Erdoğan şimdi de Nobel'e çattı

Erdoğan şimdi de Nobel'e çattı
8 Ağustos 2013 19:14

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşların “yaşam tarzına müdahale, en az üç çocuk” şeklindeki eleştirileri değerlendirirken, “Ben sadece bir başbakan olarak ne diyorum; en az çocuğu tavsiye ediyorum.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, vatandaşların “yaşam tarzına müdahale,
en az üç çocuk”
şeklindeki eleştirileri değerlendirirken, “Ben sadece
bir başbakan olarak ne diyorum; en az çocuğu tavsiye ediyorum. Bu benim
en doğal hakkımdır. Bunu yapıyorum. Kimseye kalkıp da silah
dayatmıyoruz. Yasal bir mecburiyet de yok. Bunu Rusya Federasyonu’nda
Putin söylediği zaman oluyor da Türkiye’de Tayyip Erdoğan söylediğinde
niye rahatsız oluyorsunuz?” dedi.

Erdoğan, AKP İstanbul İl Başkanlığı’ndaki bayramlaşma törenine katılarak
bir konuşma yaptı. 76 milyonun bu topraklarda bir olduğunun altını
çizen Erdoğan, “Türkiye’nin sahibi 76 milyonun tamamıdır. Her ne olursa
olsun bu vatan toprakları, ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde, herkes
birdir, beraberdir, herkes bu ülkenin birinci sınıf vatandaşıdır”
dedi.

-“ALEVİLER DE AYNI BAYRAMI İDRAK EDİYOR”-

Ramazan Bayramı’nın Türkiye’de yaşayan herkesin bayramı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

“Bu ülkedeki her dinin mensubu, Aleviler de aynı bayramı idrak ediyor,
aynı ortak sevinci yaşıyorlar. Ramazan bizleri nasıl ortak bir
atmosferde bir araya getirdiyse, bayram bugün nasıl hepimize ortak bir
sevinci yaşattıysa, her gün, her hafta, her ay, her yıl bizim bu
ortaklığı yaşatıp, yüceltmemiz gerekiyor. Bu topraklar üzerinde her
günümüzü bir bayrama çevirebilir, her günümüzü bir bayram coşkusunda
yaşayabiliriz. Bunu başarabiliriz”
diye konuştu.
Üstünlük taslamanın şeytandan olduğunu dile getiren Erdoğan,
“Birbirimize öfkeyle değil merhametle, hoşgörüsüzlükle değil hoşgörüyle
yaklaşacağız. Birbirlerimizin farklılıklarını, değerlerini, yaşam
tarzlarını aşağılayarak değil, saygı duyarak geleceğe yürüyeceğiz. Bu
ülkede herkesin yaşam tarzları teminat altına alınmış bir şekilde
yaşamalarını sağlayacağız. Bunda kararlıyız. Bize zulüm ettiler ama biz
sabrettik ve kimseye zulüm etmedik. Kimsenin kendisini üstün görmesine
rıza göstermedik. Biz nasıl ki başkalarının yaşam tarzlarına saygı
duyuyorsak başkaları da bize karşı, hem 76 milyona karşı aynı hissiyatı
taşımak zorundadır. Biri çıkar da ben üstünüm, hukukun üzerindeyim, ben
bu ülkenin sahibiyim, ben seçkinim, böyle bir yanlışın içerisine girecek
olursa, hatta ben elitim derse, bunu başkalarına dayatma girişiminin
içine girerse orada özgürlük ortadan kalkar, orada saygı ortadan kalkar,
birlik ve beraberlik ortadan kalkar, bizi bir arada tutan vatanımızdır,
bayrağımızdır, şehitlerimizdir, ortak değerlerimizdir, hukuktur.
Vatanımızı, bayrağımızı, şehitlerimizi, ortak değerlerimizi ve hukuku
incitmeden, onları çiğnemeden, onları itibarsız hale getirmeden ancak ve
ancak ortak bir geleceği inşa edebiliriz.”

-“YENİ BİR TAVIR BEKLİYORUZ”-

Ramazan Bayramı’nda vatandaşlardan “birbirlerine karşı anlayışı,
hoşgörüyü”
yüceltmelerini isteyen Erdoğan, “Özellikle siyasi
partilerimizden, sivil toplum örgütlerimizden, kanaat önderlerimizden,
medyamızdan artık farklı bir dille, farklı bir üslupla bu ülkede
kardeşliği daha da yüceltecek, birliğimizi daha da güçlendirecek, büyük
Türkiye idealine bizi daha da yaklaştıracak yeni bir tavır beklediğimizi
ifade etmek istiyorum”
dedi.

-“PUTİN SÖYLEDİĞİ ZAMAN OLUYOR”-

“Bizim yaşam tarzımıza karışıyor”, “Nerden çıktı bu üç çocuk meselesi” şeklindeki eleştirileri anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:

