Çengelköy’den Hamdi’nin Rüyası

Çengelköy’den Hamdi’nin Rüyası
26 Eylül 2011 14:27

Rüyamda sabahın erken saatlerinde eve sivil polisler geldi,”Arama emri var” deyip sağı solu karıştırmaya başladılar…



   Kitaplarım,bilgisayarım,masadaki notlar didik didik edildikten sonra Emniyete gittik…Savcı.


  -Elimizde sizin terör örgütüne üye olduğunuza dair belgeler bulunuyor,dedi.”Bu nedenle tutuklanmanız talebiyle mahkemeye başvuracağız.”



   Şaşırdım:



  -Bir yanlışlık oldu galiba efendim,dedim.”Ben hayatımda hiçbir yere üye olmadım ki…”



  -Yok yok olmuşsun,dedi.”İki yıl önce merdivenden düşüp kafanı yere vurmuştun ya…O olay hafızanı zayıflatmış senin…”



   Ağzımı bile açamadan mahkemenin huzuruna çıkarıldım…Hakim önündeki dosyayı karıştırıp:
  -Ohooo,dedi,”Dosyaya bakılırsa zatıalinizin bir katliam yapmadığı kalmış.”



  -Ne diyorsunuz siz hakim bey,diye itiraz ettim.”Ben evdeki sinekleri bile kendim öldüremediğim için komşunun çocuğunu çağırıyorum.”



  -Sen onu cüppeme anlat,dedi,tokmağı vurup beni Silivri’ye gönderdi…



   Atıldığım koğuşta benden başka 10 kişi daha vardı…”Allah kurtarsın” dileklerinden sonra çay ikram ettiler,hafiften muhabbete koyulduk…Biri:



  -Sana da mı terör örgütü üyesi dediler baba” diye sordu,



  -Evet,dedim,”Haberim olmadan öyle olmuşum…”



   Gülüştük…Bavulumu ranzanın altına yerleştirip yatağa uzandım…



   Aslına bakılırsa içerisi dışarısından daha iyiydi…Şehrin pisliğinden,gürültüsünden,trafiğinden,insanların bencilliğinden uzakta kalmak bir yerde olumlu faktörler sayılırdı…Ama pisi pisine özgürlüğü yitirmek de kolayca içe sindirilecek şey değildi doğrusu…



   Aradan aradan iki-üç hafta geçtikten sonra,koğuşa gardiyan geldi.



–Şeraffettin oğlu Hamdi,görüşmecin var,dedi…Sevindim,içimden “Arkadaşlar geldi galiba” diyerek ziyaretçi bölümüne geçmiştim ki…Aaa tam bir şok…Karşımda Başbakan otururuyordu…Saatine bakıp:



  -Fazla vaktim yok,bir an önce söyleyeceğimi söyleyeyim de rahatlayayım,dedi ve anlattı:


  -Gerek yazılarınızda,gerekse televizyon programlarınızda bizi eleştirmenize elbette sinirleniyoruz…Ancak şunu da itiraf edeyim;siz hiç değilse omurgalı ve dürüst insanlarsınız…İnançlarınızı,düşüncelerinizi çekinmeden dile getiriyor,yıllardır savunduğunuz çizgiden sapmıyorsunuz…Oysa dışarda öyle arkadaşlarınız var ki adam aslında bizden nefret eder ama lüks hayatını devam ettirebilmek için hayranımızmış numarası yapar…Ben hepsini biliyorum fakat konjektür gereği şimdilik ses çıkarmıyorum…Ziyaretimin nedeni senin gibi yiğitlerin hakkını vermek içindi…Bilmiş ol…



   Başbakan bunları söyledikten sonra süratle yerinden kalktı,”Hoşçakal” deyip el salladı…


   Siz bu kadar saçma bir rüyayı yorumlayabilir misiniz?



   YORUMU:Yorumlarız tabii…Anladığım kadarıyla sen yağcılıktan,yalakalıktan hoşlanmayan birisin Hamdi…Ne var ki bu özellikler Ortadoğu kültürünün en belirgin özellikleri arasında sayılıyor…Değişmesi için de kültür devrimi şart…


Yazarın Son Yazıları:
Rize’den Nuri’nin rüyası
Rüyaların İçinden Keçiören’den Hidayet’in rüyası;
Ankara’dan Ruhi’nin rüyası