Erdoğan, mülteci dramından yakındı

Erdoğan, mülteci dramından yakındı
30 Kasım 2013 12:00

Başbakan Erdoğan, Türkiye Inovasyon Kongresi’ndeki toplantıda konuştu.

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ırkçılığın insanın ve insani değerlerin olduğu kadar bilimin ve sanatın da düşmanı olduğunu ifade ederek, “Hiçbir ırkçı devlet ve toplumun bilim ve sanatta öne çıktığını göremezsiniz. Farklılıklara tahammülü olmayan hiçbir ülke ve toplumun dünyaya önderlik edecek konuma yükselebildiğini göremezsiniz. Türkiye kadim tarihi içinde hiçbir zaman ırkçı bir anlayışa sahip olmamış, bu insanlık dışı yaklaşıma prim vermemiş zemin hazırlamamıştır. Bizim inancımız ırkçılığı reddeder” dedi.

 

 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen Türkiye İnovasyon Haftası Toplantısı’nda konuştu. Hükümet olarak 11 yılda KOBİ’lere 2,2 milyar TL destek sağladıklarını anımsatan Erdoğan, KOBİ’lerin kullandığı kredilerin faizinin 1 milyar TL’lik bölümünü hükümet olarak karşıladıklarını belirterek, bünyelerinde araştırma, geliştirme faaliyeti üreten firmalara çeşitli yöntemlerle destek verdiklerini kaydetti.

 

Kalkınmanın anahtarının bilim ve inovasyon olduğunu bildiklerini ifade eden Erdoğan, bilim ve teknoloji bakımından insanlığın ulaşmış olduğu yerin göz kamaştırıcı olduğunu belirtti. Ulaşılan teknolojiden dünyanın her bölgesinin, her ülkesinin aynı derecede faydalanamadığına dikkat çeken Erdoğan, dünyanın bir tarafından en asgari şartlarda hayatını sürdürmekte zorlanan çok büyük bir kesim bulunduğunu kaydetti. Bilimin geldiği noktaya ulaşmasında doğu medeniyetlerinin çok büyük bir payı bulunduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, ortaçağın sonuna kadar dünyada bilime, bilimsel gelişmelere doğu medeniyetlerinin, İslam medeniyetlerinin öncülük ettiğini kaydetti. Avrupa Rönesans’ının, Endülüs ve Osmanlı Devleti üzerinden batıya aktarılan birikim üzerinde yükseldiğini batılı bilim tarihçilerinin de kabul ettiğini söyleyen Erdoğan, Selçuklu ve Osmanlı Devletleri’nde İstanbul’un bilimin, kültürün ve ticaretin dünyadaki önemli merkezi olduğunu kaydetti.

 

BAŞKASININ ELİNE AVUCUNA BAKAN, ASLA LİDERLİK KONUMUNA YÜKSELEMEZ

 

Bilim tarihine yön veren ışığın kendinden yükseldiği doğunun bilgi ve ilim üretme noktasında gerilerde kaldığını ifade eden Erdoğan, “Taklit ve takip eden asla öne geçemez. Üretmeyip üretilenle yetinen, başkasının eline avucuna bakan, asla liderlik konumuna yükselemez. Tarih ve medeniyetimizden tevarüs ettiğimiz özgüvenle bilgi ve bilim üretme noktasında çok daha ciddi adımlar atmak, yatırım yapmak zorunda olduğumuz açıktır” dedi. Dünyanın en başarılı üniversitelerinin, AR-GE merkezlerinin uluslararası bir kimlik taşıdığını kaydeden Erdoğan, Silikon Vadisi’nin sadece ABD vatandaşlarının değil dünyanın her ülkesinden başarılı bilim insanlarının emekleriyle ayakta durduğunu belirtti. Türkiye’nin merkezinde bulunduğu coğrafyanın dünyanın cazibe merkezi olabilmesi için gayret gösterilmesi gerektiğine dikkat çeken Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
“Farklılık bir dezavantaj değil, tam tersine büyük bir avantajdır. Renklilik, yoksulluk değil büyük zenginliktir. Herkesin aynı düşündüğü bir toplum bir ülke yeni fikirler üretemez. Standart kimliklere şekil ve beyinlere sahip bir toplum öne geçemez, lider olamaz. Sadece griden ve grinin tonlarından ibaret bir ülke dünyaya söyleyecek söz bulamaz. Tıpkı tarihte ve bugün gelişmiş demokrasilerde olduğu gibi. Renkliliği, farklılığı bir zenginlik olarak görmek her türlü farklığa hoş görü ile yaklaşmak bunu her anlamda bir kazanca, tahvil etmek zorundayız.”

