Domuz ürünleri satışı ve RAF bedeli şartı iyi gelecek
25 Nisan 2019 08:44
Değerli Okuyucularımız, ADALET, MİLLİ ŞUUR VE İKTİSADİ DEMOKRASİNİN ÖNEMİ:
Numan ALADAĞ H&H YORUM
Başta Cumhurbaşkanlığı makamı başta olmak üzere, ilgili kamu kurumlarının kıymetli zamanını alarak rahat çalışmalarına en büyük engellerden birisi de, RAF bedeli şartını uygulayan mağazalar zincirleridir. Bu mağaza zincirleri, anarşik-ekonomik terörün, meydana gelmesinin ana kapılarından biridir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diyor ki: “Mücadele etmekten vaz mı geçelim?” açıklamasını da esas alarak, acilen RAF bedeli şartı ile, riyakar “İhanet şebekelerinin” Fetö gibi her türlü terör ve ahlaksızlıkları oluşturanlara mücadele ederek dur denilmelidir.
Bir ülkede RAF bedeli şartı uygulayarak, iktisadi demokrasinin mevcudiyetini ortadan kaldırmak için, görevli olan binlerce mağaza zincirleridir.
Bir ülkede gerçek demokrasinin mevcudiyetinden bahsedebilmemiz için, siyasi partilerin varlığı yeterli değildir. İlk önce iktisadi demokrasinin kurulmuş olması gerekir.
İktisadi demokrasi nedir? İktisadi demokrasi, Türk sanayicisinin ve çiftçisinin destek istediği noktalardan uzak olmaması ve Milli (%100 yerli) sermayeyi destekleyip, sahip çıkmaktır. Buna ilaveten, RAF bedeli şartının hızını da kesmektir.
Ayrıca, ülkemizde demokratik ve ekonomik düzeninin rayına oturmasına, RAF bedeli şartı uygulaması en büyük engellerden biridir.
RAF bedeli şartı, çok tehlikeli bir şarttır. İlgili resmi kurumların, Türk Milletinin geleceğini teminat altına alınması için, stratejik önem taşıyan sorunların çözümü için zaman önemlidir. Onun içindir ki, RAF bedeli şartı ile anarşik-ekonomik terör oluştulmasına sebep olanlara ve haksız rekabete dur demelidirler ki, huzur içerisinde hizmet etme zamanı bulsunlar.
RAF bedeli şartını uygulayanların başka bir oyunu: RAF bedeli şartına ek olarak, üretici Türk sanayicisine diyorlar ki, senin ürününü alırım ama üç ay sonra ürün bedelini veririm. Böylece sanayicinin parasını bedevadan üç ay kullanyorlar.
Numan Aladağ’dan öneri: “Sanayiciden aldığı ürünlerin satış fişi kesildikten sonra, online olarak anında üretici sanayicinin hesabına aktarılmalıdır.” ayrıca Numan Aladağ’ın, başka bir özdeyişine göre, “Bir işi yapmak isteyen bir çare bulacak. Hiç bir iş yapmak istemeyen bir bahane bulacak” diyor. Nasıl ki, RAF bedeli şartı ile elde ettikleri geliri, muhasebelerinde iş yasalmış gibi kılıfına uydurup, ürün indirimlerine yansıttıkları gibi üreticinin parasını da aynı şekilde vermelidirler.
NOT: Üç ay sonra ürün bedelini vermelerine bir itiraz olamaz. Milli (%100 Yerli) sermayenin esas ana sorunu: RAF bedeli şartıdır.
RAF bedeli şartı ile domuz ürünlerini bir arada satan mağazalar zincirleri, iyi bilmelisiniz ki, Milli şuur, bir milletin, kendini duyması ve bilmesidir. Hem duyguya, hem de düşünceye dayanan Milli şuur, bir milletin manevi kuvvetlerinden en önemlisidir.
RAF bedeli şartını uygulayanlar, “Kur’an-ı Kerim’in Cuma Suresi, Ayet 11″ tefsirini mutlaka okumalıdırlar.
Milletlerin hayatlarını koruyan dört savunma hattından en geride olanı, yani sonuncusu ve en önemlisi Milli şuurdur. İnsan uzuviyetinin akciğer, kalp, karaciğer ve beyin nasıl dört önemli koruganı ise, bir milletin de ordu, bağımsızlık, dil, iktisadi demokrasi ve Milli şuur dört büyük kalesidir.
Milli şuurun uyuşuk veya uyanık olması, milletlerin yaşama kaabiliyetleriyle orantılıdır.
Milli şuurun uyanık olduğu yerlerde, riyakar “İhanet şebekeleri” nin, anarşik-ekonomik terör oluşturma duygu ve düşünceleri iflas edip, Cenab-ı Allah’ın Fetöya, 15 Temmuz da belasını verdiği gibi, Türk Milletine- sanayicisine-çiftçisine zulüm edenlerin de, er geç Allah belalarını verecektir inşallah.
RAF bedeli şartını uygulayanlar iyi bilmelidirler ki, Büyük Türk Milleti, Milli şuur’u bir ışık olarak görmektedir. Vatanı aydınlatır ve gizli köşelere sinmiş olan akrepleri açığa çıkararak, karanlıkta iş görmelerine engel olur.
RAF bedeli şartını uygulayanlar ve domuz ürünleri ile helal ürünleri birarada satanlar: Tarihi Türk ahlak ve geleneklerine göre, insanda beyin ne ise, Türk milletinin tarihi geleneklerinde de Milli şuur odur.
RAF bedeli şartı liderliği ile anarşik-ekonomik terör oluşturan mağazalar zinciri yetkilileri, Türk tarihinde Milli şuur, bir milletin yaşama iradesi, hayat kaynağı ve en kuvvetli silahıdır. Milli şuuru olmayan milletlerde, her zaman anarşik-ekonomik terör olaylar ve riyakar “İhanet şebekeleri” karşılarına çıkar. Onun içindir ki, haklılık bilgisi dahilinde, mücadele şarttır. 15 Temmuz da riyakarların yaptıklarını Türk Milleti unutmadı. Onun içindir ki, RAF bedeli şartını uygulayanlarla, mücadele şarttır.
Allah korusun, 15 Temmuz olayları gibi olayların yaşanmasını istemeyen, Fetö terör örgütü kadar tehlikeli ve ekonomik terör örgütünün bir dilimi olan RAF bedeli şartına acilen dur denilmelidir.
Türkiye genelinde binlerce mağazalar zinciri olan bazı mağazarda domuz eti ürünlerini, helal ürünlerle aynı dolapta satışını yapıyorlar. Ayrıca Mübarek Ramazan’a saygı gösteriyormuş gibi, Ramazan paketleri satışı yapılıyor. Bu uygulama, Fetö gibi riyakarlığın ta kendisi değil mi?
Domuz etinin satışına karşı değiliz ama, yalnız domuz eti ürünlerinin bulunduğu ayrı bağımsız bir dolapta satışı yapılmalıdır.
Domuz eti ürünlerinin helal ürünlerle aynı dolapta satışı, Türk İslam dünyasına karşı saygısızlığın ta kendisi değil midir?
Bir zamanlar riyakar “İhanet şebekesi” Fetö terör örgütü de, müslümanlık adı altında Türk Milletinin, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak için, vatan hainleri tarafından görevlendirilen bir kişiydi. RAF bedeli şartını uygulayanlar da aynı şekilde görevlendirildiğinin endişesini taşıyorum.
RAF bedeli şartı demek, işsizlik oluşturmaktır. İşsizlik demek de, anarşik-ekonomik terörün ve her türlü ahlaksızlıkların meydana gelmesi demektir.
RAF bedeli şartı ile ürün alan ve domuz ürünlerini helal ürünlerle birarada satışını yapan binlerce mağazalar zincirlerinde, ne yazık ki, Allah korkusu ve vatan sevgisinden mahrum oldukları ortaya çıkıyor. Acaba ilgili kurum ve kuruluşlar, niye seyirci kalıyorlar?
Bu mağaza zincirlerine karşı, Milli şuurun uyanık olduğu yerde, Türk Milleti, bunların Allah’ın haram kıldığı ve kanunların yasakladığı işleri yapanlara özenmez ve kendisinden saymaz. Bencillik duygularına odaklanan “İhanet şebekeleri” iyi bilmelidirler ki, Türk Milletinin şuuru daima uyanıktır.
ÖNERİ: RAF bedeli şartına son verilmesi için, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin, ilgili bakanlıkları Türk Milletinin, huzur ve sağlığını istiyorlarsa, stratejik önem taşıyan bu konuya acilen el atıp çözmelidirler. .
Hz. Muhammed (s.a.v.) buyuruyor: ”Adalet güzeldir; fakat ticaret yapanlarda olursa daha güzeldir.”
