Merkez Bankası Başkanı Başçı, yıl sonunda hem fiyat, hem finansal istikrar açısından olumlu sonuçlar alınacağını söyledi. Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, 2010 yılının sonlarından itibaren uygulanan esnek para politikası, BDDK’nın önlemleri ve mali disiplinin korunmasının TCMB’nin elini güçlendiğini, bu yılın sonunda da hem fiyat istikrarı hem de finansal istikrar açısından olumlu sonuçlar alınacağını söyledi.

Finansal ve makroekonomik istikrar konulu konferansın açılış konuşmasında Başçı, “Küresel finansal kriz sonrası gelişmiş ülkelerin uyguladığı para, maliye ve finansal sektör politikaları, makroekonomik temelleri sağlam olan dışa açık gelişmekte olan ülkelerde dahi finansal istikrarsızlık ihtimalini doğurmuştur” diyerek, şöyle devam etti:

“TCMB de bu risk unsurunu göz önünde bulundurarak esnek bir para politikası çerçevesiyle hem fiyat istikrarını hem de finansal istikrarı gözetmiş ve bu yolla sürdürülebilir büyümeye katkı sağlamıştır. 2010 yılının sonlarından itibaren uygulanan esnek para politikasının yanı sıra BDDK’nın yerinde önlemleri ve mali disiplinin korunması, TCMB’nin elini güçlendirmiştir. İçinde bulunduğumuz 2012 yılının sonunda da hem fiyat istikrarı hem de finansal istikrar açısından olumlu sonuçlar alınacaktır.” İSTİKRAR İÇİN YENİ POLİTİKA VE ARAÇLAR GEREKEBİLİR
Sürdürülebilir büyüme, düşük enflasyon, istikrarlı bir istihdam artışı, düşük işsizlik ve dengeli bir kamu maliyesinin makroekonomik istikrarın temel unsurlarından olduğunu söyleyen Başçı, finansal istikrarın 2008-2009 küresel krizine kadar arka plana atılmış olduğunu vurgulayarak, “Krizle beraber finansal sektörün de önemine vurgu artmış, bu sektördeki bir istikrarsızlığın reel sektöre sıçramasının ağır bedellere yol açacağı iyi anlaşılmıştır. Bu nedenle önümüzdeki dönemde, makroekonomik istikrar ve finansal istikrarın birlikte yürütülebilmesi politika yapıcılar açısından zorlu bir görev olarak karşımızda durmaktadır. Bu iki istikrar hedefinin tutturulabilmesi için yeni politika araçları ve yeni politikalar geliştirmek gerekebilmektedir” dedi.

Makroekonomik istikrarın sağlanmasının toplumun refah seviyesinin korunması açısından büyük önem arz ettiğini vurgulayan Başçı, finansal istikrarın ise temelde, ekonomideki kaynakların tasarruf edenlerden üretim yapanlara etkin bir şekilde aktarılmasını sağlaması açısından önemli olduğunu, etkin çalışan bir finansal sistemin, risklerin dengeli dağılımına yol açacağını ve ekonominin şoklara duyarlılığını azaltacağını ifade etti.

Başçı, aksi takdirde ise finansal krizlerle birlikte reel kesimde üretimin sekteye uğrayacağını ve büyük refah kayıpları yaşanacağını, böylece finansal sektördeki istikrarsızlığın makroekonomik istikrarı tehlikeye atacağını söyledi.

Yakınsama süreci sırasında gelişmekte olan ülkelerde hızlı bir finansal derinleşme yaşandığını, küresel finansal piyasalar ile bir bütünleşmenin gerçekleştiğini ve finansal işlemlerin ekonomik hayatın her alanında vazgeçilmez bir unsur haline geldiğini söyleyen Başçı, “Bu sürecin iyi yönetilebilmesi ve finansal sektörden kaynaklanabilecek risklerin öngörülerek ekonomi üzerindeki etkilerinin kontrol altında tutulması ekonominin genel sağlığı açısından önem taşımaktadır” dedi.