Fikri Sağlar: Adalet nasıl oluşacak?!

Fikri Sağlar: Adalet nasıl oluşacak?!
25 Aralık 2018 14:07

Altını çizerek bir kez daha yazmak zorundayım. Şayet bir ülkede laik demokrasi yoksa ve hukuk devleti olmaktan çıkarılmışsa o ülkenin her alanında talan, yalan, baskı ve şiddet artık olağan hale gelir. Ne insana değer verilir, ne de onun yaratılarına saygı duyulur. İnsanın değerli sayılmadığı yerde onu yaşatan çevre ve doğada olabildiğince talan edilebilir.

 

 

Fikri Sağlar / Birgün

 

 

Ortaçağ’ın bitimi ve Yeni Çağ’ın başlamasıyla toplumlar, hızla insana değer vermeye başlamışlar, onun yeteneklerini öne çıkaran aşamalara izin vererek yeni bir yaşam biçimi oluşturmuşlardır. Matbaanın varlığı, sanatın öne çıkışı, insanın düşünsel gelişimine müthiş katkı sunmuştur. Özgür düşünen ve düşündüğünü aynı özgürlük içinde ifade etmeye başlayan insanlar, birey olma bilinciyle o günkü baskıcı yönetimlerden farkına vardıkları hak ve özgürlüklerini talep etmişlerdi… Alınan her hak, daha çok özgürlük talebini getirmiş, insan özgürleştikçe daha hızlı değişmiş, bilinçlendikçe daha çok gelişmiştir.

 

Toplum ve birey geliştikçe hak ve özgürlüklerini arttırma adına sadece inançları üzerinde hegemonya kuranlarla değil, kendilerini yönetenlerle kral, padişah ya da şahlarla da yeniden çatışmaya başlamış, buyurgan ve sömüren bu yönetimleri değiştirmenin yollarını aramıştır. Sonuçta değişim ve gelişimin siyasetle olabileceği noktasına gelinmiş, 1789 sonrası özgürlük, eşitlik ve dayanışma şiarıyla demokrasi yolunda bu günlere ulaşılmıştır.

Demokrasi tek başına insan ve toplumlarının refah ve mutluluğunu sağlayamaz. Laiklik olmadan demokrasinin kurum ve kuralları oluşamaz!…

 

Demokrasi, evrensel hukuk kurallarının vazgeçilmez olduğu anlayışına bağlıdır. Bu da yetmez. Demokrasi anlayışı, insan haklarıyla özdeşleşerek var olur!… Demokrasi; insanlığa, doğaya, çevreye, insan emeğine, yaratılarına sahiplenmedir! Demokrasinin olmazsa olmazı, yaşamı anlatan ve de güzelleştiren sanat ve sanatçıya saygıdır!.. Bu gün geldiğimiz nokta hazindir!.. Maalesef sanata ve sanatçıya saygı duymayan ve de onlardan korkan bir anlayışla yönetilmekteyiz!..

 

Türkiye çok hızlı bir şekilde laik demokrasiden uzaklaşıyor. Ülkemizin en mümtaz iki sanatçısı olan Metin Akpınar ve Müjdat Gezen, bir TV programında söylediği sözler bahane edilerek dün sabah erkenden evlerinden alınarak adliyeye götürüldüler. Tamamen usule uymayan uygulamayla, bu çok değerli sanat insanları topluma suçlu gibi takdim edildiler.

 

Olay! Metin Akpınar’ın Uğur Dündar’ın HalkTV’de sunduğu Halk Arenası programında “demokrasiye en fazla ülkeleri yönetenlerin ihtiyaç duyması gerektiğini açıklarken” sarf ettiği sözler üzerine CB RTE’nin, “Beni ipe götürecekmiş. Bunu sanatçı görünümü adı altındaki müsveddeler yapıyor. Yahu senin her yerin sanatçı olsa ne yazar?” açıklamasıyla yargının harekete geçmesiydi!…

 

Bu sözler adeta işaret fişeği olmuş, Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın talimatıyla ‘Cumhurbaşkanı’na hakaret’, ‘darbeye çağrı’ ve ‘ölüm tehdidi’ suçlamasıyla soruşturma başlatılmıştı. Ancak savcılıkta verdikleri ifade sonrası, sevk edildikleri mahkemece, Akpınar ve Gezen adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar…

 

Aslında adaleti arıyorsak bu konumda asıl hakaret edenin RTE olduğunu söylemeliyiz!.. Çünkü açıkça Akpınar’ı aşağılayarak hakaret eden, toplumun önünde suçlayarak halkı kin ve nefrete yönlendiren ifadeler kullanmakta!.. Yaşananlar; laik demokrasiden vazgeçtiğimiz için hukuk devleti olmaktan çıktığımızı bize gösteriyor!.. Oysa; Yargıtay içtihatlarında ve evrensel hukuk kurallarında siyasetçilerin herkesten daha hoşgörülü olmaları, yasalara uymaları ve yurttaşlarına saygı da kusur etmemeleri gerektiği” söylenir!..

 

Bilinmeli ki; Ülkemizi dünya da saygın yapan sanatçıların müsveddesi olamaz. Onlar tektir!..

Ama kötü politikacıların kopyası hep olmuştur!..