Faiz öyle bir yükseliyor ki…
27 Nisan 2023 14:52

Krizler çok uzun yıllar içinde de tam yüzünü gösterebilir.

Safile USUL H&H YORUM

Türkiye bu tür ülkelerden.

Yani, mesela bir ara Yunanistan’da çok ani ve şiddetli bir ekonomik kriz olmuş ve Yunan vatandaşları bankamatikten para bile çekememişti.

Bir ekonomik krizin en berbat sonuçlarından birisi.

Lübnan’da da oldu bir tür bir kriz yakında.

Lübnanlılar da bankalardan kendilerine ait parayı çekemediler.

Türkiye’de böyle bir şey olmadı.

Türkiye’de devlet üzerinde savaş sürdürüldüğü için, iktidar bu tür sahnelerin olmaması için devamlı delik dikecek önlemler aldı.

Devlet üzerinde savaş şu demek, arada bunu da açayım…

Örneğin Yunanistan veya Almanya’da seçim olduğunda siyasi partiler sadece normal seçime giriyorlar.

Ama bu seçimi kaybedersem, devlete hakimiyetimi yitiririm güdüsü yok.

Ki, bir demokrasi aslında devlet üzerinde savaş varsa, işlerlik sahibi olamaz.

Bizde de demokrasi, devlet üzerinde savaş, yani devletin kodlarına hakim olma saiki nedeniyle işlemiyor.

Ve, seçim de devlete hakimiyeti sürdürme veya o hakimiyeti ele geçirme üzerinden ilerliyor.

Bu da siyasi iktidara, devlet elinde kalsın diye, seçmeni elde tutma mecburiyeti ve bundan dolayı seçmene daima rüşvet verme ve ekonomik kriz çıkmasına sebep olacak büyük para açıklarını başka ülkelerden transfer gibi durumları ortaya çıkarıyor.

Bu devlet üzerindeki savaş tutkusu nedeniyledir ki, sıra dışı yollar kullanılıyor ve ekonomik krizin patlamasını engelleyecek her türlü suni yöntem kullanılıyor.

Bu nedenle de ekonomik kriz tedrici olarak ilerliyor Türkiye’de.

Ancak bu iş kesinlikle patlak verecek, başka türlüsü mümkün değil.

Mesela, hükümet güya faizlerin artmasını engelliyor ve Merkez Bankası güya faiz düşürüyor.

Oysa faizler çokkk fahiş şu anda Türkiye’de.

Banka mevduat hesaplarına bankalar artık yüzde 25 faiz veriyor.

Mevduat sahibine yüzde 25 faiz veren banka, sizce kredileri nasıl faizlerle veriyor?

Kredi kullanan aldığı paranın nerdeyse 3 katını ödüyor geri.

İnanılmaz berbat bir ekonomi bu.

İnanılmaz çapulcu ve bir devlet düzeninde olamayacak bir ekonomi.

Vatandaş tabii, seçim önce cebine giren asgari ücret artışı veya emekli maaş artışını hesaplıyor ağırlıklı olarak.

Erdoğan da zaten bu nedenle yaptı bu artışları.

Bu artışların seçim sonucu üzerinde etkili olması muhtemel.

Ancak hangi ölçüde etkili olacağını vatandaşın bu konuda yaptığı güncel değerlendirme belirleyecek.

Elbette tüm seçmen segmentleri aynı tür değerlendirme yapmayacak. Bu da seçmen arasında farklılık gösterecek.

Ama ağırlıklı eğilim seçimin sonucunu tayin edecek.

Muhalefetin seçmene sunduğu vizyonun, hikayenin, fikir ve maneviyatın etkisi de, seçimin sonucunu tayin edecek ikinci büyük faktör.

Fakat seçimin sonucu siyasi iktidar lehine olursa (kara kabus ekonomi için) bu iş gitgide cılk hale gelecek.

Umuyorum ki, bu piyasayı kontrol altına alacak siyasi yönetim değişikliği gerçekleşir ve yeni ve aklı başında bir hükümetin gelmesi için çok daha ağır bedeller ödemek zorunda kalmayız.

Bu arada şunu da not etmek isterim…

Bu son seçim, bundan sonra Türkiye biter gibi bir durum yok.

Asla yok.

Neden olsun ki…

Bu sene olacak olan 5 sene sonra da olur.

Sadece şu var ki, zaman geçtikçe Türkiye’nin substanz kaybı artıyor, hasar büyüyor ve ödenecek bedeller ağırlaşıyor.

Kaybolan yılların sayısı artıyor. Oysa Dünya Sağlık Örgütü bile, en büyük amaçlarından birisini, “İnsanların kaybolan yıllarının azaltılması” olarak açıklar.

Safile USUL Twitter