Bir gezi direnişçisinden Başbakan'a mektup:'Seni işte bu yüzden sevmiyorum başbakan'

Bir gezi direnişçisinden Başbakan'a mektup:'Seni işte bu yüzden sevmiyorum başbakan'
30 Temmuz 2013 21:20

Bir Gezi eylemcisinin Başbakan Erdoğan’a yazdığı mektup sosyal medyada fenomen oldu.

Başbakan Erdoğan’ın dilinden düşürmediği Gezi eylemcilerinden biri, Ekşi Sözlük’te “limon kimyon zorro” adlı nick’le Başbakan’a açık mektup yazdı.

Mektupta kendisinin nasıl biri olduğundan bahseden eylemci, Erdoğan’ın yönelttiği suçlamalara da tek tek cevap verdi.

İşte sosyal medyada paylaşım rekoru kıran o mektup:

“Merhaba Başbakan,

Her şeyden önce belirtmek istiyorum ki az sonra yazacaklarım tamamen
şahsi düşüncelerim olup, kesinlikle provokasyon yahut yanlış
bilgilendirme amacı taşımamaktadır. Kırk saattir uyumuyor olmama rağmen
demin başımı yastığa koyduğumda içim içimi yedi, kapadığım bilgisayarı
yeniden açtım ve şu an okuduğun bu satırları yazmaya başladım. Zira
uyuyamıyorum. Uykum öyle bir kaçtı ki gözümü her kapadığımda damarlarıma
adrenalin pompalanıyor, yüreğim sıkışıyor. Yemek yemeyi zaten unuttum,
iştahım sıfırlandı.

Neden böyle hissettiğime gelmeden önce biraz kendimden bahsedeceğim.
Ben bu ülkede doğmuş, bu ülkede yaşayan, bir işi olan, vergi ödeyen
sıradan bir vatandaşım. Sokakta beni görsen hiç garipsemezsin, göze
batmam. Çapulculuğum görüntümden anlaşılmayacak kadar sinsidir.

Öte yandan bilgiye erişim imkânları olan bir ortamda büyüdüğüm için
kendimi hep şanslı hissetmişimdir. Aydın, eğitimli bir ailede zorluklar
içinde ama sorgulayarak büyüdüm. Şu yaşıma kadar edindiğim tüm bilgiyi
bir kenara koyarsak pratikte meziyet olarak sahip olduğumu
söyleyebileceğim tek şey de bu her haltın dibini kazıma arzumdur
herhalde. Empati kültürü ile yoğrulduğunda bu meziyet insanda
rahatsızlık verecek bir adalet arzusu yaratıyor. Bir haksızlıkla
karşılaştığımda akıl almayacak derecede huzursuz oluyorum.

Ancak benim kuşağıma bir önceki kuşağın yaşadığı kanlı politik
dönemin mirası olarak apolitize olmayı bir gerek olarak
aşıladıklarından, herhangi bir konuda karşıt görüşe sahip olsam bile
bunu dışarı çıkartmamanın doğru olduğunu düşünmeme neden olacak şekilde
büyüdüm. Bunu bir nezaketmiş gibi bize öğreten ailelerimiz, bizi
yıllarca sürecek bir suskunluğa iteceklerini bilselerdi bence bunu
yapmazlardı ama nasıl dönemlerden geçtiklerine bakınca uzun vadeli
düşünememelerini mazur görüyorum.

BİZİ DİNSİZ, MARJİNAL, ALKOLİK, KAYIP BİR GENÇLİK SANDIN

Tüm bunların ışığında senin beni yanlış değerlendirdiğini
düşünüyorum. Sen sanıyorsun ki biz belirli ideolojik odakların
kışkırtmaları sonucu harekete geçmiş marjinal alkolik dinsiz kayıp bir
gençliğiz. Oysa anlayamadığın şu ki biz birilerinin kışkırtmaları sonucu
harekete geçmemek üzere öyle bir güdümlendik ki haklı da olsak
konuşamayacak hale geldik. Ben bizatihi kendi kuşağıma baktığımda
götümüzden donumuzu alsalar ses etmeyecek kadar pasifize olduğumuzu
düşünmeye başlamıştım son bir haftaya kadar.

Dile kolay 10 yıldır senin yönettiğin bir ülkede yaşıyoruz ve ilk kez
böylesi güçlü protesto ediyoruz seni. Yaşananları düşününce gerçekten
akıl durduracak kadar uzun bir süre susmak için. Bu 10 yılda yapılan
yolsuzlukları, adaletsizlikleri, halkını hakir gören yönetimi, alaycı
tavrı, yandaşlara ve akrabaya uygulanan pozitif ayrımcılığı, sayılarla
oynanılarak yapılan sahte zenginleşmeyi gördük ama ses çıkarmadık. Madem
bu kadar samimi gidiyoruz örnekler de vermek isterim;

(Mektubun bu kısmında ekşi sözlükte, çeşitli tarihlerde açılan başlıklar sıralandı.)

(bkz: kuvvetler ayrılığı önümüze engel oluyor)

(bkz: başbakan sensin ister asar ister kesersin)

(bkz: düşünmezsen kürt sorunu yoktur)

(bkz: amanosları temizleyin)

(bkz: rum ve ermenilerle milli olamazdık)

(bkz: 100 bin ermeniye hadi evinize deriz)

(bkz: ittihat ve terakki zihniyeti sürüyor)

(bkz: benim ecdadım soykırım yapmaz)

(bkz: ığdır’ı da aldılar ermenistan sınırına dayandılar)

(bkz: devletime karşı geleni vurmaktan hoşlanacağım)

(bkz: din birleştirici bir çimentodur)

(bkz: müslüman soykırım yapmaz)

(bkz: darfur’da soykırım yok)

(bkz: askerlerin kurtulmasına sevinemedim)

(bkz: kriz bizi inşallah teğet geçecek)

(bkz: işkence konusunda hamdolsun ülkemizde sorun yoktur)

(bkz: türkiye’de ücretler son derece iyi)

(bkz: türkiye’de işsizlik olduğuna inanmıyorum)

(bkz: 700 tl işçiler için nimettir)

(bkz: onlar zam değil vergi)

(bkz: gücü olan doğalgazı kullanacak)

(bkz: çok okuyan arkadaşlar şimdi sefilleri oynuyorlar)

(bkz: burası sakatatçı değil kardeşim)

(bkz: ananı da al git buradan)

(bkz: o kadar parayı ne yapacaksınız dangozlar)

(bkz: bir takım çevreci tipler)

(bkz: ben çevrecilerin daniskasıyım)

(bkz: allianoi diye bir yer yoktur)

(bkz: eşcinseller yok demiyoruz bu vaka var)

(bkz: batı’nın ahlaksızlığını aldık)

(bkz: her türlü kötü alışkanlık gençliğimizde var)

(bkz: izmir’in akp’yi seçerek gavurluktan kurtulması)

(bkz: evlilik dışı çocuk yapmak anayasa’ya aykırı)

(bkz: demokratikleşme için güneydoğu’dan ikinci eş almak)

(bkz: türk kadını evinin süsüdür)

(bkz: kadınlar iş aradığı için işsizlik yüksek)

(bkz: ben zaten kadın erkek eşitliğine inanmıyorum)

(bkz: avrupalıların %27’si gayrimeşrudur)

(bkz: avrupalı ne çocuğu olduğunu iyi bilir)

(bkz: kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacaktır)

(bkz: benim çocuk muhbirlerim var)

(bkz: sel riski varsa üst kattaki komşunuzda kalın)

(bkz: ankaralılar tatile çıksın)

(bkz: şerefim üzerine yemin ederim su temiz)

(bkz: eymir gölü’nü alacağız)

(bkz: ya bırak sen şimdi ankara halkını)

(bkz: ölmek madencilerin kaderinde var)

(bkz: madenciler güzel öldüler)

(bkz: yatıyoruz tuzla kalkıyoruz tuzla)

(bkz: treni ben mi kullandım)

(bkz: şişli ile şemdinli aynı imkanlara sahip)

(bkz: başbakanımız bizim için ikinci peygamber gibidir)

(bkz: başbakan uçurumdan atlarsa biz de atlarız)

(bkz: şeyini şey ettiğimin şeyi)

(bkz: lenin’i ölü olarak görmek çok güzel)

(bkz: karl marx’ı tarihten sileceğiz)

(bkz: umarım japonlar da bir gün hak dinine girerler)

(bkz: hocaefendi her zaman olduğu gibi doğruyu söylüyor)

(bkz: dindar cumhurbaşkanı seçeceğiz)

(bkz: islam dünyasına hayırlı olsun)

(bkz: bedava kömür alamayan ormanı keser elektriği çalar)

(bkz: işçi greve çıkarsa devlet tasarruf eder)

(bkz: tcdd’yi kapatsak 3 trilyon tasarruf ederiz)

(bkz: sümerbank’ı bitirdik yakında tarihten silinir)

(bkz: limitsiz kullanıcının bağlantıyı suistimal etmesi)

(bkz: babalar gibi satarız)

(bkz: erdemir pislik içinde satalım)

(bkz: turşu nihayetinde yenmek içindir)

(bkz: tekel işçileri eyleminde pkk’nın da parmağı var)

(bkz: bol keseden maaş verme dönemi bitti)

(bkz: hatamız tekel işçilerine merhamet etmek)

(bkz: ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar)

(bkz: dinlenmek istemiyorsanız konuşmayın)

(bkz: ne işimiz var elalemin sitesinde)

(bkz: sosyalizmin iphone’u olmaz)

(bkz: iktidar biziz krediyi kimden alacaksın)

(bkz: hükümetle zıtlaşan belediye iş yapamaz)

SABRETTİĞİMİZİ HİÇ ANLAYAMADIN MI

Tüm bunları dinleyip susarken bizlerin olaylardan habersiz hakir
görülecek zekada insanlar olduğumuzu mu düşünüyordun merak ediyorum.
bizim içten içe aptal yerine koyulduğumuzun farkında olduğumuz ancak
sabrettiğimiz hiç aklına gelmedi mi. nasıl bir halk tüm bu laflar
söylenirken boyun büküp eyvallah diyerek hayatına devam edebilir. bu
söylenenleri sindirebilecek insanları yönetmek gerçekten bir meziyet
midir? Anlayamıyorum.

Vatandaşa “bir takla at da görelim” diyen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’i görmedik mi sanıyorsun. Görüp de sindirebildiğimizi mi sanıyorsun başbakan. “gözlerin görmüyor ama sana iş vermişiz” diyen sağlık bakanı Recep Akdağ’ı duymadık mı başbakan. Devletin denetleme görevini hiçe sayan “ölmek madencilerin kaderinde var” lafını işitmedi mi bu kulaklar sanıyorsun. Gümrük ve ticaret bakanı hayati yazıcı, işten çıkarılan işçiye, “ben senden, ’17 ay çalıştım, çok teşekkür ederim. Emeğimin karşılığını aldım’ demeni beklerdim” dediğinde o bakan adına utanmadık mı sence.

Bizi bu kadar koyun mu belledin gerçekten. Bak ben bunları yazarken
bile bileniyorum sana karşı yemin ederim. Yıllardır bu olaylar
yaşanırken içime attığım tüm o aşağılanmışlık hissi kulaklarımı yakıyor.
Sizin karşınızda eğilip bükülen o emekçi insanları gördükçe tam da
suratınızın ortasına “haysiyetimizle oynamayın” diye bağırmak istedim yılarca anlıyor musun?

Tüm bunların ve daha nicelerinin yarattığı hissi bastıran tek şey bir
şey yapamayacağımıza olan artık içime kök salmış inançtı. Bu koskoca
sistemde bizler ne yapabilirdik ki değil mi? Üstelik azdık organize
değildik korkuyorduk.