“Böyle bir yasa yok, ben sadece bir başbakan olarak ne diyorum; en az
çocuğu tavsiye ediyorum. Bu benim en doğal hakkımdır. Bunu yapıyorum.
Kimseye kalkıp da silah dayatmıyoruz. Yasal bir mecburiyet de yok. Ben
bu davaya gönül vermiş hanım kardeşlerime, ‘En az üç çocuk gelin bu
millete hibe edin, lütuf edin’ diyorum. Bu milletin güçlü olması lazım. O
da insan denilen o şerefli mahluktan geçiyor. Eşref-i mahluk olan bu
insanı işte bu anneler yetiştirecek. Onun için ben bu annelerden bunu
istiyorum. Biz AK Parti olarak böyle bir teklifi yapıyoruz, böyle bir
yasa da getirmedik, isteğe bağlı. Bunu da müsaade edin de söyleyeyim. Bu
kadar da hakkım olsun. Bunu Rusya Federasyonu’nda Putin söylediği zaman
oluyor da Türkiye’de Tayyip Erdoğan söylediğinde niye rahatsız
oluyorsunuz? Avrupa ülkelerinin birçoğunda doğumla ilgili ciddi parasal
destekler de veriliyor, onlar bu desteği verdikleri zaman oluyor da, biz
daha bu desteklere girmedik. Böyle bir şey yok, niye rahatsız
oluyorsunuz? Bu milletin güçlenmesi lazım. Ben annelerimize, AK Parti’ye
gönül veren annelerimize güveniyorum. İnşallah bunun onurlu, haysiyetli
mücadelesini verecek olan annelerimize tabi ki babaların da ciddi
manada destek olmasının gereğini de hatırlatmak istiyorum. Parti olarak
teşkilat olarak bu güne kadar yaptığımız gibi bundan sonra da bizler her
attığımız adımda ülkemizin geleceğini inşallah yapıcı adımlarla tesis
etmeye çalışacağız.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Nobel Barış Ödülü alan Baradey’in şu an
askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin cumhurbaşkanı birinci yardımcısı
olduğunu belirterek, “Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum; ey Nobel, sen
nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki, bu kişiler askeri darbe yapanların
yanında yer alıyor?”
dedi.

Başbakan Erdoğan, AKP İstanbul İl Başkanlığı’ndaki bayramlaşma töreninde
yaptığı konuşmada, AK Parti’nin ilk seçimde, 80 ilde, son seçimdeyse 78
ilde milletvekili çıkardığını söyledi. Bunun, ‘AK Parti’nin bütün
ülkeyi kucaklayan bir parti olduğu”
anlamına geldiğini savunan Erdoğan,
şöyle konuştu:

“Bize nasıl oluyor da ‘AK Parti halkı ayrıştırıyor’ diyorlar? Eğer
ayrıştıran olsan, biz belli bir bölgenin veya belli bir etnik yapının
partisi olurduk. Ama tam aksine biz, her bölgede birinci parti olduk ve
ülkemizde tüm etnik unsurların oy verdiği tek parti, AK Parti’dir. Tüm
inanç gruplarının oy verdiği tek parti AK Parti’dir. Maalesef dünyanın
farklı yerlerinde, farklı ülkelerinde Ramazan’ı buruk karşılayan,
Ramazan’ı büyük acılarla yaşayan, bayrama da aynı buruklukla giren
kardeşlerimiz, dostlarımız var. Bizler, tarihimiz gereği dünyanın tüm
mazlumlarının, tüm yoksullarının acı ve kederini yüreklerimizde hisseden
bir milletiz. Aynı şekilde, bayram coşkumuzu o insanlara,
kardeşlerimize hissettirmek, bayramda onları özellikle hatırlamak bizim
boynumuzun borcudur. Somali’deki kardeşlerimiz bayrama yine yokluk
içinde girdiler. Afganistan’da, Irak’ta, Filistin’de, Gazze’de
kardeşlerimiz bayrama boyunları bükük girdiler. Suriye’de 100 bini aşkın
ölüm var. Kardeşlerimiz, Ramazan ayında dahi devam eden toplu
katliamlara maruz kaldılar. Suriye’de Ramazan’ın kutsiyetini ayakları
altına alan bir zihniyet, oruçlu insanları, evinde iftarı bekleyen
insanları, masum çocukları katletmeyi sürdürdü. Son 3-4 gün içerisinde
Amerika, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya’nın devlet başkanlarıyla,
başbakanlarıyla görüştüm, bu konuları paylaştım. Maalesef hala söylenen
şey, ‘Söyledikleriniz doğru, haklısınız ama…’ Hep bu.”

-“MISIR HALKI, ASLA YALNIZ DEĞİLDİR”-

Mısır’ın 70 yıl otokratik rejimle yönetildiğini vurgulayan Erdoğan, şunları ifade etti: Mursi yüzde 52 oyla geldi. Anayasa, yüzde 65 oyla kabul edildi. Yüzde
65 oyla kabul edilen Anayasa’yı askıya aldılar, Mursi’yi indirdiler.
Şunu özellikle hatırlatmak istiyorum; Mısır halkı, asla yalnız değildir.
Birileri Mısır’da yaşanan zulmü, katliamları görmezden gelebilir. Biz
Mısır’daki kardeşlerimizi görüyor, onların acısını yüreğimizde
hissediyor, onların halkı mücadelesini gönülden destekliyoruz.

Size çok enteresan örnek vereceğim: Hani Nobel Barış Ödülü falan derler
ya… Baradey Nobel Barış Ödülü almış bir zattır. Aynı şekilde Yemen’den
Bayan Kerman da barış ödülü almış bir gazetecidir. Barış ödülü almış
olan Baradey, şu anda askeri darbeyi gerçekleştiren hükümetin
cumhurbaşkanı birinci yardımcısıdır. Ben şimdi Nobel’e sesleniyorum; ey
Nobel, sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun ki, bu kişiler askeri darbe
yapanların yanında yer alıyor? Sen nasıl barış ödülleri dağıtıyorsun
ki, işte Kerman Mısır’a girmek istedi, Mısır’a sokmadılar, kapıdan geri
çevirdiler. Hani? İki yerde iki ayrı tuzak. O da Nobel Barış Ödülü
almış, o da almış. Şu ana kadar ortaya koyduğunuz tavır nedir? Hiçbir
tavırları yok. Adamına göre muamele. İlke yok. Dünya ilkelerle
yönetilmiyor, ilkesizlikle yönetiliyor.”