CHP’deki dedikodular!

CHP’deki dedikodular!
25 Aralık 2015 09:55

Geçen gün CHP İstanbul il kongresi özelinde dile getirdiğimiz ‘adaylık kriterleri’ önemli ölçüde destek gördü… Bir kez daha yineleyelim; 1980 öncesi CHP’de herhangi bir göreve aday olabilmenin kriterleri şunlardı; Bilgi, birikim, beceri, deneyim, temsiliyet…

 

İdris Akyüz / Yurt
Adaylarda bu özellikler bir bütün halinde aranırdı. Ekonomik güç önemliydi ama asla öncelikli tercih nedeni değildi. Ancak gel gör ki; 12 Eylül darbesi, sadece toplumsal düzenin değil, siyasetin de değer yargılarını alt üst etti. CHP gibi bir partiyi de ötekilerine benzettiler. Ne yazık ki CHP de liberaller kategorisine sokuldu. İdeolojiler kalmadı deyip, CHP’nin sahip olduğu en önemli ‘sol söylem’ silahı elinden alınır noktasına getirildi.

 
CHP’ye başka tuzaklarda kuruldu… Deniz Baykal’ın ‘aşağılık ve ahlaksız’ bir komplo ile gönderilmesi yetmemiş gibi süreç içerisinde genel başkanlığa getirilen Kemal Kılıçdaroğlu’nun, ‘Alevi kimliği’ tartışılmak istendi. En acısı ise bu tartışmasının parti içerisinde dillendirilmeye çalışılması.

 

İşte CHP İstanbul il kongresi bu tartışmaların gölgesinde toplanıyor. 600 civanndaki delege pazar günü yeni başkanını ve yönetimini seçecek.
CHP’de aday enflasyonu demiştik geçen günkü yazıda. Anlaşılan kimse üzerine almamış.

 
Herkes kendini reel değer varsayıyor. Bir uzlaşı ile aday sayısının aşağıya ineceğini sanırken, tam tersi oldu. 10’a yakın isim adaylığını açıkladı.
Bu arada dedikodular muhtelif… Kimi diyor ki; Genel Başkan işaret verdi. Sarıyer Belediye Başkan Yardımcısı Gökhan Zeybek’in il başkanı olmasını istiyor.

 
Oysa Kılıçdaroğlu bir hafta önce ilçe başkanları ile yaptığı toplantıda, “Benim adayım yok. Bu işi örgüte, yani size bırakıyorum” dedi… Ve ondan sonra ne bir isim zikretti ne de bu konuda herhangi bir şey söyledi. Hal böyleyken, birileri “durumdan vazife” çıkarıp, bazı ilçe başkanlarını ve delegeleri arayarak kimine talimat kimine de telkin vermeye devam ediyor.

 
Yayılmak istenen dedikoduya bakın… Neymiş efendim, Kemal Kılıçdaroğlu İstanbul’da alevi bir il başkanı istemiyormuş…
Tam bir tatlısu kurnazlığı… Tam bir provokasyon…

 
Dün bu konuyu araştırdım… İşin aslı astarı olmadığını öğrendim. Kılıçdaroğlu’nun bu konuda en küçük bir telkini dahi olmamış. Dolayısıyla, ortaya atılan isim ya da isimler külliyen yalan!

 
Yeri gelmişken, söylemeden edemeyeceğim; CHP bugüne kadar kimin kimliğini sorguladı? Bu partide bugüne kadar; alevi ya da sünni olduğuna bakılarak hangi isimlere görev verildi ya da verilmedi?

 
Böylesine insanlıktan nasibini almamış, faşist bakış açısı olabilir mi?

 
Ayıptır, yazıktır, günahtır! Alevi, Sünni, Caferi, Ortodoks, Katolik, Ateist, Protestan, Musevi… Laz, kürt, çerkes, rum, ermeni, vesaire… CHP herkesin partisidir. Atatürk’ün söylediği gibi; ‘mazlumun, ezilmişlerin, kimsesizlerin’ partisidir CHP…

 
Bu partide hiç kimsenin ayncalığı yoktur, herkes eşit hakka sahiptir. Kimse aynmcılık yapamaz, kimse kimseyi ötekileştiremez. Hiçbir etnisite bir diğerinden daha üstün ya da değerli kabul edilemez.

 
Ve CHP, hiç kimsenin ipoteği altında, babasının çiftliği de değildir. Namuslu, dürüst, insan temelinde sol evrensel ve yerel değerleri içselleştirmişse bir CHP’li, onun, alevi ya da sünni olmasının hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.

 
Dolayısıyla; herkes haddini bilmeli. İnsanlann kutsal değerlerini sömürerek onlardan nemalanmak, ahlaksızlığın en büyüğüdür. Bunu da CHP’lilere yakıştırmak istemem.

 
CHP örgütünün yapması gereken, işte bu tuzağa düşmemektir. Birilerinin tavassutu ya da işaretiyle değil, yüzünü sola çevirerek kendi özgür iradesiyle karar vermelidir. Nihayetinde CHP bir vesayet partisi değildir.