Basın yakın vadede ne kadar daha teslim olur?

Basın yakın vadede ne kadar daha teslim olur?
27 Temmuz 2012 01:16

Vatan Başyazarı Güngör Mengi dünkü yazısında özgürlüğünden vazgeçmeyen medya vurgusu yapıyor.

Elbette, Vatan ve Milliyet’in değişen yönetiminin yakın vadede yayın politikası farklılığı yapması çok muhtemel ve Güngör Mengi’nin de bunu düşünmesi çok makul.
 
Devam etmeden önce Mengi’nin yazısının o bölümünü alıntılamak istiyorum.
 

Kitle partisi olmanın kurnazlığı ile (Hükümet partisi kastediliyor) başarıya ulaşıp ideolojik bir partinin oldu bittilerine heveslenmekten mutlaka sakınmak…
 
Bu tehlikeye karşı kamuoyu güvencedir ama yeterli güvence olmayacağı dönemler gelebilir. Onu anladığımızda vakit geçmiş olabilir. Çoğunluğu ardında sürüklemenin marifetini keşfetmiş bir iktidar, kendi için de ülke için de risktir. Güvence halka gündem oluşturan yaratıcı bir siyasi muhalefettir. Ve özgürlüğünden vazgeçmeyen medya!”
 
Mengi’nin, “Özgürlüğünden vazgeçmeyen medya” sözünün patronlara yönelik olduğu belli.
 
İşte bu kapsamda ama eğer seçim dengeleri daha da kötüleşirse söz konusu medya patronlarının özgürlüğünden vazgeçmeyen basın tavrını tercih etmeyeceğini düşünüyorum.
 
Bunun her türlü emaresi var.
 
Milliyet Grubu’nu alan Demirören Akif Beki’yi tercih ederek Hükümet’e ilk mesajını vermiş oldu. (Akif Beki olayında başka yönler de var ama o başka bir yazının konusu olsun)
 
Henüz Milliyet’in yayın politikasında göze çarpan bir fark yok ama bu zamanla değişme eğilimine girebilir.
 
Şimdi burda şöyle önemli bir husus var.
 
Hükümet orta laik sınıfa, günlük gazete alan şehirli sınıfa ulaşmada büyük kitlesel gazetelere çok önem veriyor.
 
Kendi yandaş basını var ama Türkiye’de orta sınıflar/ideolojik takıntısı olmayan şehirli sınıflar vs. o yandaş basını okumuyor.
 
Dolayısıyla Hükümet bu sınıflara kendi yandaş basını ile temas edemiyor.
 
Bunun için Habertürk, Hürriyet, Akşam, Milliyer vs. gibi klasik merkez basın alanından gelen gazetelere bakıyor.
 
Dikkat ederseniz, örneğin Sağlık Bakanı Akdağ sık sık Habertürk ve Akşam’a vs. röportaj vererek alkol yasağı düşünmediklerinden, alkole sadece bir sağlık riski olarak baktıklarından tutun da kürtaj vs. konusunda laik orta sınıfda Hükümet’e güven oluşturacak mesajlar veriyor.
 
Dolaıyısıyla da Hükümet mensupları bu gazetelerde çalışan gazetecileri onore ediyor ve onlarla ilişkilerini iyi tutmaya çalışıyor.
 
Ömer Çelik, mesela, Hükümet’in bu alandaki “uzman”larından.
 
Hükümet bu laik orta sınıf gazetelerine doğrudan müdahalelerde bulunmasa da…
 
Gazetelerin başındaki patronlara “hangi sınırlar içinde kalırlarsa başları Hükümet cephesinde sıkışmaz” olacağı hissettiriliyor.
 
Dolaylı ifadeler de zaten kulakları çok duyarlı olan patronlar için yeterli oluyor.
 
Hemen hepsi de zaten Hükümet’i rahatsız etmeyecek bir yayın politikası uyguluyor.
 
Hemen hepsi Hükümet’i rahatsız edecek çoğu haberden kaçınıyor.
 
Bu patronların çoğu siyasi havayı sürekli olarak koklamaya çalışıyor ve hemen hepsinin ortak görüşü AKP’nin daha uzun süre iktidarda kalacağı yönünde.
 
Hesaplarını işte bu tespite göre yapıyorlar.
 
Ve, eğer siyasal dengelerde bir oynama olmazsa bu gazetelerin hemen hiçbiri özgürlüğünden vazgeçmeyen medya olmaz.


Yazarın Son Yazıları:
Bozdoğan Kemeri sessiz bir tanıktır
Demek ki bir değişiklik yok
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor