Bir ordu için ağır beceriksizlik görüntüsü

Bir ordu için ağır beceriksizlik görüntüsü
8 Temmuz 2012 15:23

Suriye tarafından düşürülen uçağın bir haftadan fazla denizin derininde kalan iki pilotu toprağa verilirken düşündüm.

 
Pilotların kaybının verdiği üzüntüden ayrıca, o tabloda bir de…
 
Yaptığı eğer kendi kararı ile olsa, TSK’ya dünyanın en beceriksiz ordusu olma sıfatını hak ettirecek bir özellik vardı.
 
Bir uçağınızın çok seçme ve kolay yetişmeyen iki pilotun yönetiminde komşu hava sahasında düşmesine sebep olacak kadar aklınızın başınızdan uzak olma özelliği.
 
Çünkü bir ordu, ya bir ülke ile savaşta değilse, böyle bir sonuca yol açacak riskleri kolayca yönetir…
 
Veya, savaşta ise, bir uçağını bu kadar kolay avlanacak şekilde yollamaz.
 
TSK’nın stabil ve süreklilik arz eden bir devlet kurma başarısının önemini uluslararası yapılarda uzun yıllar yaptığım gözlemlerden dolayı zaten anlamış olsam da…
 
2005’e kadar zihnim Avrupa Birliği müzakereleri ile meşgulken, ancak mevcut Hükümetin mevcut derdinin başka şeyler olduğunu anladıktan ve zihnimi AB hizasından Türkiye’nin siyasal varlık ve varlığını nasıl sürdüreceği hizasına indirmem gerektiğini gördükten sonra Avrupa ordularının bazı kurum sözcüleri ile (mesela Avusturya ordu sözcüsü Schneider) konuşurken TSK’nın çok iyi bir ordu olduğunu ve Avrupa’da saygı gördüğünü söylemeleri de mevcut Hükümet’in oynadığı şeyin aslında nasıl bir toplumsal temel olduğunun bir başka teyidiydi.
 
Bu beceriskzilik tablosunu TSK’ya atfetmiyorum o nedenle.
 
Bu tablonun sahibi olma hakkı her bir mikro zerresi ile mevcut Hükümetindir.
 
Ayrıca Genelkurmay’ın geçen hafta uçağın düşmesinde ait verdiği coğrafi ve teknik bilgileri okurken, bu akılsız olaydan dolayı hissettiklerini de gördüm satır aralarında.
 
“Heyhat ki, bu kadar beceriksizlik bizim adımızı taşıyor, biz hiç böyle birşey yapar mıydık” gibi bir hava taşıyordu satırlar.
 
Bir de…
 
Erdoğan’ın, pilotların cenaze törenindeki yüz ifadesine dikkat ettiniz mi?
 
Sorumluluğunun ve acul beceriksizliğinin halk tarafından anlaşılma ihtimalinden duyduğu iç tedirginliği görmek istiyorsanız tüm gazetelerde yer alan o fotoğrafa internetten bir daha bakın derim.
 
Neyse ki bir AB ülkesinde filan değil, Ortadoğu izbelesinde.
 
O kadar da tedirgin olmaya gerek yok canım! Relax in Rixos.
 
ESAD RÖPORTAJINDAN ÖĞRENDİKLERİM
 
Yazıya oturmadan önce bir gazetenin genel yayın yönetmeninin Esad röporatjına neden izin vermediği hakkında yazdığı açıklamayı okudum.
 
Suriye’de özgür basın ortamı yokmuş, röportaj Esad propagandasından başka işe yaramazmış.
 
Öncelikle…
 
Çok nacizane tavsiyem şudur ki, kendini savunabilmek için etkisiz açıklama yapmak karizmadan götürür, o nedenle bu tür “argümanlara” tenezzül etmeyiniz.
 
Bunun yerine, “Ben de çok isterdim gazetemde bu haberi ama yönettiğim gazetenin ekonomik güvenliğini düşünmek zorundaydım” demeniz veya hiçbirşey dememeniz yeterli.
 
Sonra…
 
Dolandırmaya gerek yok; Utku Çakırözer kimsenin propagandasını yapmadı, sadece çok somut bir gazetecilik yaptı.
 
Soru sordu, cevap aldı, yazdı.
 
Bu kadar, gazetecilik de zaten budur temeliyle.
 
Bir olayın kişileri, faktörleri vs. hakkında kamuoyuna resim çekmek, yansıtmak, kamuoyunda hiç duyulmamışları ,bilinmeyenleri söyletip, yazmak.
 
İşte ben de, mesela, bu röportajdan bilmediğim bazı şeyleri…
 
Örneğin mevcut Hükümetin TSK ile Suriye ordusu arasındaki tüm münasebetleri kestiğini öğrendim.
 
Davutoğlu’nun Esad’ın bu sözlerini yalanlamadığını, tam tersine, “Ya, ne yapacaktık, TSK ile tüm ilişkilerini tabii ki kesecektik” mealli sözlerini söylediğini görmeme de bu röportaj vesile oldu.
 
Ve…
 
Dünyanın tüm ülkelerinde, o ülke ordusunun komşu ordu ile münasebetsizliği total ve nitelikli bir güvenlik riskidir.
 
İşte, mevcut hükümetin ego ihtiraslarını bu riskin önüne geçirdiğini itiraf ettiğini de bu röportajdan sonra gördüm.
 
Başka şeyler de gördüm, bunları bu hafta gündem imkan verdiği ölçüde yazacağım.
 
Şu anda bir de, beklenen, umulan pazartesi tahliyeleri var. (İlker Başbuğ, Haberal, Balbay ve diğerleri)
 
Ki, o tahliyelerin olup olmaması da bize mevcut Hükümetin yakın dönem planları hakkında önemli bir bilgi, verecek.
 
Devam etmek üzere.


Yazarın Son Yazıları:
Rüzgar yeniden kırmızı ve toprak esiyor
Köfteden de gitti birkaç puan
İstanbul’a alındı gözüyle bakabiliriz