Eğer o yazmasaydı…

Eğer o yazmasaydı…
14 Ocak 2022 15:34

Gencecik tıp öğrencisi Enes Kara’nın ölümünden haberimiz bile olmazdı, eğer yerel bir gazeteci olan Faik Akgün bunun haberini yapmaya cesaret etmeseydi.

 

 

 

Safile USUL H&H YORUM

 

 

 

Cesaret diyorum, çünkü buralar İstanbul, İzmir gibi değil, eşraf kültürü, ağır bir baskı ve sosyal mobing kültürünün hakim olduğu yerler.

 

 

En azından işten atarlar, hatta döverler.

 

 

Nitekim bu gazeteciyi de işten atmışlar ama olay ulusal basına sıçradığı için dövmeleri artık biraz zor.

 

 

Günışığı isimli yerel gazete Faik Akgün’ü işten atıp, o haberi de kaldırmış. Sayfada 404 hatası çıkıyor nitekim.

 

 

Ama tabii olay çoktan Türkiye’nin kalbine oturdu.

 

 

Faik Akgün o haberi girdiğinde, farkında değillerdi muhtemelen Türkiye’de böylesine bir etki yaratacağının, ki, muhtemelen hangi haberin girip, girmediğini de pek takip etmiyorlardı.

 

 

Hülasası, gazeteci Faik Akgün’e Türkiye olarak müteşekkiriz.

 

 

Umarım başka yerde çabucacık iş bulur veya büyük şehirlerden birine gelir orda barındırmazlarsa.

 

 

Şimdi bir de…

 

 

Şu anda olay tamamen yayıldı Türkiye’ye ama ilk günler hükümete yakın medya bu konuya zerre girmedi.

 

 

Ellerinden gelse bu olayı duyulmaz yaparlardı ama olmadı. Haber bu, bazen duvardan taşan su gibi yayılıyor.

 

 

Bu arada…

 

 

Enes Kara’nın videosunu izlediğimde içimden dedim ki, “Ah, çocuk, keşke kaçsaydın, keşke yardım isteseydin, keşke İstanbul’a gelseydin, keşke, keşke, keşke.”

 

 

Ne kadar narin ve hassas bir çocuk, izleyen herkes fark etmiştir.

 

 

Demek ki, öylesine çaresizdi ki, kendini 7. Kattan attı.

 

 

Bu olayda suçlu kim?

 

 

Evet, bu çocuğun kaldığı yer devlet yurdu değil.

 

 

Bu cemaat evine yoksulluktan da gitmemiş. Babası olacak adam illa istemiş ki, Enes bir cemaat yurdunda kalsın. Dindar olsun.

 

 

Da…

 

 

Türkiye’deki herhangi bir üniversite öğrencisinin bir tarikat yurdunda kalmasına yasal olarak hala nasıl izin verilir?

 

 

Hiçbir medeni devlet, hiçbir demokrasi ve hukuk devleti üniversite öğrencisinin tarikat yurdunda kalmasına izin vermez. Veremez.

 

 

Babası yollasa da vermez. Veremez.

 

 

Sivil toplumlarda üniversite öğrencileri ya devlet yurdunda, ya özel sivil yurtta veya kendi kiraladığı özel evinde kalır.

 

 

Bir tarikat hangi hakla bir öğrenci üzerinde kurallar koyabilir? Buna nasıl izin verilebilir.

 

 

Unutulmasın ayrıca da…

 

 

Demokrasi toplumlarında her türlü öğrenci, ilkokuldan üniversiteye kadar, anne ve babasının ne olduğundan, nasıl düşündüğünden bağımsız olarak, o ülkenin çocukları olarak kabul edilir ve eğitimleri sivil prensipler üzerinden gerçekleştirilir.

 

 

Anne-baba aksini istese de, aksini yapamaz.

 

 

Zira devletin eğitim sistemi her çocuk ve genç için sivil temelde, yani her türlü tarikat vs.’den ari olarak gerçekleşmek zorundadır.

 

 

Ayrıca unutulmasın….

 

 

Tarikatlar din demek değildir.

 

 

Tarikatlar baskı ve güç aracıdır. Dünyevidir ve maddi çıkar odaklıdır.

 

 

İnsanların manevi dünyasını zorbalıkla kontrol altına alıp, kendilerine hükümranlık kurmaya çalışırlar.

 

 

Sivil toplumun, demokrasinin, özgür ahlakın tam zıddıdırlar.

 

 

Safile USUL Twitter

 

 


Yazarın Son Yazıları:
Demek ki bir değişiklik yok
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor
Almanya Cumhurbaşkanı ve İmamoğlu