İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Ulaşılabilir İstanbul Proje Tanıtım toplantısında konuştu.

 
İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

 

 

“İstanbul trafiği bizim dönemimize kadar hep geriye gitmiştir”
“Uzmanlık ve liyakatin en üst düzeyde tutulması gereken konuların başında ulaşım geliyor. Uzun yıllar ne yazık ki siyasi yönelmeler ya da gruplandırmalar kadroların liyakatten ziyade liyakatsiz ellerde yapılan birçok müdahale faydadan çok bu şehre zarar vermiştir. İstanbul ulaşımında ben çığır aştığımızı düşünüyorum. Yaptığımız ve yapacağımız yatırımların kıymeti önümüzdeki yıllarda çok daha iyi anlaşılacaktır. Geçtiğimiz 5 yıl içerisinde neler yaptığımızı ve önümüzdeki yıllarda hayata geçireceğimiz projeleri sizlerle paylaşacağım ama önce nasıl bir ulaşım aldık kimlerle ve nelerle mücadele etmek zorunda kaldık ve kalıyoruz hatırlatmak durumundayım. Günü kurtarmaya yönelik uygulamalarla keşmekeş olmuş bir İstanbul ulaşım sürecini teslim aldık. Toplu ulaşımın bir kamu hizmeti olduğunu unutmuşlardı. Köklü kurumları gözden çıkarma noktasındaydılar. Ulaşım esnafımızı yalnızlığa terk etmiş bir anlayıştan devraldık İstanbul’u Türkiye’nin ekonomik sıkıntılarına göre ulaşım esnafını perişan etmiş ve onlara bir zam vermeyi bile seçimdir diyerek sıkıntıya sokmuş, derin bir kalitesiz araç sürecini var etmişlerdir. İstanbul trafiği bizim dönemimize kadar hep geriye gitmiştir. 2019 yılında uluslarası endekslere göre İstanbul Avrupa’nın trafiği en yoğun kendidir. Aynı endekse baktığımızda 2023’te İstanbul’un trafik yoğunluğunda 34. sıraya kadar gerilediğini görüyoruz. Yakın zamanda açılacak metro hatlarımızla ve güçlendirilmiş toplu taşımamızla trafik yoğunluğu sıralamasında inşallah daha gerilere, sürdürlebilir kentler sıralamasında sıralamamızı inşallah daha yukarılara çıkaracağız.

 

 

“Göreve geldiğimizde ‘bitiriyoruz’ dedikleri metroların inşaatları büyük oranda yüzde 1 ile 4 seviyesindeydi”
“Göreve geldiğimizde ‘bitiriyoruz’ dedikleri metroların inşaatları büyük oranda yüzde 1 ile 4 seviyesindeydi. Bunların henüz şantiyesi yoktu. Bazılarının güncel projesi sadece kağıt üzerinde bir ihaleden ibarettir. ‘Açtık’ diye reklamını yaptıkları hatların birçoğunun yarısı bile tamamlanmamıştı.

 

 

“Bizde ben yaptım oldu yok. Bizim işimizde liyakat var, bilim var, uzmanlık var, demokrasi var”
“Bizde ben yaptım oldu yok. Bizim işimizde liyakat var, bilim var, uzmanlık var, demokrasi var. İstanbul için Türkiye’nin ilk sürdürülebilir kentsel hareketlilik planını, ilk yaya master planını, otopark master planını katılımcı bir yaklaşımla tamamladık, kurumumuzun hafızasına yerleşti, geleceğe öyle bakıyoruz.

 

 

Erdoğan’a metro karnesi göndermesi: Rekor kırdık, son 25 yıla bakın
“İstanbul belediye başkanlarının en zorlu sınavı metrodur. Bu sınavdan geçemeyen belediye başkanı diğer bütün derslerden geçse bile sınıfta kalır. Çünkü metro İstanbul’un ulaşım sorununun en acil çözümüdür. Eğer verimli ve hızlı bir biçimde metro yapamıyorsanız yönetimde çok büyük bir yanlış yapıyorsunuz demektir. O nedenle göreve geldiğimizde ilk işimiz duran metro inşaatlarını başlatmak oldu. Ekonomik koşullara yurt dışı kaynak bulmada belki TC‘nin son 50 yılındaki en zor koşullarına rağmen bugüne kadar açtığımız hatlar ile İstanbul’daki raylı sistemlerin km uzunluğu 367’ye çıkmıştır. 5 yıldan kısa bir sürede 65 km raylı sistem hattı ve tüm İstanbulluların erişebileceği tam 62 istasyonla tarihi bir rekora imza atmış olacağız ki bu da yıllık 13.7 kilometre ediyor. Bu beş yıllık süreçte Ekrem İmamoğlu’nun metro karnesidir. Bu da yerel yönetim tarihinde bir rekordur. Son 25 yıla bakın hangi belediye başkanları yıllık ortalama ne yapmış diye herkesin karnesidir orada görebilirsiniz. O karneye göre milletimiz notunu vermekte serbesttir.

 

 

“En az oy aldığımız Sultanbeyliği’ne uzanan metro hattını yapıyoruz”
“Bize oy verin hizmet getirilimin tam tersi bir durum, en az oy aldığımız Sultanbeyliği’ne uzanan metro hattını yapıyoruz. Yüzde 4 seviyesinde ki bunun anlamı sadece şantiye kurulmuş noktada, gelir gelmez start verdiğimiz metroların başındadır. Bir başka husus pandemiye rağmen Türkiye’nin en zor ekonomik koşullarına rağmen izinlerimizin ortalama mecliste veya hükümetin masalarında bekletilmesine rağmen kimi zaman öz sermayeden zorlayarak süreci yöneterek başardığımız işlerden biridir.

 

 

“Bakanlığa kapak olsun!”
“16 milyon İstanbullu’nun parasıyla metro ihalesi yapıp kendi tabelalarını asanlara itibar etmeyin. Sabiha Gökçen Havalimanı’na olan hattın bakanlık tarafından işin yüklenicisine 7 yılda ödenen tüm maliyeti İBB’nin hazineden gelen payından ne kadar zamanda kestiler biliyor musunuz, 5 milyarın üzerindeki rakamı 10 ayda kestiler. Bizim paramızdan kesip bakanlığa aktardılar. Bunu kendine marifet gören küçük hesaplar peşinde koşan bir hükümetle karşı karşıyayız. Bizden önce bakanlık yapıp İBB’ye devrettiği hatların parasının kesilmesi 16 yıl, bizde ise 10 ay. Açtığımız hatlarla raylı sistemin toplu taşımadaki payını böyle de hesaplamak lazım. Aslında 12’sini de yaptık demek hakkımız. Bir nevi parayı peşin almayı kendine marifet sayan, İBB’nin taşeronu durumuna düşmüştür bakanlık, bu da bakanlığa kapak olsun.