Baykal neden tavır koymuyor?

Baykal neden tavır koymuyor?
28 Eylül 2012 09:34

Aydınlık Gazetesi yazarı Kurtul Altuğ Deniz Baykal ve Önder Sav’a sitem dolu bir yazı kaleme aldı… İşte o satırlar:

Bu ülkede akıllara durgunluk veren olaylar gelişmekte.
Her gün şehit vermeyi olağan sayan bir devlet görüşüne katlanıyoruz.
Bu nasıl bir ülkedir ki, sahibi yoktur. Kurtarıcı hala çıkmamaktadır?

Ne oldu bizlere? “Çılgın Türkler nerede?”

Onur Öymen durumu anlatıyor: Bakın neler oluyor:

“Terör Tunceli’de gene can aldı. 6 askerimizle bir sivil vatandaşımız şehit oldu.
Böyle dönemlerde siyasetçilerin ve basının birlik içinde en etkili mücadele yollannı tartışması beklenirken hem iktidar hem de muhalefetten çok kaygı verici sesler çıkıyor.
Adalet Bakanı ‘Kürt meselesinin çözüm sürecine Öcalan da katılmalı’ demiş.
Ana muhalefet partisi Genel Başkan Yardımcısı Meclis’te bütün partilerin katılacağı bir şeffaf masa kurulmasını önermiş, bir CHP milletvekili BDP’lilerin PKK’lılarla kucaklaşmasını doğal karşılamış, benzeri durumda kendisinin de aynı şeyi yapacağını söylemiş.

Gözü ülke liderliğinde olan bir ilçe Belediye Başkanı Türkiye’ye ABD’deki gibi federal bir sistem önermiş.
Bazıları ana muhalefet liderine Tony Blair’in “Bir yolculuk” kitabında IRA meselesinin çözümü için neler yaptığını anlatan bölümü okumasını tavsiye etmiş.
(O kitapta da görüleceği gibi Kuzey îrlanda’daki durumla Kürt meselesinin hiçbir benzerliği yok.
Onların çözümün ana unsuru da 10 Nisan 1998’de ingiltere’yle İrlanda Cumhuriyeti arasında imzalanan Belfast antlaşması.
Bu antlaşmanın birinci maddesinde, Kuzey İrlanda halkının çoğunluğu isterse bu bölgenin İngiltere’den aynlıp İrlanda’ya katılması öngörülüyor.)
Türkiye’ye böyle örnekler gösterenlerin aklına şaşmak lazım.”

Kimler susuyor, kimler konuşuyor?

Bu ülkenin bir avuç aydını ve siyasetçisi çare için formülün demokratik yolunu çizecek harita ellerinde kent, kent, köy, köy, kasaba,kasaba koşuyorlar.
Anayasanın temel ilkesini birlikteliğin sağlanmasıyla, bu badireden kurtulmanın yollarını öneriyorlar. Konuşuyorlar, konuşuyorlar…
Ama birileri var ki ya susmaktalar, ya da dişe dokunur söz söylemekten korkuyorlar!

Bir zamanlar Ecevit’e, Erdal İnönü’ye kafa tutan ve haklı demokratik bir davanın öncülüğünü yaparak partisinin başına geçen Deniz Baykal konuşmuyor.
Konuşsa da Onur Oymen in söylediklerini açıkça söyleyemiyor.

Tüm bu siyaseti alternatifsiz ehil olmayan ellere bırakan Önder Sav; sanki yer yarılmış yerin dibine girmiş. Sesi soluğu yok.

Neden korkuyorlar?

88 yaşındaki Süleyman Demirel hasta halinde konuşuyor da, bunlar susuyor.

Baykal çıkıp diyemiyor ki: “Kemal Bey, Kemal Bey kendine gel. Bu parti senin babanın malı değil.
Partiyi parçalamak üzeresin. Buna izin vermem…”

Doğu Perinçek zindandan konuşuyor ve çağrıda bulunuyor: ‘ Cumhuriyette ve Atatürk’te birleşelim” diyor da, Baykal konuşamıyor.
Hüsamettin Cindoruk yurdun her yerinde konuşuyor ve Atatürk ilkelerini Anayasa’nın değişmezi ilan ediyor da, Baykal ve Sav sağır ve dilsiz!
Ya korkuyorlar, ya bir akıl almaz aymazlık içindeler.

40 yıldır tanıdığım Baykal konuşmuyor, en azından “Cumhuriyette ve Atatürk’te birleşelim.” diyen bu insanların önüne geçmek varken, Antalya’nın denizinde yüzmeyi yeğliyor.
Baykal ille kapıya dayansın kendisine “Hata ettik, kıymetini bilemedik!” diye özürler mi bekliyor?
Parti bölünecek kuşkusunu kendisine özür beyanı olarak mı kabul etmiş?

Ya o bir zamanlann kudretli ve örgüte egemen ak saçlı Önder Sav’ı? Neredesiniz; neden korkuyorsunuz?
Bilin ki tarihi bir sınavdan geçiyorsunuz.
Bu sınavda kaldınız mı, inanın ki sizi tarih pek de iyi yazmayacak.
Atatürk için yıllarca savunduğunuz ilkeler için, İsmet Paşa için meydanlara çıkın, düşün halkın önüne, ya da hiç değilse Cumhuriyet Anayasasını koruyanlara şemsiye olun.
Bunu sade bir yurttaş olarak sizden isteme hakkımı ilk ve son kez kullanıyorum.