Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK’nın parlamentoda uzantıları var

Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK’nın parlamentoda uzantıları var
6 Kasım 2016 15:37

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Üsküdar’da düzenlenecek Sağlık Bilimleri Üniversitesi Fahri Doktora Tevdi törenine katıldı.

 

 

 

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının satırbaşları şöyle:

 

 

“Geçtiğimiz yıl eğitim öğretim hayatına başlayan üniversitemizin 2016-2017 akademik yılının hayırlı olmasını temenni ediyorum. Bugün aynı zamanda içinde bulunduğumuz bu tarihi binanın faaliyete geçmesinin de 113’üncü yıl dönümü. İnşallah bu mekanı da buranın yönetimi aslına döndürecektir. Şu tarihi külliyenin aslına rücu ettiğini görmek de bizim için büyük bir heyecan doğuracaktır. 15 Kasım bizim önemli bir miladımız olacaktır. Sağlık hizmetleri alanında dünyanın önde gelen ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin çıtayı daha ileriye taşıması gerekiyor.

 

 

 

Gündemimde sağlık alanında kat ettiğimiz mesafe ve 2023 hedeflerimiz gibi unsular da var. Cumhurbaşkanı olarak ben de imkanların el verdiği ölçüde büyük projeleri yakından izliyor ve katkı vermeye çalışıyorum. Fakat bazı meselelerle ilgili değerlendirmelerimizi paylaşmak da önemli hale geliyor.

 

 

 

Terör örgütü PKK’ya destek veren milletvekilleri de böyle bir konudur. PKK’nın parlamentodaki uzantıları var. Biz bu işin önünü açtık, varsın parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler, ama bunla yetinmediler. 80 milletvekilini yakaladılar, ertesi gün Diyarbakır’da halkı sokağa davet ettiler, 50 kişinin ölümüne yol açtılar. Bunu onlar yaptı. Yaşanan hadise açık ve nettir. TBMM geçtiğimiz mayıs ayında tüm milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı. Batı’nın şu anda ağzına bakın. Bu düzenleme AYM’ye götürüldü. O da hukuka uygun buldu. Genel başkanlar dahil olmak üzere ilgili milletvekilleri ifadelerini vermeye başlamıştır. Ancak bir parti bu konuyu tahrik unsuruna getirmeye başlamışlardır. Dokunulmazlıklar üzerinden Meclis’e, Devlet’e, millete meydan okuyan bu densizlerin amacı Türkiye’yi uluslararası arenada sıkıntıya sokmaktır. Benim bu saldırılardan en ufak korkum, endişem yoktur. Benim için aslolan milletimdir.

 

 

 

53 sene AB’nin kapısında bekletilen Türkiye için Batı’dan ne bekleyeceğiz. Biz kendi göbeğimizi kendimiz keseceğiz. Bundan sonra bizim için şu ne der, bu ne der diye bir ölçü yoktur.

 

 

 

2013 yılında Gezi olaylarında bu anlayışla hareket ettik. 17-25 Aralık emniyet-yargı darbe girişiminde de ölçümüz buydu. PKK 20 Temmuz’da çukur eylemlerini başlattığında, yine devletin ve milletin bekası için ne gerekiyorsak onu yaptık. Türkiye 7 Haziran sonrası ben biraz seyrettim. Birinci parti dolaştı, gezi. Sonra görevin ikinci partiye verilmesini başlattılar. Ben siyasette çırak da değilim, kalfa da değilim. Sen daha Beştepe’nin yolunu bilmiyorsun. Bir de senin sayısal durumun hükümet kurmaya yeterli değil. ‘Benim zaman kaybına tahammülüm yok’ dedim ve tekrar seçim kararını aldık. Millet bu kararı paylaştığı için de böylece hamdolsun yeni bir süreç başarılı bir süreç gelişti.

 

 

 

Anayasadan aldığımız yetkilerle bu yolu izledik. 15 Temmuz darbe girişimi bu sıkıntılı sürecin zirve noktasıdır. Türkiye o gece kendi ordusu içinde yuvalanmış bir grup teröristin saldırısına uğramıştır. Darbe girişimi sonrası ilan ettiğimiz OHAL çerçevesinde FETÖ ve diğer terör örgütleriyle mücademizi sürdürüyoruz, taviz vermeye niyetimiz yok. Bu milletin bunlarla mücadeleye gücü, kudreti vardır. Şu ana kadar bu süreç devam ediyor.