece
Suriyeliler belirleyecektir. Suriye rejimine mesajımız da açıktır. İki
yıldır kendi şehirlerini, kendi insanlarını yok eden bir rejimin ayakta
kalma şansı yoktur.”

 

“HERKES ELİNDEN GELEN ÇABAYI ORTAYA KOYAR”

Davutoğlu, Cenevre Mutabakatı’nı hatırlatan ve bütün ilgili
ülkelerin kabul ettiği şekilde iki tarafın da kabul edeceği bir siyasi
çözüm için çağrıda bulunduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu siyasi çözümde, kesinlikle eli kana bulanmış olan, bu
katliamlarda yer almış olanların yeri yoktur. Suriye halkının kabul
ettiği bir siyasi geçiş süreci hepimiz için tercihe şayandır. Ancak bu
siyasi sürecin gecikmesi dolayısıyla ortaya çıkacak siyasi riskler
sonrası 11 ülke birlikte davranmaya kararlıyız. Bu risklerin Suriye
halkını daha fazla mağdur etmesine ve bölge istikrarını riske atmasına
izin vermeme konusunda da bir mutabakatımız vardır. Ümit ederiz bu
çağrımız hem mazlum, mağdur Suriye halkı tarafından hem bu halka baskı
yapan rejim tarafından hem de bütün dünyadaki konuyla ilgili aktörler
tarafından doğru algılanır. Bir an önce bu katliamın durması için herkes
elinden gelen çabayı ortaya koyar.”

 

“BİZİM DEVRİMİMİZ BÜTÜN SURİYELİLER İÇİNDİR”

Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz el-Hatip, Suriye’nin tarihi bir dönemeçten geçtiğinibelirterek, “Halkımız görülmemiş bir trajedi yaşıyor. Uluslararası
toplum Suriye’ye yardım için elinden geleni yapıyor ama yeterli değil,
daha fazla yardım bekliyoruz. Suriye’nin toprak ve halk bütünlüğünü
korumaya kararlıyız. Suriye tam bağımsız, egemenlik de halkın olacaktır.
Suriye halkının direnişi özgürlük direnişidir. Suriye’deki tek terörist
rejimdir”
şeklinde konuştu.

Suriye’de rejimin sivil halkı vahşice hedef aldığını ve öldürdüğüne dikkat çeken Hatip, şunları kaydetti: 

“Eşitliğin ve kanun egemenliğinin olduğu bir Suriye istiyoruz.
Bizim devrimimiz bütün Suriyeliler içindir. Herhangi bir grubun başka
bir grup üzerinde baskı kurmasına müsaade etmeyeceğiz. İnsan hakları,
hak kavramı ayrım yapılmaksızın bütün Suriye halkına sağlanacaktır.
Suriye Ulusal Koalisyonu, Suriye halkının lehine siyasi mücadelesini
sürdürecektir. Hedeflediğimiz geçiş sürecinde de adaleti temin edeceğiz.
Buradaki siyasi unsurlar, devrimin unsurları hiçbir şekilde intikam
güdüsü duymuyor. Ayrımcılığı, ırkçılığı, bu rejimin vahşi uygulamalarını
benimsemiyor.”

 



RUSYA VE İRAN’A ÇAĞRI 

Konuşmasında İran ve Rusya’ya da çağrıda bulunan Hatip, “Rusya’dan
Suriye konusunda olumlu bir tavır takınmasını ve akan kanın durması için
çalışmasını istiyoruz” dedi. Hatip, İran’a yönelik olarak ise “İran’ın
burada daha fazla suça gömülmemesini, uzmanlarını ve subaylarını
Suriye’den çekmesini, Hizbullah’a da savaşçılarını çekmesini
öğütlemesini istiyoruz. Bölge daha fazla sıkıntıya sokulmasın”
dedi. 

Uluslararası toplumdan destek beklediklerini söyleyen Hatip, dünya
ülkelerinin Suriye halkını bu vahşi rejimin elinden kurtarmasını
beklediklerini belirtti. 

 

“MEZHEP ÇATIŞMASI İLE KARŞI KARŞIYA GELMELERİ TEHLİKESİ VAR”
Toplantıda konuşan ABD Dışişleri Bakanı Kerry, Suriye konusunda
kritik bir noktada olduklarını belirterek, “Suriye’deki durum bundan
daha net olamaz. Ciddi bir kimyasal silah tehlikesi var. İnsanların
balistik füzeler ile öldürülmeleri meselesi var. Büyük tahribat yapan
silahların kullanılması söz konusu. Bir ülkenin halklarının küçük
gruplar halinde parçalanması, mezhep çatışması ile karşı karşıya
gelmeleri tehlikesi var. Zaten bu bölgede bu tür sorunlar çok iyi
biliniyor. Biz bütün bunlardan kaçınabilmeyi istiyoruz. O yüzden bu
konuda bir kez daha çalışmak istiyoruz
” dedi.

Kerry Suriye konusunda kararlı olduklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Bazı insanlar bizim bu konuda kararlı olduğumuza inanmayacaklar
fakat bir bu konuda gerçekten çok kararlıyız. Birinci önceliğimiz
uluslararası kamu oyunun gerçekleştirdiği şey bu da öncelilkle her
tarafın rızası ile bir geçiş hükümeti kurmak ve Suriye’de yeni liderini
seçmek için seçim yoluna gitmek. Bu barışa giden yoldur. Bu barışa giden
yolda her ir vatandaş Alevi, Sünni, Şii her bir Suriyeli vatandaşın
ülkenin bir parçasının olmasının yolu budur. Uluslar arası toplumun
mutabık kaldığı barış çerçevesi Rus dostlarımızın da mutabık olduğu bir
çerçevedir. Yapılacak yardımların Özgür Suriye Ordusu Genel Kurmayı
Selim İdris üzerinden yapılması konusunda karar aldık. General İdris’ten
Suriye’deki durum konusunda brifing aldıkHer bir ülkeden gelen yardım
General İdris’in Askeri Konseyi’nin vasıtasıyla aktarılması kararı
aldık. Ayrıca bir çalışma standardı belirledik. Bu çerçevede çoğulcu
Suriye’nin tümünü temsil eden, kesinlikle bir gruba yönelik bir intikam
amacı gütmeyen bir geçişin ve barışın sağlanması konusunda mutabık
kaldık.” 

 



“BAŞKAN BENDEN ÖZELLİKLE MUHALEFETE DESTEĞİMİZİ ARTIRMAMIZI İSTEDİ”

Kerry, Cenevre bildirisinde gerekli müzakere zeminine
varabileceklerini söyleyerek, “Her halükarda Suriye muhalefetini
desteklemeye hazırız. Nasıl destekleyeceğimiz konusunda önümüzdeki
günlerde çeşitli açıklamalar olabilir”
dedi.

Başkan Obama’nın Suriye konusunda çok net olduğu ve Esed sonrası
demokratik birleşik bir Suriye istediğini ifade eden Kerry, “Başkan
benden özellikle muhalefete desteğimizi artırmamızı istedi”
şeklinde
konuştu.