Erzurum KTÜ'den Doç. Dr. Ungan: Okullar berbat

Erzurum KTÜ'den Doç. Dr. Ungan: Okullar berbat
24 Mart 2013 00:42

Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitim Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Suat Ungan, okulların kötü durumda olduğunu söyledi.

 

 

 

 

 

Öğretmen okullarının 165’inci kuruluş yıl dönümü nedeniyle Erzurum Öğretmenevi tarafından düzenlenen ‘Her yönüyle öğretmen olabilmek’ adlı konferansa öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitim Bölümü’nde öğretim görevlisi Doç. Dr. Suat Ungan, verdiği konferansta eğitimde aile, okul ve öğretmen olmak üzere üç ana unsur olduğunu belirtti. Okullarda çıkan FATİH (Fırsatları Artırma ve Teknolojiyi İyileştirme Hareketi) projesine karşı çıktığını söyleyen Doç. Dr. Suat Ungan, “Okullarımız ne durumda buna bakalım. Okullar berbat. Avrupa’da bir okulda bir öğrenciye 40 metrekare düşüyor. Ülkemizde 6.7 metrekare düşüyor. Buralar yine iyi. Ama büyük şehirlerde güneşi görmeden evine giden binlerce öğrenci var. Okulların bahçesi otoparka çevrilmiş. Bahçeye çıkamıyorlar, çiçek göremiyorlar.

 

 

 

 

Bu parayı buraya değil de okulun geliştirilmesine yapmazsanız, meslek liselerini bir kampüs alanına çevirip standart eğitimleri vermezseniz, makineleri getirmezseniz sadece bilgisayarla siz bunu adam edemezsiniz. Bu çok yanlış. Siz yazılı kültürü işlevselleştirmezseniz teknolojik kültüre geçmeniz ciddi manada sorunlar doğrurur. Okulların kütüphanesi yok. Ciddi şekilde kitaba ihtiyaçları var. İl milli eğitimin kütüphanesinde sıkıntılar var. Zaten araştırmalar sonucu projesikyon, akıllı tahtalar, bilgisayarların etkisinin yüzde 50’yi geçmediği gözlenmiş. Belki de bunları bile kullanamayacak hocayla sınıflara veriliyor. Alt yapı kurduktan sonra hepsi gelir” diye konuştu.

 

“OKULLAR AÇILSA DA GEZSEK”

 

 

 

Ailenin ve öğretmenlerin eğitimdeki önemini vurgulayan Doç. Dr. Suat Ungan konuşmasına şöyle devam etti:

“Öğretmenleri başarılı yapan da ailedir. Bir veli eğer çocuğuna sahip çıkmazsa öğretmen ne yapsın? Kütahya’da vardır bazen kadınlar ‘gezek’ derler. Yani meşhurdur gezmeleri. ‘Ya okullar açılsa da gezeke gitsek rahat rahat’ derler. Çünkü yaramaz çocuğunu okula gönderecek öğretmen onun derdini çekecek. O da sağda solda gezecek. Bu zihniyette millet olursak kalkınma olmaz. Temeli biz eğitimde aile bilincinde vermeliyiz. Aileyi gelişririrsek öğretmenler başarılı olur. Öğretmen her şeklide yine görevini yerine getirir ama ailenin de bunlarla destek vermesi lazım. Öyle veliler var ki dershaneye, okula, öğretmene, derse her konuya bakıyor.

 

 

 

 

 

Okul aile birliğine yardımcı oluyor. Yeri geliyorsa çocuğunun snıfının ihtiyaçlarını gideriyor. Böyle olursa iyi oluyor. Eğer camiye yardım kadar okula da yardım düşüncemiz olmazsa biz bu yarışta geri kalırız. Bu şarttır. Ailenin eğitime ciddi manada destek vermesi lazım. Bir kere dersini iyi anlatan öğretmen çok iyi öğretmen değildir. Anlatmak vazifesidir. İyi öğretmen çocukta davranış değişikliği getiren öğretmendir. İyi gibi gözükebilir ama her öğretmenin çocuklarda mutlaka bir davranış değişikliği getirmesi gerekiyor. Kitap okumak bir davranış değişikliğidir. Eğer varsa sigaraya alışmamak davranış değişikliğidir. Öğrencilere not tutturma alışkanlığının kazandırılması lazım. Ama söylediklerini aynen yazması anlamında demiyorum. Öğrencilere bakıyorsun 10 bin SMS hakkı var. Hepsini kullanıyor yetmiyor. 10 bin SMS’de karşı taraf atıyor bakıyorsun sana 20 bin mesaj. Bu mesajları toplarsan bir ayda bir kitap bir yazacak şekilde SMS atıyorlar. Ama üniversiteyi bitirecek daha dilekçe yazamıyor. Adamın okuması yazması yok kandillerde bir mesaj gönderiyor ben yazamam. Kopyala yapıştır yapıyor. Cep telefonunun yanlış kullanılması eğitimi sekteye uğratıyor.”