ÇADIRLARI YAKINCA TÜM KORKULARIMI BİTİRDİN

Ama işte 30 mayıs perşembe sabahı sen o gezi parkındaki barışçıl
eylemi polis zorbalığı ile bastırıp çadırları yaktırdığında bendeki tüm
korkuları da bitirdin başbakan. İçimde biriken nefreti tutan barajı
dinamitledin gittin. O andan sonra seni temin ediyorum ne uyku
uyuyabildim ne yemek yiyebildim. Aynı gün kimseye haber vermeden,
kimseye de sormadan çıkıp taksime gittim. İçimden geçen tek şey bir tek
kişinin daha bu insanları tebaa gören zihniyet tarafından aşağılanmaması
için aktif rol almaktı. “yeter artık ne yapıyorsunuz lan siz!”
demek için gittim oraya. İşe bile haber vermedim taksime gidiyorum diye
nasıl yola çıktığımı sen düşün. O günden beri de her anımda aklımla
elimle kolumla ruhumla gezi parkındayım. Bedenim ayrılsa aklım orada
kalıyor. Oradaki insanların huzurlu olduğunu yurtdışı kaynaklı canlı
yayınlardan görmeden yatağa yatamıyorum.

Yani anlatmaya çalıştığım beni senden başka kimse kışkırtmadı
başbakan. Benim şu anki çapulcu, ayyaş, dinsiz halim tamamen kendi
densizliğimin ve senin 13 yılda yaptıklarının ürünüdür. Sorumluluğunu
alıyor ve yaptıklarımın arkasında bir birey olarak duruyorum.
Yaptıklarımı kimseye mal etme. O perşembe taksime kimse gelmemiş olsa
büyük ihtimal dayağımı yiyip gazı soluyup içeri tıkılacaktım. Gerçi
sonuncusu hariç hepsini yaşattın yine de hakkını yemeyeyim, tavrın
konusunda beni şaşırtmadığın için teşekkür ederim.

LEŞ GİBİYİN AMA ŞİKAYETÇİ DEĞİLİM

Kıyafetlerim leş gibi gaz kokuyor ayak bileklerimde ve ellerimde
yaralar var uykusuz aç ve yorgunum başbakan. Ancak şikayetçi değilim.
Hatta ilk defa kendimi özgür ve hafif hissediyorum. İçimde yıllardır
taşıdığım o fosseptiği sonunda bir yere kanalize edebildiğim için ve o
yerin doğru yer olduğunu bana yaptıklarınla gösterdiğin için arınmış
durumdayım.

Son olarak başbakan.

O alanlardaki herkesin benim gibi ayyaş çapulcu sapık dinsizler
olmadığını da belirtmek isterim. Aramızda öyle iyi insanlar var ki,
hatta o insanlar öyle çoklar ki alanda onları izlerken bile
gururlanıyorum. Alanın dört köşesine hayvanlar için su ve yemek bırakan,
hastaları tedavi eden, oturdukları yerden bağıra bağıra şiir okuyan,
şarkı söyleyen, halay çeken o insanlar düşman olmak için fazla iyiler
gibi geliyor bana.

Üstelik istedikleri de öyle atla deve değil;

1) taksim gezi parkını rant uğruna yok etme başbakan

2) insanları hakir görüp rencide edici şekilde konuşma başbakan

3) ifade özgürlüğünün önündeki engelleri kaldır başbakan

4) kişisel hak ve özgürlüklerin önündeki engelleri kaldır başbakan

5) sandığın demokrasinin bitip diktatörlüğün başladığı yer olmadığını anla başbakan.

6) sermaye odaklı politikaları hizmet adı altında yürütme başbakan.

SENİ SEVMİYORUM

Bunları yapmayacaksan da istifa et. Halk, hak ettiği şekilde halka
hizmet için o mevkiyi dolduracak yeni bir insan seçsin. Hep söylediğin o
halk hizmetkarlığı sadece lafta kalmasa iş bu noktaya asla gelmezdi
bilmelisin.

Şimdi ben biraz yatıp uyuyacağım sonra yeniden parktaki
arkadaşlarımla direnişe devam edeceğim. 5 gündür yaptığın gibi polisler
yoluyla canımıza kast etmeye devam edeceğini bile bile bunu yapacağım
hem de. Dediğim gibi korku bitti artık oyun zamanı.

Sağlıcakla kal başbakan.

Seni sevmiyorum.”