Ben Fenerbahçe taraftarıyım. 3 Temmuz sürecinden sonra takıma destek olabilmek için yıllardır kombine sahibi, sürekli Fenerium’lardan alışveriş yapan, kulübe ayrıcalıklı üyeliği bulunan bir taraftarım üstelik… Ayrıca, Kulübümüz hiç hak etmediği bir şekilde şikeyle suçlanırken ve başkanı tutuklanmışken, dışarıda başkan ve kulüp için elinden geleni yapan, Aziz Yıldırım için sorgusuz destek veren biriyim.

 

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ H&H YORUM

 

 
O dönem Aziz Yıldırım’ın şahsında takımımıza karşı yaratılan düşmanca tavır ve başkanımızla, kulübümüzün yaşadığı mağduriyet benim Fenerbahçe camiasına ve başkana olan bağlılığımı iyice arttırmıştır. İşte o zaman bir kitlenin liderinin mağdur edilmesinin kitleyi oluşturan bireyleri nasıl sıkı bir biçimde kenetlediğini, sorgusuz, sualsiz kitleye bağlı kıldığını bizzat kendi özelimde gördüm. Üstelik karşı taraflarca artan düşmanca tavrın sağlıklı düşünme yeteneklerimizi elimizden aldığını, sadece başkan ve onun temsilinde takımın mağduriyetinin giderilmesinin önemli hale geldiğini, bunun bir ölüm kalım meselesine dönüştüğünü fark ettim. İşte bu noktada camianın lideri olarak Aziz Yıldırım tüm taraftarlar gözünde adının temsil ettiği statüye ulaştı: Aziz…

 
Aslında gerçekten de yaptıklarıyla Fenerbahçe’yi Türk Futbolunun çok üstüne çıkardığı, amatör branşlara yaptığı yatırımlarla ülke sporunun önünü açtığı herkesin malumudur. Zaten bizim gönlümüzde yeri ayrıdır. Ancak birçok güç sahibi gibi, sınırsız ve uzun soluklu bir güç onda da faşizan bazı eğilimler yaratmış ve koltuk ona da tatlı gelmiştir. Sımsıkı sarıldığı koltuğu bırakmamak için de yeniden mağduriyet ipine sarılmış ve oy isteme gerekçesi olarak geçmiş travmayı pişirip önümüze koymuştur.

 
Bu aşamada Fenerbahçe taraftarının büyük çoğunluğu kitle psikolojisinin yarattığı körlükten arınarak Ali Koç’a destek vermeye başlamıştır. Ben de kendi özelimden baktığımda yaşadığım körlüğün ortadan kalktığını sevinerek görmekteyim.

 
Kitle içindeki bir bireyin zekâsının maalesef, kitlenin ortalama zekâsının üzerine çıkması beklenemez. Bu nedenle de lider kitleyi istediği gibi maniple edebilir. Ne zamana kadar peki?

 
Bir kahraman çıkıp da, liderin yaptıklarıyla mağduriyet havasının birbiriyle çeliştiğini gösterdiğinde ve de daha iyi günler için umut yarattığında kenetlenmiş kitle çözülür. Bireyler kendi deneyimleri ve akıllarıyla karar verecek özgürlüğe kavuşur. Doğru kararı verme konusunda kitlenin bağlayıcı unsurlarından arınır.

 
İşte bu nedenle, özelinde Fenerbahçe’nin seçimi çok önemlidir. Bu seçimde ortaya çıkacak bir Ali Koç zaferi 24 Haziran seçimlerini de etkileyecektir. Halen lideri “aya 4 şeritli yol yapıyoruz” dese inanacak kitlenin bazı bireyleri, Aziz Yıldırım’ın 20 yılın ardından biten yönetiminin rüzgârıyla kendi bireysel aklına dönecek ve samanı bile ithal ettiğimizi fark edecektir. Oyunu liderin mağduriyetine, öfkesine bağlamak yerine gerçekler için kullanacaktır.

 
Haydi, Fenerbahçe ilk değişim seninle gelsin. “Tercihim tecrübeden yanadır” diyenler aslında yeniliğin önünü tıkayarak kendi iktidarlarını korumaya çalışanlardır.

 

 

Dr. Semih DİKKATLİ Twitter

 

 

---

Yazarın Son Yazıları:
İçimdeki çocuğun bayramı
Herkes birine zorba…
Kara Kutu… Hadi yüzleşelim…