 

 

FARKLILIKLARA TAHAMMÜLÜ OLMAYAN HİÇBİR ÜLKE DÜNYAYA ÖNDERLİK EDECEK KONUMA YÜKSELEMEZ

 

Irkçılığın insanın ve insani değerlerin olduğu kadar bilimin ve sanatın da düşmanı olduğunu ifade eden Erdoğan, “Hiçbir ırkçı devlet ve toplumun bilim ve sanatta öne çıktığını göremezsiniz. Farklılıklara tahammülü olmayan hiçbir ülke ve toplumun dünyaya önderlik edecek konuma yükselebildiğini göremezsiniz. Türkiye kadim tarihi içinde hiçbir zaman ırkçı bir anlayışa sahip olmamış, bu insanlık dışı yaklaşıma prim vermemiş zemin hazırlamamıştır. Bizim inancımız ırkçılığı reddeder. Zengin medeniyetimizi de bu hoşgörünün birlikte yaşama kültürünü bir eseri olarak ortaya çıkmıştır. Türkiye hoşgörü iklimini daha da güçlendirerek, siyasi, demokratik ve ekonomik alanda olduğu kadar bilim, sanat ve sporda da artık farklı bir kulvarda ilerliyor. Henüz başlangıç aşamasındayız” değerlendirmesinde bulundu. Geleceğe farklı yüründüğünü ifade eden Erdoğan, eğitim olmak üzere bilimde AR-GE ve inovasyonda atılan adımların bir kartopu gibi büyüyeceğini kaydetti.

 

BİZ BİR TRİBÜN İZLEYİCİSİ OLAMAYIZ

 

Türkiye’nin küresel düzlemde öne çıkaracağını ifade eden Erdoğan, Marmaray ve Yüksek Hızlı Tren çalışmalarına değinerek, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Biz bir tribün izleyicisi olamayız, yarışın içinde olacağız, genç dimağlarımızı yetiştireceğiz. Şu anda kendi İnsansız Hava Araçlarımızı (İHA) yapıyoruz. Şu anda 30 bin fite kendi ürettiğimiz İHA ile çıkabildik, kendimiz üretiyoruz. Yakın bir gelecekte de ihracına başlayacağız. Kendi tankımızı üretir hale geldik, şu anda testleri yapılıyor, yakın bir zamanda seri üretimine geçeceğiz. Kendi helikopterimizi de üretir hale geldik. Helikopterimize talepler gelmeye başladı. Çünkü bu rekabetin içinde yer almazsanız, yüksek nitelikleri olan ürünleri üretmezseniz, ihracatta da arzu edilen rakamlara ulaşamayız. Gemi dolusu buğday, mısır ihraç etmeseniz ne olur? Onlarla bir şey kazanamazsınız. Onu da ihraç eder duruma gelmeniz lazım, gıdaya her zaman ihtiyacımız var. İhracata gelince ağır parayı oluşturan şey işte bu yüksek nitelikli ürünler. Tekstil bile bizim için nihai çözüm değildir. Biz tekstili de ideal bir noktaya getirdik. Sanayi ürünlerinde Türkiye’nin patlaması gerekiyor. Bunu başarmamız şart, başardığımız anda Türkiye hedeflediğimiz 500 trilyon doları yakalar.”

 

 

GÜNDEMİ BELİRLENEN BİR ÜLKE DEĞİL, GÜNDEM BELİRLEYEN BİR ÜLKE OLMAYA MECBURUZ

 

Gelişme, kalkınma, üretme ve büyümede istikrarın önemine dikkat çeken Başbakan Erdoğan, 10 yılda yapılan bölünmüş yolları anlattı. Geleceğin inovasyonunda hedeflenen eğitimli insan gücüyle teknolojik adımların hızla atılacağını kaydeden Erdoğan, “TİM ile ülkemiz için 2023 yılında 500 milyon dolar ihracat hedefi belirledik, bunu da gerçekleştireceğiz. Geleceğin ihtiyaçlarını bugünden görüp, buna uygun yeni üretim, pazarlama, organizasyon süreçlerini vakitlice tesis ederek, inovasyonla hedefimize ulaşacağız. Dünyadaki gelişmeleri yakından takip etmekle kalmayacağız. Kendimizde bu sürecin önde gelen biri olacağız. Gündemi belirlenen bir ülke değil gündem belirleyen bir ülke olmaya mecburuz” dedi.