Başkanın dini başbakanın dini

Başkanın dini başbakanın dini
15 Nisan 2014 09:25

Yerel Seçimlerde hile hurda ile elde edilen başarı AKP hükümetinin ileri demokrasi heveslerini artırdı. Sayıştay’ı devre dışı bırakan hükümet şimdi Anayasa Mahkemesini halletmeyi kafaya koydu. Yetmedi MİT yasasında yapılmak istenen değişiklikle bütün toplum zap-ü rap altına alınmaya çalışılıyor.

 

Hilmi SARAL H&H YORUM

 

Seçimlerden hemen sonra Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale Saraç türban takıp hidayete erdi. O onun sorunu. Ondan daha samimi inançlı kadınlar vardı ki onlardan birisi; Nurten Ertuğrul zaten türbanlı idi ve türbanı ile Bingöl’de AKP’den Belediye Meclis Üyeliğine başvurdu ve birinci sıradan aday olarak seçimi kazandı. Seçim kampanyası sırasında seçimi kazanmak için işe yarayan türbanı seçimden sonra başına bela oldu. Zira Bingöl Belediye Başkanı AKP’li Yücel Barakazi, Nurten Eğtuğrul’un “kadın olduğu” için belediye başkan vekilliğine seçilmesini “Dinen ve örfen uygun bulmamıştı”. Ertuğrul bunun üzerine partisinden istifa etti.

 

AKP’li belediye başkanı bir kadının dinen ve örfen başkan vekili seçilmesini uygun bulmuyor ama AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan kadınlardan bakan ve belediye başkanları atıyor. Hatta bunlardan birisi eski bakan ve şimdi Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin var. Üstelik de saçı açık.

 

Durum böyle olunca insanın aklına çeşitli sorular geliyor:

Fatma Şahin’den hem bakan hem büyükşehir belediyesi başkanı oluyor da Nurten Ertuğrul’dan neden başkan vekili olmuyor?

İnançlı kadınlardan yönetici olmaz ama inançsızlardan olur mu?

Nurten Ertuğrul başı kapalı olduğu için inaçlı, Fatma Şahin başı açık olduğu için inaçsız olarak mı değerlendiriliyor.

Ne ilgisi var, insanın inançlı olup olmadığı başının açık ya da kapalı olmasıyla ölçülmez mi?

Bu konuda AKP’li Bingöl Belediye Başkanı Yücel Barakazi ile Başbakan Erdoğan’ın dinleri ve din anlayışları aynı değil mi?

AKP’li yetkililerin bu konu ile ilgili olarak Barakazi’yi değil de Ertuğrul’u eleştirmeleri “Kadınların yöneticilik yapmaları dinen ve örfen uygun değildir” anlayışını benimsediklerini göstermez mi?

Nurten Ertuğrul’un tepkisini eleştiren AKP’li yetkililerin din anlayışları Barakazi’ye mi yakın yoksa Erdoğan’a mı?

Kadının karnından sipayı, sırtından sopayı eksik etmeyeceksin anlayışının egemen olduğu siyasi iradenin yönettiği ülkemizde hemen her gün bir kadının cinayete kurban gitmesi tesadüf müdür? Kadın cinayetlerindeki son yıllardaki artışın siyasi irade ile ilgisinin olmadığı söylenebilir mi?

Yıllardır “başörtüsüne özgürlük” diye mücadele eden kadınlar, bu olay sayesinde başörtüsüne sağlanan özgürlüğün kendilerinin esaretine neden olacağını yaşayarak öğrenirler mi?

Özgürlükler sağlık gibidir, değeri kaybedilince anlaşılır. İleri demokrasiyi normal demokrasi rayına oturtacak olanlar hakları elinden alınan kadınlar olacaktır.