Bakın iş nereye gidiyor

Bakın iş nereye gidiyor
27 Şubat 2013 00:05

Alt alta toplayalım.

 

Safile USUL H&H YORUM

1-BDP Eşbaşkanı Demirtaş grup toplantısında, Türkler ve Kürtler anlamında, “Biz etle tırnak falan değiliz.” dedi.
 
“Biz onurlu iki eşit halk olacağız.” diye de açıkladı sözünün manasını.
 
Demirtaş BDP içinde Öcalan’a mesafeli kesimden, yani Öcalan’ı devlet elinde ne yaptığını bilmeyen, artık aklı da tam yerinde olmayan tutsak olarak gören PKK’lı kesime yakın, bunu birçok ifadesinden görmek mümkün.
 
2-Zaten PKK’ya yakın tüm internet siteleri yazıyor ama bizim büyük basına da akseden bir haberden verelim örneği… PKK’nın önemli isimlerinden Duran Kalkan AKP’yi açıkça tehdit ediyor. Şu sözlerle…
 
“AKP, Amerika ile çok daha fazla işbirliği yapar, Suriye üzerinde de işbirliğine ulaşır, gerekli teknik ve ekonomik siyasi desteği alarak tüm askeri imkanları harekete geçirirsem, tekniğe dayalı keşif istihbarata dayalı, biraz da özel eğitilmiş paralı güce dayalı operasyonlarla daha önceki hükümetlerin şiddetle savaş yoluyla PKK’yi, özgürlük hareketini marjinal kılabilir veya imha ve tasfiye edebilirim planı yaptı.”
 
“Gerillaya katılım artıyor. Gerillanın öfkesi, vuruş gücü artıyor. PKK’nin kitle desteği artıyor. Uluslararası desteği artıyor.”
 
“Akıl alır şey değil, geri çekil diyor. “Giderlerse onlara bir şey demeyeceğim” diyor. Gitmezlerse de bir şey diyemiyorsun zaten!”

 
Bu kadar alıntı yeter.
 
Bakın şimdi, aslında sözler çok açık da…
 
Ben yine de, şu anda Hükümet’in ve onun ağzının içine bakan ayran budalası birçok kişinin çözüm süreci, barış süreci dedikleri olay nereye doğru gidiyor, onun özet bir tablosunu sunayım…
 
-Daha, önceki gün Suriye Dışişleri Bakanı, BM’ye Türkiye hakkında bir delil dosyası sunacaklarını ve dosyada Türkiye’nin muhalif güçlere sunduğu silah yardımının belgelendiğini söyledi.
 
PKK yöneticisi de, “Uluslararası desteğimiz arttı” derken havadan konuşuyor değil, yani, Suriye de artık PKK yoluyla intikam peşinde.
 
Sırf Suriye olsa yine iyi, siz Rusya’nın da Suriye olayına mukabil PKK’yı kullanmayacağını düşünmüyorsunuz herhalde, di mi?
 
PKK’nın sırtı bundan 1 sene öncesine karşı bugün çok daha kalın.
 
-Televizyonlarda barış süreci vs. diye bu olağanüstü aptal kandırmaca oyununa alet olanlar, sizde hiç bu tabloyu azcık olsun görecek kadar bir gazeteci gözü yok mu?
 
Erdoğan bile pazartesi günü uçakla yine biryerden dönerken BDP’nin İmralı ziyareti hakkında hiç ciddiye alıcı konuşmazken ve bu olayı sadece seçime yönelik bir psikolojik iletişim aracı olarak kullanırken ve de bu yöntemin tehlikeleri bu kadar aleni belliyken sizde hiç akıl yok mu Allah aşkına?
 
PKK’nın mart ayına veya bilmemne ayına kadar silahlı güçlerini Türkiye dışına çekmeyeceği, Erdoğan’ın da bunu gayet iyi bildiği halde imralı çözüm süreci diye bir aptal kandırmaca oynadığı bu kadar mı anlaşılmaz bir durum sizler için?
 
Hükümet’in PKK konusunda tek güvence olarak TSK’yı gördüğünü de mi anlamıyorsunuz?
 
Bir yandan ortalığı karıştırıp, bela katsayısını artırırken, öte yandan Necdet Özel ve diğer komutanlara, “Hadi, çözüm bul” diyor, bunu da mı hiç anlamıyorsunuz?
 
Ne yapayım, en aptalının bile göreceği zaman yakındır, siz de o zaman görürsünüz.
 
DER SPİEGEL DE GEVŞETMİŞ OLAYI
 

Alman Der Spiegel aslında diline çok dikkat eden bir gazetedir ama artık onlar da tamamen yaymış konu Erdoğan olunca.
 
Bir kısmı bizim basına hali hazırda yansıdı ama asıl bazı cümleler var ki, onları kimse almamış.
 
Der Spiegel Merkel’in Türkiye ziyaretine dair yayınladığı makalade şöyle diyor…
 
“Erdoğan hesaplanması zor birisi. Bazen karşısındakini öyle bir tepeden azarlıyor ve fırçalıyor ki, agresif bir despot haline geliyor.”
 
Der Spiegel’in makalesinin bir yerinde de şöyle bir cümle var…
 
“Ankara’nın sıfır problem komşu politikası artık “sıfır komşu” haline geldi. Erdoğan’ın ister Suriye olsun, ister Irak, çevresinde dalaşmadığı kimse kalmadı.”
 
Erdoğan bunları tercümelerinden okuyup, okuyup ardından da Kılıçdaroğlu’na saldırıyor bence.
 
Bugünkü grup toplantısında yine acaip bir belgeyle gelmişti ki, kafasına vuran birşeyler vardı muhakkak, belki de hakkında yabancı basında yazılanlardan bir demet okumuştu.
 
Baktı ne yapsın, aldı eline bir kafatası dergisi, koştu gruba, ki, Kılıçdaroğlu’na iki abuk laf edip, rahatlasın.
 
Eskiden kafatası ölçermiş bazıları.
 
Eeee, Kılıçdaroğlu’na ne bundan?
 
Bize ne?
 
O yıllarda dünyada bir kafatası ölçme olayı vardı, Avrupa kaynıyordu bu işlerle, bizdeki bazı, o zamanın aklı evvelleri de kafatası ölçmüş olabilir.
 
Ne yapalım yani, ağaca mı çıkalım şimdi?


Yazarın Son Yazıları:
Bozdoğan Kemeri sessiz bir tanıktır
Demek ki bir değişiklik yok
Özgür Özel’i yakından tartmak istiyor