İmam – hatip isyanı

İmam – hatip isyanı
25 Ağustos 2014 07:45

Milli Eğitim’in 40 bin öğrenciyi zorla İmam-Hatip’lere kaydetmesi hem Sünni hem de Alevi velileri isyan ettirdi.

 

 

1 milyon 250 bin kişinin girdiği “Temel Eğitimden Orta Öğretime Geçiş” (TEOG) sınavının sonuçlanmasından sonra pek çok öğrencinin “otomatik” olarak İmam Hatip liselerine yerleştirilmesi velileri isyan ettirdi. Taraf’a konuşan M. Y. adlı veli, tercihleri arasında yer almamasına rağmen çocuğunun otomatik olarak İmam Hatip lisesine kaydettirildiğini ve nakil için okul okul gezdiğini belirtti. Hacı Bektaş Federasyonu Derneği Başkanı Ercan Geçmez ise Alevi ailelerden de konu hakkında pek çok şikayet aldıklarını ve yaşanan süreci mahkemeye taşıyacaklarını dile getirdi.

 

 

PUANI YETİYORDU

 

 

M. Y., sınavdan sonra A grubu olarak belirtilen ilk kısımda 15 tercih yaptıklarını ancak 340 puan almasına rağmen çocuğunun tercihlerinden birine yerleştirilmediğini belirtti ve şöyle devam etti: “B grubunda zorunlu tercih olan Anadolu İmam Hatip lisesine yerleştirildi. Ancak çocuğum İmam Hatip lisesinde okumak istemiyor. Bundan dolayı birkaç gündür evde çok ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Ben Sünni’yim, oruç tutuyorum, namaz da kılıyorum ama çocuğumu İmam Hatip’e göndermek istemiyorum.

 

 

“SON ÇARE ÖZEL OKUL”

 

 

Sistemin öğrencileri olduğu gibi eğitimcileri de çok zor durumda bıraktığını gördüm. Şimdi çocuğu yerleştireceğim bir okul bulmaya çalışıyorum. Yerleştiremezsem de İmam Hatip’e göndermeyeceğim.

 

 

Borç bulup özel okula göndermeye çalışacağım. Bizi bu zor duruma sokan yetkililerin sıkıntılarımızı gidermeleri gerekiyor. Yetkililerin bu zorunluluğu ortadan kaldırmasını istiyorum.”

 
Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Başkanı Ercan Geçmez ise kurumlarına çocukları İmam Hatip’e yerleştirilen pek çok ailenin şikayette bulunduğunu belirtti.

 

 

“ALEVİ ÇOCUKLARA PSİKOLOJİK İŞKENCE”

 

 

Geçmez, “Alevi çocuklarına çok ciddi bir psikolojik işkence yapılıyor. Bize başvuran aileler korktukları için adlarının kamuoyuna da yansımasını istemiyorlar” dedi. Süreci mahkemeye taşıyacaklarını belirten Ercan Geçmez, sözlerine şöyle devam etti: “Zorunlu din dersleri ile ilgili yaptığımız başvurularda olduğu gibi AİHM’den ve Yargıtay’dan karar çıkarmamıza rağmen uygulamada bir şey değişmiyor. Gene de hukuk mücadelesi vereceğiz. Bu uygulama, sadece Alevilerin sorunu değil. Türkiye’nin bu tablodan utanması gerekiyor. Hükümetin bir an önce hem Sünnilerin hem de Alevilerin inancından ellerini çekmesi lazım. Hükümet, Alevilere 28 şubat döneminden çok daha kötü bir dönem yaşatıyor.”

 

 

“Bu, ihtiyaç değil, dayatma”

 

 

Eğitim gönüllüsü İbrahim Betil, lise çağındaki çocukların İmam Hatip’e yönlendirilmesinin “dindar nesil yetiştirme” amacının tezahürü olduğunu söyledi. Betil, şunları dile getirdi: “Din eğitiminin milli eğitim sistemi içinde olması yanlış. Evrensel eğitim anlayışını çocuklara sunmak gerekirken burada devletin bir tercihi olan ideolojik formatlama yapılıyor. Din eğitimini, sadece farklı inanç anlayışı olan insanlar değil, bu dinden olan insanlar da tercih etmeyebilir. Buna rağmen insanların din eğitimi almaya zorlanmasını, bu yaklaşımı yanlış buluyorum. Ülkenin 20 bin İmam Hatip mezununa ihtiyacı var mı, ben bunu merak ediyorum? Bu ihtiyaç varsa bunun rakamlarla ortaya konup toplumla tartışılması gerekiyor. Ancak bu, ihtiyaçtan kaynaklanmıyor. Bu, dindar gençlik, dindar nesil yetiştirme gayesidir. Bunun arkasında da Sünni İslam anlayışına uygun bir nesil yetiştirme tercihi var. Demokratik bir toplumda yurttaşların görüşleri alınmadan bunun yapılmasını yanlış buluyorum.”

 

 

“Bu, ihtiyaç değil, dayatma”

 

 

Eğitim gönüllüsü İbrahim Betil, lise çağındaki çocukların İmam Hatip’e yönlendirilmesinin “dindar nesil yetiştirme” amacının tezahürü olduğunu söyledi. Betil, şunları dile getirdi: “Din eğitiminin milli eğitim sistemi içinde olması yanlış. Evrensel eğitim anlayışını çocuklara sunmak gerekirken burada devletin bir tercihi olan ideolojik formatlama yapılıyor. Din eğitimini, sadece farklı inanç anlayışı olan insanlar değil, bu dinden olan insanlar da tercih etmeyebilir. Buna rağmen insanların din eğitimi almaya zorlanmasını, bu yaklaşımı yanlış buluyorum. Ülkenin 20 bin İmam Hatip mezununa ihtiyacı var mı, ben bunu merak ediyorum? Bu ihtiyaç varsa bunun rakamlarla ortaya konup toplumla tartışılması gerekiyor. Ancak bu, ihtiyaçtan kaynaklanmıyor. Bu, dindar gençlik, dindar nesil yetiştirme gayesidir. Bunun arkasında da Sünni İslam anlayışına uygun bir nesil yetiştirme tercihi var. Demokratik bir toplumda yurttaşların görüşleri alınmadan bunun yapılmasını yanlış buluyorum.”

 

 

Kaynak: Taraf / Ayfer Çalıkıran