Hz. Ömer (r.a.) buyuruyor: ”Bir millete baş olmanın ilk ve en büyük şartı, adil olmaktır.”
Hz. Ali (r.a.) buyuruyor: ”Adalet halkın diriliği ve düzeni, idarecilerin ise süsü ve güzelliğidir.”
İslam dini adalete büyük önem vermiş ve her konuda adalet emretmiştir.
Adalet, Cenab-ı Allah tarafından sakıncalı olan faaliyetlerden sakınmak ve hak yolunda doğrulukla hareket etmektir.
Adalet, hakkı hak sahibine vermek ve bu haklara tecavüz etmemektir.
Adalet, sorumluluğuna verilen görevleri zamanında ve yerli yerinde yapmak, insanlara ve hayvanlara karşı haksızlık etmemektir.
Adalet; cemiyetlerin ve milletlerin kalıcı olmasına, huzur ve ahenk içerisinde yaşamasına sebeptir. Hangi milletin efradı arasında adalet yoksa, ne kadar yükselmiş olursa olsun, sonunda o millet perişan olur.
Adaletsiz ferdin gönlünde huzur, adil olmayan milletlerin efradı arasında uygunluk, sevgi ve güven yoktur.
Adaletsiz cemiyetlerde herkes birbirinden kuşku içindedir. Aralarında mal, can ve namus emniyeti yoktur.
Adaletsiz milletler, bir dönem güncel hayat sürebilir. Fakat hiçbir zaman saltanatı devamlılık arz ediyor diyemeyiz, ikbalin güneşi kısa zamanda batar.
Adaletin kıymeti, ancak insan yaşantısına tatbik edildiği zaman ortaya çıkar. Adalet, sözde, edebi hitaplar ve yazılmış kitaplar arasında kaldığı müddetçe faydasız kalır.
Adaletsizlik, yeryüzünde yaşamış milletlerin çöküşüne yol açmış, batışını hazırlamış ve yurtları harap, kendileri de helak olmuşlardır. Hangi bir millet gösterilebilir ki adaleti yüzünden batmış veya ekonomik ve raf terörü uygulamaları ile payidar olmuş bulunsun.
Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde: ”Ehline ve idare ettiğin kimselere hükmetmekte adalet gösterenler, Cenab-ı Allah katında, yakuttan minberler üzerinde bulunacaklardır.”
Adaleti tarif ederken ”Hakkı, hak sahibine vermektir” demiştik. Bu açıklamaya göre bize verilen sorumluluklarımızı zamanında ve sadakatla yapmak adalettir. Bir insanın en başta gelen görevi, Cenab-ı Hakkı birliğine iman edip ona karşı görevlerini tam olarak ve ihlas ile yapmaktır.
Adil ve Allah korkusu ahlakına sahip kimse, suçluyu terbiye etmekte keskin kılıç; mazlumu korumakta şefkatli bir el gibidir. Bazı kişilerin makam-mevkileri, ticari kurumları, maddi ve manevi bakımından ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, adil idarecinin karşısında haksız kimse en zayıftır. Çünkü o, Hak namına hakkaniyet göstermektedir. Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmaktadır: ”Cenab-ı Allah’ın emrine aykırı bir davranıştan sakınınız ve evladınız arasında adalet gösteriniz.”
Çocuklarımıza karşı sevgi ve vergide bile adaleti emreden İslam dini, diğer insanlara karşı davranışlarımızda daha ciddi bir hakimiyet göstermeyi emretmiş bulunmaktadır
Adil ve vicdan muhasebesi ahlakına sahip insanların, dünyaları da ahiretleri de saadet içinde geçer. Mahşer günü Cenab-ı Allah’ın müstesna himayesine erecek kimselerden bir zümre de adil hükümdar ve amirlerdir.
Adaletten söz açıldığı zaman Hazret-i Ömer’i hatırlamamak mümkün müdür?
”Halife Hazret-i Ömer hastalanmıştı. O zamanki doktorlar kendisine bal kullanmayı tavsiye etmişlerdi. O mevsimde çarşıda bal satılmıyordu, fakat devlet hazinesinde bol miktarda bal vardı. Hazinedeki baldan, hastalığa ilaç olacak kadar alamayacağını bilen Hazret-i Ömer; halkı camiye toplamış ve tedavisi için bir miktar bal almaya izin istemiş ve halk müsaade edince almıştı.”
İşte adalet ve işte en mümtaz (Seçkin) şahsiyetlerden biri.
Hz. Muhammed (s.a.v.) hadis-i şeriflerinde şöyle beyan buyrulmaktadır: ”Cenab-ı Allah’ın laneti, rüşvet verenin ve rüşvet alanın üzerine olsun.” Rüşvet (Menfaatler müşterektir), alıp veren insanlarda adalet olmadığını belgelemektedir.
ADALETİN KAYNAĞINA NASIL ULAŞABİLİRİZ?
Adaleti kanunlarda, mahkemelerde veya tarafsız bir yönetim içinde ararken acaba rotamızı şaşırmış olmuyor muyuz?
Adalet bir iç duyudur ve vicdan muhasebesinde yaşar. Eğer vicdanlarda adalet duyusu yoksa onu kanunların maddelerinde, mahkeme koridorlarında veya resmi kurum kapılarında aramak hayalden başka bir şey değildir.
En büyük Adaletsizlik, RAF bedeli şartı ile anarşik-ekonomik terör ve işsizlik oluşturarak, o işsizlerin Allah’ın ve Adaletin yasakladığı haram ve yasak olan işlere bulaşmasına sebep olmak değil midir? Ayrıca Adalet mensuplarının kıymetli zamanlarını meşgul etmenin de ta kendisidir.
Adalet vicdan bahçelerinde yetişen meyve-sebze gibidir; eğer toplumu yaratan kişilerin kalplerinde bu şifa kaynağı bahçeler yoksa, bu bahçelere bu sebze ve meyvelerin tohumları ekilmemiş ise o toplumun kanunlarında, mahkemelerinde ve resmi kurum kapılarında ve RAF bedeli şartını uygulayan mağazalarda adaleti aramaya kalkmak akıntıya kürek çekmek gibidir.
Eğer insanların vicdanlarında fidanları yeşermiş ise aslında kanunlara ve yargıçlara da lüzum kalmazdı.
Adalet kişilerin vicdanlarına Cenab-ı Allah tarafından yerleştirilmiştir, onu beslemek ve yetiştirmek gerekir. Onun gıdası ve güneşi insan sevgisidir. İçlerinde insan sevgisi, Allah korkusu ve vicdanlı olmayan yargıçların veya idarecilerin eline verilen adalet terazileri her zaman yanlış tartarlar: Zira okkası bozuktur.
Adalet arıyoruz derken ne demek istiyoruz:
Bazen ”Acaba Anayasalara, kanunlara ve mahkemelere fazla ümit bağlamıyor muyuz?” diye düşünme duygusu çoğalıyor. Bütün bunlar yalancı ümitlerdir
MAHATMA GANDHİ’den ÖĞÜTLER:
1- Ahlaksız ticaret.
2- Emeksiz zenginlik.
3- İlkesiz siyaset.
4- niteliksiz eğitim.
5- Vicdansız haz.
6- İnsaniyetsiz bilim.
7- Özverisiz ibadet.
Cümle vatan şehitlerini, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve Mareşal Fevzi Çakmak’ı, Rahmet, Gazileri minnetle anar. Hasta ve yaralılara acil şifalar dileriz.
ÖZDEYİŞLER
1- Adalet nedir? Ağaçları sulamak… Zulüm nedir? dikenlere su vermek… (Mevlana Hz.)
2- Özgürlük hiçbir zaman ”Her istediğini yapma izni” anlamı taşımamıştır. (Mahatma Gandhi)
3- Adaletsiz rejimi adaletle yıkınız. (Mahatma Gandhi)
4- Alkışlar önüne kansız elle çıkınız. (Mahatma Gandhi)
5- Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi bir yoldur.
6- Hakikat asla bir nedene zarar vermez. (Mahatma Gandhi)
7- Yıl içinde, dün ve yarın hiçbir şey yapamayacağımız iki gün var. (Mahatma Gandhi)
8- İnsanlardaki iyiliği görün ve onlara yardım edin. (Mahatma Gandhi)
Kaynakça:
Hadis-i şerifler: Mehmet Emre Büyük Dualar 1974
Erzurumlu Hafız Abdullah Aldır hoca
Hindistan da, İslam dünya’sının ünlü din görevlisi, Seyyid Asaf Ali hoca
Yazarın Son Yazıları:
Aziz Atam, ruhun şad mekanın cennet olsun
‘CUMHURİYET’, bizi biz yapan ortak değerimizdir
Hicri yılbaşında huzur ve bereket bizimle olsun